Size bundan birkaç yıl önce başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum. 2015 Yılında bir kongreye katıldım; kongre oteline bir çok akademisyen gelmişti, kongreye sponsor olan birçok firma da benim çalışmak istediğim firmalardı. İlk gün maalesef kimse ile tanışma fırsatım olmamıştı; çünkü herkes kendi halindeydi ve herkesin bir amacı vardı.
Ama sonra Serdar Abi ve Ömer Abi ile tanıştım…
İkisi de koyu Galatasaraylıydı. O gün de Galatasaray – Fenerbahçe derbisi vardı, ama otelde maç izleyecek bir yer yoktu. Aslında maçı izleyecek bir yer bulmuştum fakat merkeze gitmek için bir aracım yoktu. O sırada Serdar abilerin lobide otel çalışanlarıyla koskoca otelde nasıl maç yayını olmaz diye tartıştıklarını gördüm. Söz konusu Galatasaray – Fenerbahçe maçıydı, nasıl olmazdı? Hemen yanlarına iliştim. Maç izleyecek yeri bulduğum için beraber gitmeyi önerdim. Daha yeni tanışmıştık ama söz konusu derbi olunca hemen kabul ettiler. Onların aracı ile maçı izlemeye gittik. Maça dair son hatırladığım Serdar abi Galatasaray gol kaçırdıkça sırtımı yumrukluyordu. Günün sonunda bayağı samimi olmuştuk. Kongrenin son gününde Serdar abi yanıma geldi ve kartını verdi; CV’ni mutlaka bekliyorum diye… Sonrasında ise Serdar abinin çalıştığı firmada çalışmaya başlamıştım.
Çalıştığım bu süreç içerisinde arkadaşlarım ve çevremdeki çoğu kimseler “Şirkete nasıl girdin?”, “Kendin mi ayarladın?”, “Torpilin mi vardı?” gibi sorular soruyordu. Herkese bu olayı anlattığımda hep “Torpille girmişsin işte, bizim yok ki böyle tanıdığımız.’’ gibi söylemler ile geri dönüşler yaptılar.
Şimdi olaya şu açıdan bakalım;
- Eğer siz hocalarınız ile iyi bir networking kurduysanız,
- Eğer siz okulunuzda arkadaşlarınız ile iyi bir networking kurduysanız,
- Eğer siz networkinginizi çıkar doğrultusunda kurmadıysanız,
- İhtiyacın olabileceğini bilmeden ve çıkar olmadan ilişki kurabilmek, geliştirmek ve onu canlı tutabildiyseniz,
Bunun adı bana göre torpil değil Samimi Networkingdir.
Ülkemizde yaşlısından gencine büyük çoğunluk, insanları çıkarları doğrultusunda yapmacık tavırlar ile kendilerine bağlamaya çalışıyor. Ağınıza dahil ettiğiniz kişiye yeni bir fırsat değil, yeni bir insan gözüyle bakmalısınız. Tanıştığınız kişiye gerçek bir gülümseme hediye etmelisiniz. İşte sadece bu anda gerçek bir ağ kurmuş olursunuz; çünkü emin olun hiç umursamadığınız bir kimseden bile bir şeyler öğrenebilir ve onunda sizden öğrenebileceği şeylerin önünü kapamamış olursunuz. Bu da karşılıklı ilişkiye zarar değil fayda sağlayacaktır.
Unutmayalım ki networking,
- Bir şeyler satmak ve yeni müşteriler bulmak,
- Yeni iş fırsatları yaratmak,
- Bağış kampanyası yapmak,
- Finansal destek sağlamak,
- Kariyerinizi planlamak için kullanılacak bir kavram değildir.
Bu yüzden lütfen network kavramını doğru yönde kullanıp samimiyet dolu ağlar kurun. İnsana makamı ve mevkisine değil kendi şahsiyetine saygı duyarak yaklaşın ve onunla bu saygı çerçevesinde ağ kurmayı deneyin. Bu yolu kullanmanız hem sizin açınızdan hem de onun açısından çok faydalı olacaktır. Ancak bu şekilde gerçek bir network kurabilirsiniz.
Yanındakine karşılık beklemeden neden bir demet gülümseme hediye etmiyorsun?
Bir yanıt bırakın