“Anne Ben Global Village Haline Gelmiş Dünyamızın Global Citizen’ı Oldum”

Merhaba, değişim yolculuğuna ilk adımını şu an bu yazıyı okuyarak atan güzel insanlar!

 

Kısaca kendimden bahsedeyim; Adım Eda. Okan Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü 2. Sınıf öğrencisiyim. Fellow80 ile Girvak ailesinin bir parçası oldum. Size yaşadığım en güzel deneyimlerden birisini dilim döndükçe aktarmaya çalışacağım.

 

Üniversiteye geldiğim ilk senemde küçük de olsa kendi ayaklarım üzerinde durma çalışmalarım beni cesaretlendirmişti. Kendime öncelikler listesi hazırlamıştım, gezmeyi ve fayda sağlamayı seven biri olarak ilk hedefimin yurt dışına çıkmak olduğunun farkına varmıştım. Ancak herkes de olduğu gibi kafamda “dilim anlıyor ama konuşamıyor seviyesinde, hayatımda hiç tek başıma yurt dışına gitmedim ya sonuç hüsran olursa? ” çanları çalıyordu. Bunun beni engellemeyeceğini bilerek araştırmalara koyuldum. O sıralar AİESEC’le tanıştım.

 

“Comfort Zone” kavramını ilk o an görmüştüm. Aslında hepimiz kendimizi rahat olduğumuz alanlarda yani bir nevi kafeslerde kapalı tutmaya alıştırmışız. Bu yüzden önümüzdeki olanakları hep itmişiz ya da araştırma zahmetinde bile bulunmamışız. Kendimizi eksikliklerimiz olduğuna inandırmışız ve asla adımlar atmamışız.  Bu duruma bir tepki olarak proje araştırmalarına başladım. Avrupa bana en yakın ve en cazip geleniydi.

 

Düşünün; minimum 1,5 ay yurt dışında hiç tanımadığınız insanlarla yaşayıp projeler yapacaksınız. Sizin yeni aşina olduğunuz bir programı bunu hiç bilmeyen ve sürekli TV’de terör ve dünyadaki kötü olayları izleyen ailenize kabul ettirmeye çalışacaksınız.

 

Kulağa zor geliyor değil mi?

 

Deneyimime dayanarak konuşmam gerekirse aslında ikna aşaması en zorlu kısmı. Geriye kalan proje anılarınız iste en keyifli kısımları. Bu nedenle kesinlikle başta pes etmeyin!

 

Bana neler mi kattı?

 

Avrupa’da başvurduğum 15 programdan 1’i olan AİESEC Zagreb beni projesine kabul etti. Global Citizen’lığa ilk adımımı atmıştım. Projemiz “Discover Zagreb” adında Hırvatistan’ın başkentini bir yerli haline gelene kadar özümseyip turistlere bunu aktarmaktı. Bu projeye seçilerek kendimi dünyanın en şanslı insanı olarak görmeye başlamıştım bile. Çünkü projem hem gezmeyi içeriyordu hem de hobim olan sosyal medya ve tanıtım işleriyle tamamıyla bağlantılıydı.

 

1,5 ay boyunca farklı kültürlerden ve ülkeden 5 kişiyle aynı evde yaşadım.  Açıkçası bu beni en çok geliştiren deneyim oldu. Sizden tamamen farklı kültürden insanlarla aynı düzene sahip olmanız mümkün değildi. Hiç gürültü patırtı yaşamadan kardeşçe 1,5 ayımızı paylaştık. Yemekler hazırlayıp filmlere gittik. Yeri geldi omuzlarımızda ağlayıp dertleştik yeri geldi kahkahalarımız komşularımızın bile dikkatini çekecek kadar yükseldi. En büyük tartışmam İtalyan arkadaşımla “how to cook pasta” üzerine oldu diyebilirim. Orada yaşarken Hırvatların da söylenilenden daha kibar ve cana yakın insanlar olduğuna şahit oldum. Hayatımın en güzel ilhamlarını o güzel insanlardan aldım ve bazı başarılarımın ilk adımlarını orada attım. Buna şu an ailesinin bir parçası olduğum GİRVAK da dahil. Başvuru sürecim boyunca bana sürekli destek oldular. En basitinden motivasyon videom Türkçe olmasına rağmen ilgiyle izlediler ve anlamışcasına tavsiyelerde bulundular.  En güzeli de her bir aşamayı geçtiğimde Whatsapp grubumuzda “Hey guys, I’ve just passed this step! 2-3 more steps left!” yazdığımda aldığım en güzel motivasyon cümlelerini duyuyor olmamdı. Bu kafasının asla geçmediği mutluluk çeşitlerinden bir tanesi.

 

 

6 farklı ülkeden gençle harika deneyimler yaşadık. Seyahate çıktık, kültürlerimizi karşılaştırdık ve en güzel yanı da ön yargılarımızı yıktık. Çünkü biz başkalarının bizim yerimize kurallar koyamayacağını öğrenmiştik. Aslında dünyanın ne kadar küçük ve basit olduğunun ancak bir o kadar da büyüleyici olduğunun farkına o sıralar vardım. Şimdi halen o arkadaşlarımla konuşup buluşma planları yapıyoruz. Net bir şekilde belirtmeliyim ki o ortamı inanılmaz özlüyorum. Kesinlikle ölmeden yapılması gerekenler listenize AİESEC’le Global Citizen deneyimini yaşamayı ekleyin!

 

Hayatta hepimiz bireysel çıkarlarımızla insanlığın çıkarlarını bir bütün olarak görmeye başladığımızda dünya değişecek ve AİESEC gibi non-profit kuruluşlar, özellikle de Global Citizen programı, bu olayın sizin hayatınızdaki belki de ilk adımı olabilir.

 

Ben Avrupa’yı seçerek insanlık için küçük, kendim için büyük bir adım atarak bu macerama başladım. Şu an ise ikinci bir adımımı Çin’le devam ettirmeyi planlıyorum. Ne kadar büyük bir adımla başlamak istediğiniz sizin elinizde!

 

“Acaba dünyada başkalarının tecrübelerinden istifade edecek kadar akıllı bir insan var mıdır?“ demiştir Voltaire.

 

Durup kendime baktığımda 16 farklı ülkede evim ve kardeşlerim var. Güçlü hissediyorum ve güzel bir değişim yaşadım. Siz de Voltaire’e ve benim gibi deneyimini sizle paylaşan milyarlarca insana kulak verin. O akıllı insanlardan olun!

 

Şimdi rahatlıkla diyebilirim ki “Anne ben GLOBAL CİTİZEN oldum!”

 

RENKLİ GÜNLER!

 

2 yorum

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*