Yaklaşık 2 senedir üzerine çalışmalarımızı yürüttüğümüz, pek çok insana danışıp aldığımız
olumlu/olumsuz bütün geri dönüşlerle değiştirip dönüştürmeye çalıştığımız bir sosyal girişim fikrimiz var.
Başarılı olacağına dair inancımız zaman içinde yaptığımız hatalarla ve karşılaştığımız güçlüklerle zorlansa
da kendinden pek bir şey kaybetmedi. Bu noktaya gelene kadar yaptığımız hataları da bizim gibi sosyal
girişimci olma hayaliyle yanıp tutuşan, büyük mevkiler kazanmak yerine büyük faydalar yaratmayı hayal
edinen yol arkadaşlarımızla paylaşmak istedim. Umarım faydasını görür, bizim yaptığımız hataları
yapmaz ve hızla hayalinizi hayata geçirme şansı bulursunuz. Gelin, madde madde hatalarımızdan
çıkardığımız derslere bakalım…
1- Ekibinizde yetkinliklerin geniş bir küme oluşturmasını hedefleyin
Bir girişimin hayata geçme aşamasında aynı işi aynı şekilde yapan kalabalık bir gruba ihtiyaç olmuyor,
farklı yetkinliklere sahip ekip arkadaşları farklı noktalardaki potansiyeli açığa çıkartabilmek adına
daha verimli çalışacaktır. Örneğin, fikir aşamasından ilk prototip aşamasına geçecek bir uygulamanın
her sayfasını ayrı bir arayüz/kullanıcı deneyimi tasarımcısının geliştirmesi sadece iş yükünü
artırmakla kalmayacak aynı zamanda ekranların birbirine entegrasyonu gibi birçok meselede çalışma
verimliliğinin düşmesini tetikleyecektir. Yine benzer şekilde, finans işlerini yürütmek ve yönetmek
adına birden fazla kişinin bir erken aşama girişimde çalışması pek ironik bir şekilde ekibi de
sırtlanması güç bir finansal yükün altına sokacaktır. Girişimler ayrı ayrı alanlarda yetkinleşmiş
kadrolarla maksimum verimliliklerine ulaşabilirler.
2- Hayal ortaklarınızla iş ortaklığı yapın
Sosyal girişimler sosyal sorumluluk işleri gibi kar amacı gütmeyen işler değiller. Bu sebeple karlılık
birçok zaman, işin ayakta kalabilmesi için gözetilecek konuların başında gelecektir. Ancak yine de
sosyal girişimlerin bir fayda yaratmak ve toplumsal iz bırakmak gibi daha değerli manevi amaçları
olduğunu hem unutmamak hem de ekip arkadaşlarının aynı motivasyona sahip olduğundan emin
olmak gerekir. Bir sosyal girişimin hayal olmaktan çıkıp hayata geçmesi sürecinde kişilerin sarf
edeceği efor da pek muhtemel bir şekilde fikrin varoluş amaçlarına olan bağlılıklarıyla doğru orantılı
olacaktır. Bir sosyal girişimde bulunmayı/çalışmayı sadece kariyer basamağı ya da para getirecek
ekstra bir iş olarak görmek pek kınanamayacak olsa da bu tarz motivasyonlar sosyal girişimlerin
hayata geçiş ve hayatta kalış süreçlerinde birçok önemli hususu sekteye uğratacaktır.
3- Yerel topluluklarla temas halinde olun
Sosyal girişiminiz çevre, çocuk, eğitim, göçmenler, insan hakları, sağlık veya hayvanseverlik konuları
üzerine yoğunlaşabilir ya da tamamını kapsayabilir. Fikrinizin pek tabii olarak bir ihtiyaç sonucunda
ortaya çıktığı sanısına da kapılabilirsiniz. İhtiyacı tespit etmek ve eğer ki böyle bir ihtiyaç gerçek
anlamda söz konusuysa beklentilerle tamamen uyumlu olabilmek için hedef kitleyle temas halinde
olmak çok önemlidir. Fikir danışmak, geri dönüt almak, açık uçlu sorularla beklentileri ölçmek ve
geliştirme tavsiyeleri almak adına fikrinizin hayata geçmesini beklemek sizi geri dönüşü olmayan
yollara sokabilir ve bazı noktalarda en başa dönüp yeniden yapılanmayı gerektirebilir, o yüzden
yakınınızda bulunan Sivil Toplum Kuruluşlarını not edip adreslerini almak ve uygun vakitlerde
kapılarını çalmak, hatta gerekirse aşındırmak size büyük faydalar sağlayacaktır. Aynı zamanda
çevrenizdeki markaların sosyal sorumluluk işleriyle ilintilerini keşfetmek ve iletişime geçmek de gelir
modelinizi oluştururken ihtiyacınız olan fikirleri toplamanızı kolaylaştırabilir.
