Angela Merkel’i Time Dergisi’nin Yılın Kişisi Seçmesini Sağlayan Liderlik Nitelikleri

0
3495

2005’ten bu yana Almanya’nın şansölyesi olarak Merkel, bir geriden yönetme ustası olduğunu kanıtladı – ve kararlı duruş sahibi olmanın ustası olduğunu da.

 

Time dergisi, Almanya’nın şansölyesi Angela Merkel’i, geçtiğimiz Çarşamba akşamı Yılın Kişisi seçti.

 

2005’ten bu yana Almanya’nın şansölyesi olarak hizmet veren Merkel, aralarında Donald Trump, İran Devlet Başkanı Hassan Rouhani, Uber CEO’su Travis Kalanick ve Caitlyn Jenner’ın da bulunduğu kişiler arasından bu onuru kazandı. Time dergisi, konuyla ilgili yazısında “Onun politik tarzında ne bir özel yetenek, ne süslü konuşmalar, ne de karizma var – sadece felaketten sağ kalan birinin keskin güç duygusu ve bir bilim adamının veriye olan sadakati var” cümlesini kullandı.

 

Siyaset ve İşletme dünyaları birbirlerinden son derece farklı olsalar da, Merkel’in liderlik karakteri, büyük bir küresel hükümetten bir şeyler öğrenmeye istekli olan girişimciler için birçok gösterge de sunuyor. Time’ın övgü dolu yazısından, Merkel’in göze çarpan karakteristik özelliklerinin kısa bir listesi:

 

Hiçbir zaman yalnız bir ses olmaktan korkmadı. Aslında Merkel, azınlık platformlarına alışkın. Merkel, Katolik partide boşanmış bir Protestan. Doğu Almanya’dan, Time’ın yazdığına göre politikaya “yeniden birleşen ve o zamanlar doğuluların hala uzaylı gibi görüldükleri 1990’lar Almanya’sının siyasetine bir Ossi gibi” girdi. Eğitimi, ne politika ne de uluslararası ilişkiler üzerineydi – kuantum kimyası eğitimi almıştı. En nihayetinde de bir kadındı – yani, öyle ya da böyle, kendi ayakları üzerinde durmak zorundaydı.

 

O, geriden yönetmenin (problem anında öne çıkıp liderlik özelliğini göstermek, normal zamanlarda insanlarını geriden yönlendirmek) ustası. Time dergisine göre Merkel, “Willy Brandt’ın bir zamanlar Die Politik der kleinen Schritte (bebek adımlarının siyaseti) olarak tanımladığı ya da bizim ABD’de tanımladığımız şekliyle geriden yönetme olan şeyi gururla uyguladı”. Satırları okurken, Merkel’in, “geriden yönetme” kavramının şampiyonu olarak akıllara kazınan ve liderliği kolektif bir aktivite olarak gören Nelson Mandela’dan birkaç şey öğrenmiş olduğunun farkına varıyorsunuz. Mandela’nın teknikleri konusunda uzman olan Harvard İşletme Bölümü profesörü Linda Hill, “geriden yönetme” kavramının amaç odaklı liderlik kavramının en üst düzey hali olduğuna inanıyor. 2014’te yayınlanan Collective Leadership – Kolektif Liderlik adlı kitabında Hill, şöyle yazıyor: “Amaç (lider, otorite ya da güç değil), topluluğu oluşturan ve harekete geçiren şeydir. Amaç, insanların, yeniliklerin zor görevlerini birlikte yerine getirme konusunda istekli olmalarını ve bu yolda kaçınılmaz olan çakışma ve gerilimleri etraflıca ele almalarını sağlayan şeydir”.

 

Merkel’in değerleri, Almanya’nın geçmişten gelen kötü itibarını kurtarmak ve tersine çevirmek konularında yardımcı oldu. Time dergisi şu cümleye yer verdi: “Almanya, geçtiğimiz 70 seneyi zehirli milliyetçi, militarist ve soykırımsal geçmişine panzehirler bulmak için harcadı”. Merkel’in değerleri (insanlık, cömertlik ve hoşgörü), aranan panzehirlerdi. 2015’te, gerek Vladimir Putin’in Ukrayna’daki aksiyonları olsun, gerek Yunan ekonomik krizi olsun, gerekse Paris saldırıları olsun, söz konusu değerlerin devreye girdikleri birçok ortam oluştu.

 

Time, bu gibi ortamların “kapıları çarpmak, duvarlar örmek ve hiç kimseye güvenmemek gibi refleksleri canlandırdığını” yazarak, Merkel’in, bu aksiyonlar çoğunlukla yalnız ses olmak anlamına gelse dahi, kendi duruşunu sergilemekten korkmadığını belirtti. Bu, Merkel’in daha önceden hiç yapmadığı bir şey de değil. “Merkel’in onanma oranları 20 puandan fazla düştüğünde dahi insanlara olan inancını tekrarladı. Tekrar tekrar “Wir schaffen das” dedi, “Bunu yapabiliriz”.

 

 

Bu makale inc.com’da Ilan Mochari tarafından 2015’te yayınlanan yazıdan çevrilmiştir. 

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here