Bilim, üniversite sanayi işbirliği ve girişimcilik. Bu üç kelime, girişimci olmak isteyen bir kimyager adayı olan benim aklımdan uzun zamandır çıkmayan ve nasıl birleştireceğimi düşündüğüm kelimeler. Bu yazımda da bu konularda bir aday olarak aslında kendi içimdeki düşüncelerle sizleri tanıştıracağım.
Girişimciliği bence insana ve hayata olumlu bir şekilde dokunmak, yeni fırsatlar yaratmak ve fikirlerin ışığında uzunca çalışmak olarak adlandırabiliriz. Bilimin zorlu süreçleri ve adanmışlık hissi burada benzerken bilim uzun yıllar sonuç almadan ayakta kalabiliyor ve ileriki yıllara bir miras bırakarak yeni araştırmalara ışık tutabiliyor. Bu iki alanı birleştirme düşüncesi yeni bir istihdam kapısı, teknoloji anlayışı, ve yeni bir çağı bize sunuyor. Facebook bir sosyal ağ iken Oculus ve çeşitli AI projelerine yatırım yaparken, Google uzun yıllardır bir arama motorundan fazlası olup X projesiyle daha fazlasını arıyorken ve bu alanlarda yatırıma her zamankinden daha fazla önem veriyorken, Elon Musk SpaceX ile uzaya usanmadan roketler gönderiyor ve yeni bir çağa adım atıyorken, bizler nasıl girişimcilik ve bilimi birleştirebiliriz? Bilimi ve yüksek teknolojiyi baz alan bir girişim nasıl başarılı olabilir, ve daha da önemlisi Türkiye şartlarında bu girişimleri nasıl daha iyi noktalara taşıyabiliriz?
Bence bu noktada en önemli unsurlardan biri üniversite sanayi işbirliği. Üniversitelerin sadece teorik bilgi ile donatılmış yerlerden ziyade bilimsel bilgiyi hayata geçirebilecek yüksek teknoloji üretebilecek bir teknoloji üssü olma fikri ile oluşmuş teknokentler her zamankinden daha önemli bir noktada. Destek ve teşvikler burada önemliyken yüksek teknoloji üreten firmalara yasal süreçlerde de destek verilmesi, şirketleşme ve yatırım alma sürecinin kolaylaştırılmasının yeni başarılarının önünü açacağına inanıyorum. Birçok değerli bilim insanını barındıran üniversiteler girişimcilik ile birleştiği zaman milyar dolarlık şirketlerden daha fazlası, biz vizyon yuvası olacağından hiç şüphem yok. Bir bilimsel proje yaparak başladığım girişimcilik serüvenim yine Elon Musk gibi vizyoner birinin fikirleri ile ilerlemeye devam ediyor. Üniversitelerin girişimcilik kültürü ve bilimi yorumlama şekli bu noktada benim gibi gençleri de girişimcilikle tanıştıran güzel nedenlerin başında geliyor. Yüksek teknoloji ve AR-GE çalışması gerektiren girişimcilik projeleri uzun çalışma ve genellikle de ciddi yatırım gerektirirken Türkiye’de yüksek teknoloji üzerine yoğunlaşmış yatırım programlarının çoğalmasının yeni girişimcileri yüreklendireceğine ise inancım tam.
Sonuç olarak her birini hayattaki bazı noktalarını çözmek için kullandığımız mühendislik bakış açısı ve girişimciliği, bilimsel bakış açısını neden harmanlamayalım. Evet, bu ikisini yapmak için o konuda uzmanlaşmak, bazen yıllarca süren bilimsel eğitim ve özveri gerekiyor. Eğer yaptığımız şey topluma katkı sağlayacaksa, yeni fikirlere ışık tutacaksa ve geleceğe umutla bakmamıza yardım edecekse neden olmasın?