Tecrübem, iş bağlantılarım, özel bir fikrim olmadan ve çok az parayla şu an bir işe başlayacak olsaydım, işte bunları yapardım.
1. Adım : Bir Fikir Edinin.
Bana göre herkes iş kurabileceği bir şeye sahip. Bu fikri nereden bulursunuz? Bu fikir tutkulu olduğunuz, hakkında bir şey bildiğiniz, üstüne emek sarf etmeye gönüllü olduğunuz ender bir yerde yatar.
Dikkat ederseniz ”Tutkunuzu bulun” demedim. Sadece tutkunuz etrafında bir iş kurmak yeterli olmayacaktır. Aynı tutkuya sahip insanlardan bir takım oluşturmadığınız sürece, sadece kendiniz için bir şey inşa ediyorsunuzdur. Bu kesinlikle kötü bir şey değildir; gel gelelim, bu makale de sıfırdan bir iş kurmayı konu alıyor.
Bir kağıt parçası alın ve 3 sütunlu bir liste oluşturun. Excel veya Google çizelgesi oluşturmayın.
Fiziksel olarak not alma işlemi, fikirler için daha fazla şans yaratır. Dikkatinizi dağıtan tüm şeylerden kurtulun ve bu işe 15-20 dakika(maksimum) odaklanın. Bu egzersizi ”İlk hamle” olarak adlandıralım, çünkü adlandırmak eğlencelidir ve yaratıcı düşünmeyi geliştirmeye yardımcı olur.
Aşağıda belirtildiği üzere ilk adım için 3 sütun:
- Bir çeşit emek içeren yapmayı sevdiğiniz 10 şey (örneğin: resim çizmek, yazı yazmak, şarkı söylemek, mobilya yapmak, site kodlamak, yaşlı bayanların karşıdan karşıya geçmesini sağlamak vs.)
- İşinizi dünyaya açabileceğiniz 10 yol (örneğin: online kurs, özel ders, e-ticaret sitesi, perakende satış dükkanı, kitap serileri, videolar vs.)
- İlk iki sütunu gözden geçirin ve üçüncü sütuna 10 iş fikri yazmaya çalışın. Resim dersi vermek olabilir, benzersiz mobilyalar satan e-ticaret sitesi açmak olabilir. Sadece 10 tane fikir karalayın.
Önümüzdeki bu noktada tam anlamıyla net olmak istiyorum.
İlk egzersizde büyük fikrinizi bulamayabilirsiniz. Sorun değil!
Bu aşama kitap, makale taslağı yazmaya benzer. Muhtemelen sıkacaktır. Burada amaç güdülerinizi gözden geçirerek beyninize hali hazırda yaptığına başlaması için imkan tanımak.
Gelişmiş hissediyorsanız, bir veya birkaç kişiyle oturup bir ”Kötü Fikirlere Mahal Yok Beyin Fırtınası” yapabilirsiniz.
2. Adım: Kurgusal olmayan birkaç kitap okuyun.
Yaşadığımız çağda iş kurmak isteyen birine Eric Reis’in ”The Lean Starup” kitabını bir hayli öneririm. Dürüst olmak gerekirse Eric’in kitabına ”Vay be” demeyeceksiniz. Fakat size şu anki hızlı çevrede yeni bir iş kurmanın temellerini gösterecek.
Bir hayli tavsiye ettiğim bir diğer kitap ise Pam Slim’in ”Body of Work” kitabı. IWearYourShirt defterini kapattığımda ve hayatımda ne yapacağımı kestiremediğimde bu kitap bana gerçekten yardımcı oldu. Kitapta, sayfaların üzerinde yapabileceğiniz harika egzersizler bulunuyor. (Üzgünüm e-kitaplar, bu sefer matbaada basılanları önereceğim. )
Önereceğim son kitap ise Seth Godin’den herhangi bir kitap. Herhangi birisi olabilir. Sanırım şimdiye dek 452 kitabı var. Seth inanılmaz derecede zeki ve kitapları ilham kadar pratik bilgi de içeriyor. Kendinize bir iyilik yapın ve bir tanesini edinin.
