
Bunu yazarken, büyük 60’ı yeni bitirdim. İşte size sizden otuz sekiz yıl fazla yaşanmışlığa dayanan tavsiyeler. Söylediğin her şeye inanmanızı beklemiyorum – ben yirmi iki yaşındayken bu yaşta birini dinlemezdim ama belki bazıları size uygundur:
Bilineni zorlayın ve bilinmeyeni sahiplenin. Bilineni kabul etmek ve bilinmeyene direnmek bir hatadır. Tam tersini yapmalısınız: Bilineni zorlayın ve bilinmeyeni sahiplenin. Şimdi bu çeşit bir riski alma zamanı çünkü kaybedecek daha az şeyiniz var ve kazanacak çok şeyiniz. Muhteşem şeyler, mevcut durumu sorgulayanlara gelir.
Kısa ve öz olun. Okulun tersine, iş yerinde çok az minimum vardır. Tüm kariyerim boyunca, bir e-postanın, sunumun veya raporun çok kısa olmasıyla ilgili bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar problem yaşadım. Her şeyin mükemmel uzunluğu “tamamlanmış” halidir – fazlası iyidir ve “şok ve dehşet” işte de savaşta da işe yaramaz. İşte prensipler: e-posta – beş cümle; sunum – on slayt ve yirmi dakika; rapor – bir sayfa.
Hikâyeler anlatın, demolar yapın ve resimler kullanın. En büyüleyici insanlar, diğerlerini etkilemek ve ikna etmek için hikâyeler anlatır, demolar yapar ve resimler kullanır. Küçümsemezler ve azarlamazlar. Sosyal medyada, e-postada, yüz yüze sunumlarda, telefon konuşmalarında veya video konferanslarında, ortam ne olursa olsun insanların akıllarında bir resim çizerler. Yalnızca bir tane Steve Jobs var ama eğer bir sonraki Steve Jobs olmak için bir şans istiyorsanız hikâyeleri, demoları ve resimleri kullanarak iletişim kurmayı öğrenin.
İlk işinizi zorlamayın. Hayatınız boyunca muhtemelen 2-3 sektörde 5-10 işiniz olacak. İlk işiniz sonuncusu olmayacak. İlk işiniz bir sonraki Google’ın beşinci elemanı olmak olsa muhteşem olurdu fakat olasılıklar oldukça düşük. Yapabileceğiniz tek hata ilk işinizin hiçbir şey öğrenemeyeceğiniz bir yerde olması ve eğer hiçbir şey öğrenemiyorsanız bu muhtemelen sizin hatanız. Gidin, çok çalışın ve mükemmel ilk işi bulmayı düşünmeyi bırakın.
Bugünde yaşayın, gelecek için çalışın. Çalışmaya başladığınız ikinci gün, kimse hangi okula gittiğinizle, ortalamanızın ne olduğuyla, futbol takımı, robot veya münazara kulübü başkanı olup olmamanızla ya da ebeveynlerinizin kim olduğuyla ilgilenmeyecek. Önemli olan şey ortaya bir sonuç çıkarıp çıkaramadığınız, yani patronunuzun iyi görünmesi için sıkı çalışın (bkz. sonraki madde).
Patronunuzun iyi görünmesini sağlayın. İşiniz patronunuzu iyi göstermek. Patronunuzu kötü gösterip ondan daha ileri gitme teorisi yanlış. Bunu yapmaya çalışmak, patronunuza sadakatsiz olduğunuzu ve kurumun geri kalanına da aptal olduğunuzu gösterir. Patronunuzun başarılı olmasını istersiniz ki siz de onun arkasında ilerleyebilin.
Öğrenmeye devam edin. Öğrenmek bir etkinlik değil işlemdir, yani asla öğrenmeyi bırakmamalısınız. Aslında okuldan çıktığınızda öğrenmek daha da kolaylaşır çünkü öğrenmeniz gerekenlerin sizinle ilgisi daha açık hale gelir. Aslında mezun olduğunuz gün, gerçek öğrenmenin başladığı gündür.
Çok erken evlenmeyin. Ben otuz iki yaşımda evlendim. Bu aşağı yukarı doğru zaman. Bu yaşa gelene kadar kim olduğunuzu bilemeyebilirsiniz. Ayrıca kiminle evlendiğinizi de bilemeyebilirsiniz. Çok geç evlenen kimseyi görmedim. Çok erken evlenen birçok insan tanıyorum.
Mutlak kurallara uyun. Gençken yalan söylemek, kopya çekmek veya hırsızlık yapmak kesinlikle yanlıştı. İş dünyasına girdiğinizde, göreceli durumlara göre düşünmeye itileceksiniz. Yaşınız ilerledikçe doğru ve yanlışın kesinlikten göreceliliğe doğru değiştiğini göreceksiniz. Bu yanlıştır: sonsuza kadar doğru doğru, yanlış da yanlıştır.
Sizi terk etmeden önce aileniz ve arkadaşlarınızla vakit geçirin. Hiçbir şey – para, güç veya ün – aile ve arkadaşlarınızın yerini tutamaz veya gittiklerinde onları geri getiremez. Muhtemelen şu anda ölümsüzlükle ilgili hayaller görüyorsunuz – bu doğal. En azından siz ölümsüz olsanız bile çevrenizdekilerin olmadığını düşünün.
Bir şey daha. Çocukken ebeveynlerinizin her zaman haklı olduğunu düşünürdünüz. Lise ve üniversite boyunca ebeveynlerinizin her zaman haksız olduğunu düşündünüz. Üniversiteden sonra ebeveynlerinizin sıklıkla haklı olduklarını fark edeceksiniz. Ve sonra, ister inanın ister inanmayın, sonunda ebeveynlerinize dönüşeceksiniz. Genç aklınızla bunu bir düşünün…
Bu makale Guy Kawasaki’nin 22 Şubat 2015 tarihinde kendi sitesi guykawasaki.com’da yayınlanan yazısından çevrilmiştir.
Bir yanıt bırakın