Şuanda farzedin ki yolda yürüyorsunuz. Birisi sizi durdurdu ve basit bir soru sormak istediğini söyledi.
”Sizce Başarı Nedir?”
Bu soruya nasıl bir cevap verirdiniz, hiç düşündünüz mü?
Eğer bu zamana kadar düşünmüş ve bunun için çalışmalara başlamışsanız tebrik ederim ve umarım ki herşey yolunda gidiyordur, yolunuz açık olsun!
Başarı kimisi için para, kimisi için mutluluk, kimisi için şan şöhret temelli olsa da bu terimi, koyulan hedefe ulaşmak yada koşu pistindeki finish ipini göğüslemek olarak niteleyip genel kabul bir tanım içine sokabiliriz.
Atatürk için başarı bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmaktı, Fatih için başarı İstanbul’u fethetmekti, Ronaldo için başarı dünyanın en iyi futbolcusu olmaktı, Steve Jobs ve Bill Gates için bu kavram dünyayı değiştirmek anlamına geliyordu.
Peki Sence Başarı Nedir?
Cevabın hali hazırda varsa birkaç tecrübemi ve zaman zaman okuduklarımdan derlediğim birkaç şeyi bundan sonraki aşama için buraya bırakmak istiyorum.
Çalışmak çalışmak çalışmak değil, hedef odaklı çalışmak, bir amaç uğruna çalışmak çok daha önemlidir benim için. Öğrenemediğiniz şeyleri neden öğrenemediğinizi düşünün. Göreceksiniz ki aslında bunu öğrenmek için yeterli sebebiniz yok. O yüzden hedeflerinizin altında sağlam nedenler yatsın.
Dipnot: Üniversitede ders geçmek için çalışmak gerekliliktir. Sebep yada amaç değil. Bu yüzden çoğu insan mantıksız olduğunu düşündüğü derslerde takılır.
Ortada bir hedef varsa konuya mantığınızla yaklaşın. Maktıksal kıyaslama yapmadan hareket etmeyin. Evet&Hayır, Tamam&Devam durumlarında mantık terazinizi kullanmayı ihmal etmeyin. Bu zaman zaman tehlikeli, bazen de acımasız görünebilir ancak duygusal hareket ettiğinizde göreceksiniz ki çoğu zaman işler sarpa saracak. Terazinin ağır gelen tarafını doğru kabul edin.
Koyduğunuz hedef sizi korkutsun. O yola çıkarken heyecanınız kadar korkunuz da olsun. Başarının tadına baktıkça özgüveniniz pekişecektir.
Arada bir dönüp arkanıza bakın. Bu hem katettiğiniz yolu hemde kendinize kattığınız değeri görmenizi sağlayacak. Aynı zamanda yola çıktığınız insanları size tekrar tekrar hatırlatacak ki o insanları farketmeden de olsa yolda bulduklarınıza değişmeyin.
Sağlıklı beslenin, ben düzensiz hayatım dolayısıyla yapmasam da siz yapın 🙂
Yeterince uyuyun. Ne az ne çok. Vücudunuzun şarjının dolduğunu hissettiğiniz anda atın yorganı üzerinizden.
İşler biter ancak yollar paralel gitmez. Birgün yolunuz aynı insanlarla tekrar kesişebilir. Networkünüzü canlı tutun. Herhangi bir sebebi kendinize bahane edip arada bir hal hatır sorun, mümkün olduğunca buluşun.
Kulaklarınızı tıkayın!
Övgüye de sövgü! ye de. Duymayın, bırakın insanlar konuşsun. Meyve veren agaç taşlanır, doğru söyleyen dokuz köyden kovulur bla bla bla. Bunların hepsi doğru. Sizi öven insanları da duymayın. Farkında olmadan egoya kapılır yerinizde saymaya başlarsınız. Kendinizi dev aynasında görmeye başladığınızda herşey için çok geç olabilir.
İnsanına göre mütevazi, insanına göre egoist olun. Ağzından çıkanı kulağı duymayan insanlarla tanışacaksınız. Sizi aşağımaya kalkanlar olacak. Egoist olun gitsin. Diğer durumlarda, özellikle de sizi tanımayan insanlara karşı mütevazi olmak, karşı tarafın statüsü ne olursa olsun sizi değerli kılar.
İnsanlarla ilişkilerinizi güçlendirin. Herhangi bir sohbet ortamına girdiğinizde daima anlatacak şeyleriniz olsun. Benim çok problem yaşadığım noktalardan birisi de bu. Yılmak yok. Çalışıyorum
Ve en sonunda kazanmaya hazır olun.
Emin Çapa’nın Tedx videosunu izlemenizi tavsiye ediyorum. Linkini de aşağıya bırakıyorum. Kendisinin de dediği gibi Elma sadece Newton’un başına düşmedi. Dünyada hamama giden tek insan Arşimet değildi. Biri yerçekimini diğeri suyun kaldırma kuvvetini buldu bu insanların.
“Çünkü başarı; onu arzulayan ve ona hazır olana gelir.”
E. Çapa
“Çalışacağım ve kendimi hazırlayacağım. Ve Birgün şans kapımı çalacak.”
Abraham Lincoln
O insanların diğerlerinden farkı zaten konularının üzerine çalışıyor, kafa patlatıyor olmalarıydı.
Ve Birgün geldi. Hiçbirimizin farketmediği şeyleri farkettiler.
Biz bakarken onlar görmeye başladılar.
Başarı dediğimiz şey; aslında baktığımızı görebilmek. Gördüğümüz an başarmış oluyoruz.
“Türk Hamamlarında Suyun Kaldırma Kuvveti Neden Yok? – EMİN ÇAPA”