Kitap okuma üzerine bir not: Aşırıya kaçmayın ve sonsuza dek okumayın. Bir çok insan diğer insanların içeriğini tüketirken kayboluyor. Gerçekte bir şey oluşturmaktan veya kendi içeriklerini yaratmaktan çok daha kolay olduğu için böyle yaparak sonsuz tüketim çıkmazına giriyorlar.
Okuyacağınız kitap sayısına ve okumaya ayırdığınız zamana bir limit koyun. İster 9/5 bir işte çalışın, 13 çocuğunuz olsun veya kitap okuyamayacak kadar meşgul olun, 2 haftalık süre içerisinde 3 kitap okumalısınız.
3. Adım : Kendinizden şüpheye düşürecek düşünceleri göz ardı edin.
Eğer kendinizle ilgili şüphe sorunlarınız yoksa, ve bir fikriniz varsa 5. adıma geçin. Durmayın, devam edin.
Eğer kendinizden şüphe ediyorsanız, size önemli bir şey söylemek istiyorum: Yalnız değilsiniz! Özellikle yeni bir iş kurma sürecinde, hepimiz bu tahrip edici düşüncelerle boğuşuyoruz.
- Fikrim, birinin hoşuna gidecek mi?
- Benim ürünlerimi satın alacaklar mı?
- İnsanlar işimin aptalca olduğunu düşünecek mi?
- Hiç para kazanabilecek miyim?
- İnsanlar fikrim hakkında olumsuz konuşacak mı?
- Eğer bu işi kurarsam, sonunda evsiz, çıplak, karnı aç ve akreplerle yaşayan biri mi olacağım?
Eğer bu düşüncelere sahipseniz, yalnız değilsiniz.
Kendinden şüphe etmenin üstesinden geldiğim ve başkalarının da üstesinden gelmesini sağlamaya çalıştığım yollardan biri ise sadece dünyaya bir şey ürettikten sonra kendimi yargılamam. Kendinden şüphe duymak bir şey paylaşmadan önce ortaya çıkar, fakat genelde ortaya bir şey koyduğunuzda yok olur. Ne kadar çok üretirseniz, o kadar az kendinizden şüpheye düşersiniz.
Daha çok hayatta zorlayan bir şeyi yapmayı sevmek gibi. Ne kadar çok yaparsanız, o kadar kolay olur.
Eğer yarın Oscar ödülü kazanmış bir aktör/aktrist olmaya karar verseydiniz, oyunculuk dersleri almanız, oyunculuk tecrübesi kazanmanız ve hünerinizi defalarca bileylemeniz gerektiğinin tamamen bilincinde olurdunuz.
Zaman alır, çaba gerektirir. Elinize yüzünüze bulaşması gerekir. Aynı şeyler her türlü iş veya buluş için de geçerlidir. Sadece başlamalı ve mükemmel olmaya çok fazla odaklanmamalısınız.
Hiç yoktan iyidir! (Benden daha zeki biri zamanında söylemişti.)
Eğer korku ya da şüpheleriniz varsa, dayandığınız değnekleri sınırlandırın. Sürekli içerik tüketmek, video oyunlarıyla kafanızı dağıtmak veya artık neyse.
Kaçma yollarınızı sınırlandırarak, kendinizi harekete geçmeye zorlarsınız. Ayrıca okuduğunuz her kitabı ve makaleyi çok daha fazla takdir edersiniz, çünkü kendi kabiliyetlerinizi dünya ile paylaşmak için kendinizi sınırlandırdığınızı artık biliyorsunuz.
4. Adım: Henüz bir fikir buldunuz mu?
Bulduysanız harika, 5. adıma geçin.
