Şirketim Headbands of Hope için fikir hayati tehlikesi olan hastalıklara yakalanmış çocukların dileklerini gerçekleştiren bir kuruluşta 19 yaşındayken yaptığım yaz stajından çıktı. Kızların saçlarını kaybettikten sonar peruk yerine saç bandı taktıklarını fark ettim. Böylece ben de kanserli bir çocuğa bir saç bandı veren ve satılan her saç bandından 1$’ı araştırma kurumlarına bağışlayan bir şirket kurdum.
O zamanlar iletişim okuyordum ve iş kurmak veya bir ürün üretmek hakkında en ufak bir şey bilmiyordum. Ama bunun geleceği olan bir fikir olduğunu biliyordum ve bu karşılanmamış bir ihtiyaçtı, bu yüzden bunu başarmak istedim.
Mayıs 2013’te mezun olmadan önce, 100,000 doların üzerinde gelir elde ettim. Mezuniyetimde sahnede yürüdüm, diplomamı aldım ve Headbands of Hope’un CEO’su olarak tam zamanlı bir işe doğru yürümeye devam ettim. Her yıl büyümeye devam ediyoruz ama öğrenciliğimdeki işin ilk yılı ve tam yüklü dersler alırken tek başıma elde ettiğim geliri asla unutmayacağım.
İşte mezuniyetten önce gelir elde etmek için birkaç tavsiye.
1. Öğrenciler sizin müşterileriniz – ve bunun hakkında tweet atacaklar.
Arkadaşlarınız ilk müşterilerinizdir. Bir üniversite kampüsünde olunca, arkadaşlarım, oda arkadaşların, sınıf arkadaşlarım ve şirketimden bahsedebileceğim diğer herkes ilk destekçilerim oldular. Müşterilerinizin üniversite öğrencisi olmasının harika bir yanı da sosyal medyada kendilerini ifade etmeleri. Sadece saç bantlarımdan almadılar. Onlardan aldılar, onları taktıkları fotoğraflarını Instagram’da paylaştılar ve sonra da arkadaşları da bir tane alsın diye bütün arkadaşlarına tweet attılar.
2. Kampüs temsilciliği programı başlatın.
Birçok arkadaşım başka üniversitelere gidiyordu ve haberi yaymak istediler. Bir “Kampüs Temsilciliği Programı” başlattım” ve arkadaşlarım markayı kampüslerinde temsil ettiler, öğrencilere satış yaptılar, diğer kulüplerle takım oldular ve yerel hastanelere bağış yaptılar. Sonra, diğer okullardaki arkadaşlarına söylediler. Şimdi programımız neredeyse 100 kampüste mevcut.
3. Bedava danışmanlardan faydalanın.
Ne zaman bilmediğim bir şey (bir iş planı nasıl oluşturulur, logo nasıl tasarlanır, web sitesi nasıl oluşturulur) hakkında bir sorum olsa, o bölümlerdeki farklı hocalara ulaştım. Onların derslerini almamama rağmen işimde bana yardımcı olmak için zaman ayırdılar çünkü bir öğrenciydim. Hocaların yaptığı rehberlik sayesinde saatlerce araştırma yapmama gerek kalmadan şirketim için sağlam bir zemin hazırladım.
4. İnsan önüne çıkın.
Ben bir kampüs turu rehberiydim ve her hafta bir veya iki kez yüzlerce lise öğrencisine ve ailelere okulu gezdirirdim. Gezinin başında, kendimi tanıtır, bölümümden, nereli olduğumdan ve işimden bahsederdim. Ayrıca grup fitness hocasıydım ve katılımcılar arasında saç bandı çekilişi düzenlerdim.
Üniversite, geniş bir seyircinin önüne çıkmak ve hikâyenizi paylaşmak için çok çeşitli fırsatlara sahip. Benim okulum beni ve şirketimi sitesinde, mezun bloğunda reklam amaçlı kullanmaya başladı ve hatta davetlerde üniversiteyi temsil edip konuşmam için beni davet etti. Artık hikâyem yeni öğrenci oryantasyonlarında da paylaşılıyor.
5.Şirketiniz için derslerinizi kullanın.
Son senemde, çok sayıda iletişim ve halkla ilişkiler dersi alıyordum. Hocalarımla ders başında konuştum ve onlara şirketimden bahsettim. Derste yapacağım bütün ödev ve projelerin işimle alakalı olmasını talep ettim.
Bir medya kiti oluşturma ödevim olduğunda, Headbands of Hope için bir tane hazırladım. Bir medya kiti hazırlamakla kalmadım, bundan not ve profesyonel geri bildirim de aldım. Bunu işime uyarlayabildiğim bütün derslerde yapabildiğim kadar yaptım, böylece şirketim üzerine çalışırken okulu da yürütmüş oldum.
6. Yaşınıza dikkat çekin.
Şirketimin basın ve medyadan gördüğü ilginin çoğu genç yaşımın bir sonucuydu. Milenyum jenerasyonunun çok sayıda olumsuz stereotipi var, bu yüzden eğer birisi bu çemberden dışarı çıkıp iyi bir şey yaparsa, bu fark ediliyor.
Tüm yaşlar için iş kurmak bir mücadele demek. Fakat ben üniversitenin size iyi bir başlangıç yapmanız için gereken fırsatları sağlayabileceğinin canlı kanıtıyım. Umarım mezun olduğunuz zaman, kavram ispatınız olur ve kendi işinizde tam zamanlı çalışabilirsiniz veya bu işin peşini bırakıp yeni bir şeyler denemenin vakti geldiğini bilirsiniz.
Her iki türlü de, işletme okusanız da okumasanız da, üniversite bir girişimci olarak gelişmek için fırsatlar ve tecrübelerle dolu.
Bu makale entrepreneur.com’da Jessice Ekstrom tarafından 2015’te yayınlanan yazıdan çevrilmiştir.