1.Sensgreen’in yolculugunda Android Akademinin yeri nedir? Program öncesi ve sonrasında kendini değerlendirecek olursan neler kattığını söyleyebilirsin?
Sensgreen olarak çalışmalarımıza 2017’nin ekim ayında ODTÜ Teknokent’te başladık. Android Akademi’den haberimiz olduğu sırada yolun henüz çok başındaydık. Programın afişini
ilk gördüğümüzde Türkiye’de girişimcilik ekosisteminin önde gelen kurumlarından Girişimcilik Vakfı ve Google Türkiye isimlerini yan yana görmek bizi son derece heyecanlandırdı.
Akademinin detaylarını incelediğimizde organizasyonu büyük isimlerin düzenlemesinin yanında
öğrencilere yönelik, uzun soluklu bir program olması ve birbirinden değerli ve deneyimli
mentorların da eşlik ediyor olması yolculuk boyunca çok şey öğreneceğimizi öngörmemizi
sağladı. Program bizim ekip olarak katıldığımız ilk etkinlikti, bu sebepten de Android
Akademi’nin yeri bizim için çok ayrı. Teknik olarak öğrendiğimiz şeylerin yanında ekip ruhunun
da gelişmesi çok önemli bir kazanım. Girişimcilik Vakfı ve Google Türkiye’nin San
Francisco’daki bağlantıları sayesinde alanlarında uzman insanlardan ve Amerika pazarındaki
potansiyel müşterilerimizden çok önemli geri bildirimler alma fırsatımız oldu. Bu ekosistem gezisi
iş planımızı geliştirmenin yanı sıra şirketin vizyonunu da daha üst seviyelere taşıdı.
Kişisel olarak baktığımda ise akademinin bana en büyük katkısının misyonumu netleştirme ve
vizyonumu geliştirme olduğunu düşünüyorum. Katıldığım diğer girişimcilik etkinliklerinde
akademi sayesinde tanıştığım insanları gördükçe de networkümü ne kadar genişlettiğini
anlıyorum. Bu anlamda baktığımda Android Akademi’nin katkısı proje bazlı değil, yarın yeni
projelere başlamak istediğimde attığım adımların daha emin ve daha sağlam olmasını sağladığı
için, uzun soluklu diyebilirim.
2.Android diyince akla genelde bireysel telefonlar ve B2C mobil uygulamalar geliyor. Sensgreen gibi B2B hizmet veren bir startup için android yetkinliği ne kadar önemli ve size ne gibi kapılar açtı bahsedebilir misin?
Sensgreen olarak ticari binalarda bulunan mevcut iklimlendirme sistemlerinin daha optimize ve daha konforlu çalışmasını sağlayan çözümler sunuyoruz. Kullanıcılardan aldığımız, kullanıcıların termal konforlarına dair geri bildirimleri iç ve dış ortam parametreleriyle harmanlayarak onların en konforlu hissedeceği ortam koşullarını iklimlendirme harcamalarını minimuma indirerek sağlıyoruz. Kullanıcılardan geri bildirimleri mobil cihazlarına yüklediğimiz arayüzle alıyoruz. Geri bildirim almamız bizim için kullanıcı konforlarına bağlı üretkenlik artışı için çok önemli bir nokta. Android Akademi süresince uygulamaların sadece arka planlarını yazmayı değil, UI/UX tasarımlarının yapılmasına dair de deneyimli insanlardan önemli ipuçları öğrendik. Buradan öğrendiklerimiz eşliğinde daha çok insanın uygulamamızı daha sık kullanmasını sağlayarak sistemimizin çalışmasını daha da iyileştirebiliyoruz. Android uygulamanın önemini buradan aldığımız temel bilgilerin ışığında müşteri görüşmeleriyle her geçen gün doğruluyoruz.
3.Günümüzde yeşil enerji ve sürdürülebilir teknolojilere ilgi artıyor, bu alanda android teknolojisinin IoT cihazlarla etkileşimi konusunda ne gibi olanaklar sağlayacağını düşünüyorsun?
Android cihazların günümüzde bilgisayarların, cüzdanların, biletlerin ve daha bir çok şeyin yerini almış olmasına alıştık. Sabah evden çıktığımızda yanımıza sadece telefonumuzu alarak günümüzü çok rahat geçirebiliyoruz. Artık bütün elektronik cihazlar internete bağlanabiliyor. Bu bize öncelikle bu cihazların gerçek zamanlı takibini getiriyor. Bunun sayesinde de enerji analizi yapmak çok daha rahat oluyor. İzlemenin yanı sıra mobil telefonlarımız ile elektronik aletleri kontrol de edebiliyoruz. Akıllı bina konseptleri ile binaların Android telefonlarla kontrol edilmesi yaygınlaşıyor ve bunun kullanıcılara getirisi sadece konfor değil aynı zamanda enerji tasarrufu da oluyor.
4.Android Academy’nin yeni dönem programına başvuracak yazılımcılara tavsiyelerin nelerdir?
Başvuracak arkadaşlara vereceğim ilk tavsiye projenize asla aşık olmayın ve eleştirilere açık olun. Uygulamaya başladığınızda geleceğini düşündüğünüz nokta ile gerçekte geleceği nokta arasında çok fark olacak. Ulaşacağı noktayı ise kullanıcılar belirleyecek. Bu sebeple aklınıza gelen uygulamayı bir an önce yazıp PlayStore’da bir an önce yayınlamak yerine, potansiyel kullanıcılardan geri bildirimler alarak onların ışığında geliştirmek çok daha önemli. Bu noktada da öncelikli olarak müşterilerinizin kim olduğunu keskin bir şekilde belirlemeniz gerekiyor. Size uygulamanızın ne kadar mükemmel olduğunu söyleyen insanlar değil, nelerin eksik nelerin yanlış olduğunu söyleyen insanlar gerekiyor. Eğitimler boyunca duyu organlarınızı ve zihninizi açık tutun. Burada gördüğünüz, duyduğunuz, öğrendiğiniz şeyler sizin çok farklı yerlere gelmenizi sağlayacak. Ayrıca akademi boyunca tanıştığınız insanlarla iletişiminizi asla koparmayın. Tanışacağınız her insandan yeni bir şey öğreneceğinize emin olun ve vizyonunuzu geliştirin.