Bulamadıysanız birinci adımı tekrarlayın. Eğer hala bir fikir bulamadıysanız, yanınıza telefon veya teknolojik bir alet almadan uzun bir yürüyüşe veya gezintiye çıkın. Tüm elektronik araçlardan uzak durun, bırakın zihniniz gezintiye çıksın. Boşluk hayal gücüne fırsat tanır.
Diyelim ki şimdiye dek bir çeşit iş fikri buldunuz. Şu anda fikrin iyi veya kötü olması fark etmez. Bir iş kurarken aslında bu kelimeler anlamsız. SnapChat diye bir şey var ve 3 milyar dolar değerinde. Fikirler sürüsüne berekettir, asıl olay ise arkasından gelecek birkaç adımdır.
5. Adım: Potansiyel müşterileri tespit edin ve bulun.
Sahip olduğunuz e-mail listesinde, sosyal medya hesaplarınızda vs. potansiyel müşterileriniz bulunmuyorsa, ilk olarak müşterileri bulmak iç karartıcı bir görev olabilir.
Kendinizden kesinlikle şüphe etmeyin. Sadece bir kitle bulmanın ve oluşturmanın zaman ve çaba gerektirdiği gerçeğini kabul edin. Eğer zaman ve emek harcamaktan korkuyorsanız, bu makaleyi hemen kapatın ve gidip YouTube’da birkaç video izleyin.
Şuna bir açıklık getirmek istiyorum, müşteriler takipçi, abone, fan veya diğerleri değildir. Müşteriler tipik olarak internette yaptığınız bir şey için size para veren tamamen yabancı kişilerdir.
Potansiyel müşterilerinizi şu şekilde bulabilirsiniz.
- Arkadaşlarınıza ve ailenize kişisel şu tarz mailler atın. ”Belli bir kitleye XYZ ürünü satmak için bir iş kurmayı düşünüyorum. Benimle bu konuda konuşacak ve ilgisi olabilen birini tanıyor musunuz? Şu an bir şey satmayı düşünmüyorum. Geri bildirim almak için potansiyel müşterilerle konuşmak istiyorum.”
Önemli : Bu tarz bir toplu e-mail göndermeyin. Hatta bir kenara not edin, asla toplu e-mail göndermeyin.
- Google üzerinden fikrinize ilişkin forumları, blogları ve her şeyi arayın. Eğer daha önce yapılmamış bir şeyi oluşturmuyorsanız, ki ilk işinizde bunu önermiyorum, işiniz hakkında bilgi sahibi olan kişileri göreceksiniz.
- İşiniz hakkında potansiyel müşterileri çekmek için ücretsiz olarak birden fazla yerde bilgi paylaşın (reddit alt forumları, medium, forumlar/bloglar, LinkedIn grupları, Facebook grupları, yerel toplantılar, organizasyonlar vs.)
- Rekabet iyidir. Neden? Çünkü ürününüz için hali hazırda bir pazar olduğu anlamına gelir. Satmak istediğiniz şeyi satın almış insanların olduğu anlamına gelir. Bu iyi bir şeydir, size söz veriyorum.
Ne kendinizi var olan şirket sahipleriyle karşılaştırmanın ne de insanlardan istenmeyen geri bildirimleri kabul etmenin zamanı. Geri bildirim tehlikelidir. Sadece potansiyel müşterinizden veya sizin yaptığınız iş hakkında tecrübe sahibi kişilerden gelen geri bildirimler ciddiye alınmalıdır.
6. Adım: İnsanlarla gerçek konuşmalar yapın.
Müşterilerinizi bulduğunuzda, onlarla gerçek konuşmalar gerçekleştirin. Yapabiliyorsanız, onlarla kafelerde oturun. Skype veya diğer videolu konuşma servisleri de iş görür, fakat yüz yüze olmalısınız.
Potansiyel müşterilerle konuşmalarınız bu şekilde ilerlemeli:
- Birçok soru sorun ve dinleyin.
