“Her girişimci eşsiz bir yolculuğa sahiptir ve yol boyunca kendisini bekleyen bazı zorluklarla karşı karşıya kalacaktır.”
Evet, bu kulağa çok klişe bir söylem gibi geliyor ancak hayat iniş ve çıkışlarla dolu bir serüven ve karşılaştığımız her olaya bizi geliştirecek tarafından bakmanın; plan yapamadığımız şeyleri yönetebilme becerimizi geliştirirken, girişimcilik için sağlam adımlar atmamıza yardımcı olacağını düşünüyorum.
Bugünün başarılı girişimcilerinin bile bir dönem düştüğü bu tuzaklara gelin birlikte bakalım:
- Yanlış ekiple başlamak
Birinin iyi bir kişi veya mükemmel bir dost olması, onun şirketinizin temellerini atmanıza yardımcı olacak doğru kişi olduğunu göstermez.
Çoğu girişimci adayı birlikte çalışacağı insanları seçerken çevresinde yer almayan her insana karşı önyargılıdır, ancak yetenek setleri değerlendirildiği zaman bunun önemi fark edilecektir.
- Ego ve itibar etrafında bir şirket oluşturmak
Başarılı bir girişimci olarak güçlü bir üne sahip olmak, sermayeyi artırırken veya çalışanları işe alırken gerçek bir avantajdır. Bununla birlikte, bir şirketi tamamen bir kişiye indirgemek ise şirketin itibarı açısından oldukça zararlıdır.
Güçlü bir ün, yanlış nedenlerle çalışanları şirkete çekebilir. İnsanlar şirketinizi düşünürken sizi değil, çözmekte olduğunuz sorunları düşünmelidirler. Sadece çözüme sahip olduklarını iddia eden bir firmaya değil, sorunun çözülmesine karşı tutkulu olmalılar.
- Organizasyona uymayan insanlar işe almak
Şirket büyüdükçe organizasyonda doğacak yeni roller için bir işe alım süreci yaşanması oldukça doğal ancak bu süreçte, birinci maddede belirtilen kriterlerle bir görevlendirme gerçekleştirilirse, bu ilerleyen vadede sıkıntı yaratacaktır.
İşe alınan kişi şirketin kültürüne uyum sağlayacak mı? Çözdüğümüz probleme duyarlı mı? Hem şimdiki dönem hem de gelecek dönemler için istihdam, şirketlerin başarılı olmasını ve hızla büyüyebilmesini güçlendirdiği için bu noktayı es geçmemek gerekiyor.
- Geçmişe takılıp kalmak
Girişimciler, her zaman en iyiyi bildiklerini düşünme tuzağına düşerler. Kullanacakları en iyi teknolojinin, en iyi yönlendirmenin ve bir şirketin organize edilmesinin en iyi yollarını bildiklerine inanırlar.
Gelişen dünya trendleri ne yazık ki buna izin vermiyor. Bir şirketi yönetmek, verimli çalışmak ve en iyi insanları seçmek için kullanılan yöntemler sürekli olarak değişiyor. Girişimciler, daima iyileştirmeye ve yeniliklere açık olmalılar.
- Kendine karşı dürüst olmamak
Birçok girişimci kendini yanlış bir biçimde her şeyin sorunsuz ilerlediğine dair ikna eder. Her şeyin güzel olduğunu iddia etmek, bir problemle yüzleşmekten daha kolaydır çünkü bir şirket için uzun bir zaman harcayıp emek verdikten sonra misyonun veya vizyonun şirketle uyumsuz olduğunu fark etmek oldukça zor olabilir.
İyimserlik kesinlikle önemlidir, ancak girişimciler mevcut şirketlerinin bu gibi uyumsuzluklarını ve ne zaman başarısız olacağını anlayamazlarsa tehlikeli bir duruma düşerler.
- Çalışanların fikirlerini önemsememek
İşlerin “belirli” bir şekilde yapılmasını istediğinizde, görevlendirme yapmak zordur. Bu anlaşılabilir çünkü şirket büyüdükçe, farklı alanları temsil edecek insanları seçmek oldukça önemli bir hale geliyor. Bu görevi gerçekleştirecek insanı belirli bir görev tanımıyla bulunduğu role sıkıştırmamak gerekiyor.
Katı kurallarla belirli şeylerin yapılmasını istemek yerine, çalışanlarınızla fikir alışverişi yapmaya önem vermeniz, onların fikir ve görevlerle oynamalarına izin vererek rahat hissetmelerini sağlamanız şirketin verimliliğini artıracaktır.
- Sağlıklı bir iş-yaşam dengesi kurmamak
Bir girişimci olarak mükemmel bir iş-yaşam dengesi korumak son derece zordur. Birçok girişimcinin içine düştüğü en büyük tuzaklardan biri dengeye sahip olmamak.
Ne kadar çok çalışılırsa o kadar başarılı olunacağına inanmak genel bir kanı ancak bu noktada çok çalışmaktan ziyade verimli çalışmak büyük bir önem kazanıyor.
Meselenizi önemsemek güçlü bir motivasyon kaynağı olabilir ancak yaratıcı çıkışlara sahip olmak ve dinlenmeye ve sosyal çevrenize vakit ayırmak enerjinizi yüksek tutmaya yardımcı olacaktır.