Asya’nın En Zengin Adamı Li Ka-shing’den Başarı için 8 Öneri

Mütevazı koşullarda babasız bir ergen olmaktan dünyanın en zengin patronlarından ve en cömert filantropistlerinden birine yükselen Li Ka-shing, Asya’daki birçok kişi için dünyada başarılı olmanın bir modelini temsil ediyor. Onun hayata ve işe yaklaşımı hakkındaki kitaplar — çoğu Çince ve hepsi yasaklı — dünyanın dört bir yanındaki Çince kitapçıların iş kısmını dolduruyor, ABD’de Warren Buffett hakkındaki birçok kitabın da yaptığı gibi.

 

Yeni sayımız için Li ile röportajıma eşlik edecek yaklaşık bir düzine metinden aldığım, Li’nin sözlerinden oluşan uzunca bir liste hazırladıktan sonra öğrendim ki seçtiklerimin çoğu Çin’den diğer birçok şey gibi ortak bir problemi açığa çıkarıyordu: aslında sahtelerdi, Li bunlardan hiçbirini söylememişti.

 

Li’nin hayır kurumu olan Li Ka Shing Foundation bana şu 8’i ayıklamada yardımcı oldu:

 

*Bir lider olarak, insanın geleceğe hazırlanmaya diğerlerinden daha çok vakit ayırması gerekir.

*Pazar iyi olduğunda gereğinden çok iyimser olmadığım gibi pazar kötüye gittiğinde de gereğinden çok kötümser olmuyorum.

*Sizin ve şirketinizin sahip olduğu iyi ün bilanço tablosuna yansımayan paha biçilemez bir kazançtır.

*Ne kadar kuvvetli veya yetenekli olduğunuz önemli değil; eğer büyük bir kalbiniz yoksa, başarılı olmazsınız.

*Başarılı bir yönetici olmak için, tavır ve beceri eşit derecede önemli içeriklerdir. Bir lider, diğerlerine ilham verir. Bir patron altındakileri baskılar ve onlara kendilerini küçük hissettirir.

*Başarı için beynelmilel bir formül bulmak zor olsa da, başarısızlığa karşı dikkat işaretleri her yerdedir. Başarısızlığı minimuma indirmeye yarayan bir yapı oluşturmak başarıya giden bir kısa yol sağlar.

*Başarılı yöneticilerin yetenek için keskin gözleri olmalıdır. Kendilerinden daha zeki insanları seçmekle kalmazlar, ünleri kendilerinden önce gelen kurumsal süperstarlardan da kaçınırlar.

*İyi yönetim sanatı değişimi kabul etmekte ve yeni ile geleneksel düşünmeyi harmanlayabilme yeteneğinde yatar.

 

Bu makale forbes.com’da Russell Flannery tarafından 2012’de yayınlanan yazıdan çevrilmiştir.

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*