Bir şeyi bedavaya istemeden önce, karşılığında ne teklif edebileceğinizi düşünün!

Benden ücretsiz bir şeyler isteyen insanlardan haftalık en az üç veya beş teklif alıyorum.Benden tavsiye vermemi, etkinliklerinde konuşmamı, bir şeyleri eleştirmemi veya benimle yemeğe veya kahve içmeye çıkmak istiyorlar. Bu tekliflerin %90’ını kibarca reddediyorum; çünkü hayatımı kazanmalı ve diğer insanlar gibi faturalarımı ödemeliyim. Ayrıca zamanıma, sınırlarıma ve beni aydınlatacak şeyler yapma konusundaki isteklerime fazlasıyla saygı duyuyorum.

 

Üstelik karşılığında fazlasıyla değerli bir şeyler sunamıyorsam kimseden bedavaya bir şey yapmasını istemediğim için tekliflerini kibarca reddediyorum.

 

Masaya ne koyuyorsun?

 

Hayatım boyunca sadece birkaç kez ücretsiz bir şeyler istedim ancak her seferinde karşılığında kaynak, fırsat veya araç gibi teklifler sunmayı da asla ihmal etmedim. Kendime genellikle sorduğum soru şuydu:

 

“Etkinlik sahibinin, ürün yaratıcısının veya servis sağlayıcısının deneyimini nasıl geliştirebilirim?” [Soruya ricada bulunduğunuz kişiyi dâhil ediyoruz.]

 

Ekibimden asla bedavaya çalışmasını rica etmedim (hata yapmadıkları sürece, zaten çoğu zaman çalışanlarım, kendileri ücretsiz olarak yaptıkları hatayı çözmeyi öneriyorlar) ve asla tanıdık bir iş insanına ücretsiz tavsiye, hizmet veya danışma için ulaşmaya çalışmadım. Sağlayıcılardan ücretsiz iş talep etmeye başladığınız an, teklif ettikleri servisin değerini düşürür ve sağlayıcıyla aranızda bir kırgınlık oluşmasına neden olursunuz.

 

Bu durum herkes için geçerlidir. Örneğin bilgisayarla arası iyi olan bir arkadaşınızı düşünün. Bilgisayarınızı ücretsiz ve karşılığında bir şey teklif etmeden, her tamir etmesini istediğinizde, size verdiği değeri ve gösterdiği saygıyı düşürmüş olursunuz; çünkü böyle yaparak zamanlarının önemsiz, beş para etmez ve hiçbir değerinin olmadığı mesajını vermiş olursunuz.

 

Bunun yerine, bir ödeme, hediye veya dışarı çıkarmayı teklif edin böylece değerli olduklarını ve yeteneklerine minnet duyduğunuzu hissedeceklerdir. Belki karşılığında bir şey yapmanıza gerek olmadığını söyleyip karşılıksız yapmayı teklif edebilirler; ancak “ücretsiz” yapılan işin asıl beklentiniz olmasına asla izin vermeyin.

 

Yararlı değiş tokuş

 

Merriam-Webster “bedava”yı “para gerektirmeyen” olarak tanımlıyor; ancak bir şey istediğiniz kişi için zaman, ürün, para ödeyen bir müşteriye hizmet etme yeteneği, enerji harcama vb. şeylere mal olur. Talebinizin bir bedeli olması nedeniyle yapabileceğiniz en iyi şey, istekte bulunduğunuz kişiyi ikna edebilecek bir teklif sunmaktır. Buradaki hedefiniz yararlı bir değiş tokuş yapmak olmalıdır.

 

“Merhaba, benimle kahve içmeye çıkar mısın? İşle ilgili sana sormam gereken birkaç soru var!” demek yerine belki de “Merhaba, işle ilgili sana sormam gereken birkaç soru var. Bir ara seninle kahve içmeye çıkalım, ayrıca karşılığında birkaç referans kazanmanda yardımcı olabilmesi umuduyla sana networking grubumu tanıtmak istiyorum.” diyebilirsiniz.

 

“Etkinliğimde konuşma yapabilir misiniz? Ancak belirli bir bütçemiz yok…” yerine “Konuşma yapmanızı gerçekten çok isteriz, ancak ne yazık ki bütçemiz yetersiz. Fakat sosyal medyada etkinlik hakkında paylaşımlar yapacağız, ayrıca yerel televizyonda da reklamlarımız yayınlanacak. Yani size markanızın olabildiğince tanıtımını yapma fırsatı teklif ediyoruz.” diyebilirsiniz.

 

Bu şekilde teklifte bulunmanız her zaman olumlu yanıt alacağınız anlamına gelmez.

Her zaman “hayır” cevabı alabileceğinizi de unutmayın.

 

Buna rağmen, istekte bulunduğunuz kişi, doğru düzgün bir değiş tokuş imkânı sunmaksızın bir istekte bulunduğunuzdan çok daha farklı bir şekilde yaklaşacaktır. İsteğinize saygı duyacak ve o an kendisini nasıl değerli, saygı ve minnet duyulan birisi gibi hissettirdiğinizi asla unutmayacaktır.

 

Bu makale  Erin Blaskie’nin 6 Ocak 2015 tarihinde erinblaskie.com’da yayınlanan yazısından çevrilmiştir.

 

0 Shares:
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şunlar da Hoşunuza Gidebilir

İsim: Her şey mi, hiçbir şey mi?

Eğer Donald Trump hala aile lakabı olan Drumpf ismini taşısaydı otellerinden birini bu isimle süsletir miydi? Yaşadığı şehir olan New York'ta %60'a yakın kişinin desteklediği insanlar onu seçer miydi? HBO'da gece talk show'u sunan John Oliver, Trump'ın atalarının yüzyıllar önce bu ismi değiştirdiğini kaydetti. Milyoner, pazarlama dehası ve başkan adayı bu seçim için müteşekkir olmalı. Çünkü marka dünyasında isim çok fark eder.