4- İyi bir gelir modeliniz yoksa oluşturana kadar yatırımcı karşısına çıkmayın
Fikir aşamasındaki girişimlere pek çok melek yatırımcı yatırım yapmaktan kaçınıyorlar. Aslında
sebepleri çok açık ve anlaşılabilir, bir girişimin kendini konsept olarak kanıtlamasını bekliyorlar,
bunun için de örneğin bir app için çalışan 5-10 ekran ya da websitesi için landing page ve birkaç
fonksiyon yeterli olabilir. Ancak ekibin yetkinliklerinin, fikre bağlılıklarının ya da azimlerinin test
edilebileceği herhangi bir süzgeçten geçirmeden yatırım yapmak fikri pek de akıllıca durmuyor. Bu
sebeple birçok defa tek sefer sahip olabileceğiniz başvuru/katılım şanslarını hiçbir şey gösteremeden
konuşmalarla harcamak günün sonunda eliniz boş dönmenize sebep olabilir.
5- Zamanınızı iyi değerlendirin ve fazla geç kalmayın
Girişimcilik ekosistemi içerisinde tanışacağınız neredeyse herkes bir şekilde aklınızdan geçeni ya da
benzerini düşünmüş olacak. Kimileri karlı olmadığını düşündüğü için, kimileri sosyal girişimlerin
ayakta kalmasının güç olduğuna inandığı için, kimileri de bir sosyal girişimi kurup hayatta tutmanın
çok fazla emek gerektirdiğini gördüğü için bundan kaçınmış olacaklar. Tavsiyelerin yapıcı olanlarını
alıp, karamsar olanları bir kenara bırakmak en iyi çözüm olacaktır. Çünkü zaten girişimci bütün bu
sürecin risklerini hesaplayıp, muhtemel sonuçları gören ve bunlara rağmen büyük resme kendi
rengini ekleme şansından vazgeçemeyen insan olacaktır. Belki tüm popülasyon içerisinde binde
bir/on binde bir oranda bulunan bir kitlenin parçası olabilmek de ancak doğru zamanda fikrinizi
hayata geçirmekle mümkün olacaktır, aralar vermek, uzunca kopuşlardan sonra geri dönmek bir
sabah gözünüzü hayalinizin başkaları tarafından gerçekleştirildiği bir ekosisteme açmanıza neden
olabilir.
6- Sosyoekonomik ve politik atmosferi iyi gözlemleyin
Konjonktür bir girişimin başarılı olmasındaki en büyük etkenlerden biri olabilir. Doğru zamanda,
doğru yerde doğru kitleyi yakalamak eşsiz bir başarının sahibi olmanızı sağlayabilir. Bunun elbette
birçok ayağı olacaktır. Ülkede belirli bir zaman diliminde gerçekleşen politik olaylar, kalkışmalar,
terörizm, politik çalkantılar, seçim dönemleri ve birtakım grupların faaliyetleri sosyal sorumluluğa ve
gönüllülük işlerine karşı yurttaşların duruşunu etkileyebilir. Ekonomik çalkantıların, krizlerin
görüldüğü zamanlarda olduğu gibi para akışları zayıflayabilir, tasarruf yöntemleri devreye sokulabilir,
birikimlerin sosyal sorumluluğa aktarılabileceği birçok yol tıkanabilir. Bunun dışında şeffaflık,
denetlenebilirlik, demokrasi gibi ilkelerin sekteye uğradığı durumlarda da faaliyetlerin ikna ediciliği
sekteye uğrar, bu durum da ulaşılan kitlenin küçülmesini tetikler. Bu sebeple konjonktürün politik,
sosyoekonomik ayakları başta olmak üzere birçok bileşeni doğru analiz edilmeli ve bunlara uygun
aksiyonlar alınmalıdır.
Ekipçe içinden geçtiğimiz bütün süreci gözlemlediğimde ilk bakışta aklıma gelen ve büyük önem arz
edebileceğini düşündüğüm hususlar kabaca yukarıda anlattıklarım gibi… Ama her yolculuğun ve
girişimci adayının kendine özgü bir yolu olduğunu da kabul ediyorum. Umarım bizim hatalarımızdan
çıkardığımız dersler başka yolların daha az taşlı olması için bir fayda yaratır.
Sevgilerimle…