- Henüz bu kişiye herhangi bir şey satmaya kalkışmayın, fakat satın alma isteklerini ve eşik fiyatını ölçün. (eğer buna hazırsanız)
- Problem çektikleri noktaları belirleyin.
- Bir sürü not alın.
- Modeller bulun.
İnsanlarla yüz yüze veya Skype üzerinden konuştuğunuzda, tonlamalarını duyabilirsiniz. İnsanları neyin derinden rahatsız ettiğini anlayabilirsiniz. Gerçekten onlar için önemli olan bir şeyi hissedebilirsiniz. Bunları e-maillerle veya anketlerle yapamazsınız.
İnsanlarla konuşurken, konuşmaları domine etmeyin. İşinizi kurmada gerekli bilgiyi edinmek için konuşmaya kılavuzluk edin.
7. Adım: İşin en küçük ve basit versiyonunu kurun.
Çılgın şirket değerlemelerinin olduğu bir zamanda yaşıyoruz, çok fazla risk sermayedarı var ve istatistiklere göre 10 işletme sahibinden 9’u ilk yılında başarısız oluyor.
İlk işiniz için fon gerekmez. 14. işiniz bile olsa, fon edinmeye çalışmadan önce muhtemelen yine işinizin basitleştirilmiş versiyonunu veya ürününüzün prototipini oluşturmalısınız.
IWearYourShirt’e 150 dolarlık Flip Video Kamera ve plastik kamada yaklaşık 100 dolar ile başlamıştım. Bir website için değiş tokuş yaptım. Profesyonel fotoğraflar çektirmek için bir fotoğrafçıyı 30 dolarlık öğle yemeğine götürdüm. Buna karşılık gelen terim ”öz-imkan”. Bunu olabildiğince yapmalısınız.
Dilediğim tek şey işimi bir e-mail listesi ile başlatmış olmak. Sosyal platformlar değişir, email algoritması değişmez. Eğer birine değer teklif ederseniz ve e-mailleri sürekli olarak gönderebilirseniz, güven ve güçlü ilişkiler inşa edersiniz. Bu, makaleyi okuyan her kişiye yapmasını önerdiğim bir pazarlama stratejisidir.
Çünkü aşırı harcadıkları için, aşırı pazarlarlar, aşırı bağlanırlar ve tekrarı bırakırlar. Bir işte yapabileceğiniz en büyük hatalardan biri varsayımlar yapıp onlara değerli elmaslarmış gibi bağlanmanızdır.
Gururunuzu içinize atın, müşterilerinizi dinleyin, eleştirmenlerden geri bildirimler alın (eğer yaptığınız iş hakkında tecrübeleri varsa), ve değişikliklere açık olun.
Söylenilen her şey ile birlikte, işinizin en küçük ve basit haliyle başlayın. Bir iPhone uygulaması için 20 madde uzunluğunda özellik sıralayabilirsiniz. Güzel. Güvenli bir yere kaldırın, fakat bu maddelerden 2-3 tanesi ile başlayın. İnsanların uygulamanızı kullanmasını sağlayın. Uygulama için ödeme yapmalarını sağlayın. Müşterilerinizin aslında ne yaptıklarını ve söylediklerini izleyin.
Her ne yapmak istiyorsanız, küçükten başlayın ve dünyaya üreteceğiniz şeyin küçük versiyonunu edinin.
8.Adım: Başlangıçta çok fazla reklam yapmayın, ölçeği yavaşça arttırın.
Birçok insan inanılmaz pazarlama ve promosyon stratejileriyle ortaya çıkmak istiyor. Tüm medya tanıtımlarını, tüm teknoloji makalelerini, her şeyi isterler. Sizin işiniz böyle şeyler için hazır değil. İlk ödeme yapan müşterilerinizle, işinizi bileylemeye ve şekillendirmeye yoğunlaşmalısınız.
