Para Kazanmayı bir hastalık haline getirip ruhsal bir boşluğa düşüp bolluk içerisinde yalnız kalmaktansa; bireysel ve toplumsal kazanımları sürdürülebilir ve pozitif olgusallıklar çerçevesinde elde etmek en büyük kârdır.
Bir ülkeyi güçlü kılan unsurlardan birinin zengin nüfusu olduğunu düşünen ekonomistler var, bence yanılıyorlar. “Ulus-Devlet” algının tükenmeye başladığı günümüzde bazı şirketler birçok ülkeden daha güçlü artık. İçlerinden bazı ülkelerin borçlarını ödeyenler bile var! 90lardan sonra şirketler ülkelerden daha güçlü olacak teorisi vuku bulmuş durumda. Bu durum aynı zamanda yönetişimin seçimler ve kamuoyu eliyle değil de ekonomik güçler tekelinde yürütüldüğü anlamına geliyor.
Eşit gelir dağılımı ve makul vergi sistemi, yaşam standartlarının yakın olması vatandaşların ekserisinin memnuniyetine katkı sunacağından ötürü dengeli,adil ve refah bir ekonomi politikasının temellendirilmesini sağlayacaktır.
Girişimcilerin/ İş insanlarının daha çok para kazanmak odaklı fikir ve işlerden ziyade toplumsal fayda sağlayan, hayatı kolaylaştıran,geleceğe sağlıklı teknoloji vaat eden ve sürdürülebilir olan şeylere yönelmesi naçizane önerimdir. Hiç kimsenin sizin daha çok zengin olup üst kimlikle fakir kalacak olana yardım etmenize veya çalıştırmanıza ihtiyacı olmamalı!
Robin Hood çalarak dağıtıyordu ezerek veya kazanarak değil.
Kapitalizmin kitlenip kendini tüketmeye başlamasından sonra adınızı insanlık tarihine utanç verici bir biçimde yazdırmak ve gelecek nesiller tarafından yargılanmak istemiyorsanız fikirlerinizi bu erdemler üzerine inşa etmeniz faydanıza olacaktır.
Nesnel doğrular için bir idol veya rehbere ihtiyacınız yok.;
Akıl ve vicdan tartınız hayatınız boyunca rehberiniz olsun…[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]