İlk müşterileriniz, aynı zamanda ikinci müşterileriniz olacak şekilde bir şey oluşturmaya yoğunlaşın. Eğer bu durum gerçekleşmezse, bir şeyleri yanlış yapıyorsunuz demektir.
Hiçbir pazarlama, halkla ilişkiler, reklam konuşmanın gücünü gölgeleyemez. Hakkında konuşmaya ve paylaşmaya değer bir şeyler inşa edin. Eğer işiniz konuşmaya veya paylaşmaya değer değilse, üstünde çalışarak neden vaktinizi boşa harcıyorsunuz?
Ürünlerinin veya hizmetlerinin iyi olmadıklarını bildiğinde, sürekli reklam ve pazarlama yapan insanlar görüyorum. İşleri yeterince hazır değilken, neden yeni müşteri çekmeye çalıştıklarını onlara sordum.
Onların cevabı? ”Onu daha sonra halledeceğiz, bizim gelecek paraya ihtiyacımız var.” YANLIŞ.
Ürünler daha piyasaya çıkmadan insanların ödeme yapmasından bahsediyorum. Arkadaşlarım Omar ve Nicole, daha yazılım var olmadan, Webinar Ninja üyelikleri sattı!
Fakat işiniz faaliyet göstermeye başladığında, müşterileriniz mutlu olana dek bir üst seviyeye çıkarmaya gerek yok, şikayet desteği de yok, işinizin durumu hakkında rahat hissedersiniz.
Adım 9: Umursayın
Dürüst olmak gerekirse bu birinci adım olmalıdır, fakat bununla bitirmenin daha güzel olacağını düşündüm.
Eğer kurduğunuz iş umrunuzda değilse veya müşterileriniz, hizmetinizi umursamıyorsa, öyleyse hemen yaptığınız işi bırakmalısınız. Bu tarz bir iş bazıları için işe yarayabilir, fakat benim için ve bu makaleler aracılığıyla iletişime geçtiğim insanlar için işe yaramaz.
Müşterilerinizi ve işinizi umursamak bir taktik değildir. Bir tavsiye değildir. Bir hile de değildir. Bu, kendimize aşılamamız gereken bir şeydir, çünkü iyi insanlarsınız ve işinizin başkasının hayatını iyileştirmesini veya dünyayı daha iyi bir yer haline getirmesini istersiniz.
Bir sonraki Kızılhaç’ı veya UNICEF’i yaratmalısınız demiyorum, fakat işiniz insanlar için sorunları çözmeli ve bir şekilde hayatlarını iyileştirmelidir.
Eğer bunu umursamıyorsanız, öyleyse devam edin. Eğer bir iş kurduysanız ve bırakmayı düşünüyor ama doğru zaman olup olmadığını bilmiyorsanız, kendinize şu soruyu sorun: ”Bu işi umursuyor muyum?” Eğer dürüst cevap hayır ise, öyleyse kepenkleri indirme zamanı gelmiştir. Eğer cevabınız evet ise, biraz ara verin, iç muhasebe yapın ve yanlış olan şeyi düzeltin.
Bunu yapabilirsiniz. Fikriniz yeterince iyi. Siz de yeterince iyisiniz. Sadece zamanınızı ve emeğinizi harcamalısınız, ve buna sadık olmaya niyetli olmalısınız.
Tüm işletme sahipleri öyle ya da böyle mücadele ediyor. Bazıları başlangıçta. Bazıları sona doğru. Bazıları sürekli mücadele ediyor. Yaptığınız şey umurunuzda olduğu ve müşterilerinize, size değer kazandırdığı sürece, bu zor zamanlarda mücadele etmelisiniz.
Bir iş kurmak artık hiç olmadığı kadar kolay. Püf noktası sadece başlamak.
Bu makale thenextweb.com’da Jason Zook tarafından 2015’te yayınlanan yazıdan çevrilmiştir.