6 Aralık 2017 günü ekosistemin önde gelen isimleri “blockchain” teknolojisinin finansal servisler üzerindeki etkisini ve yeni gelişen finansal yaklaşımların sektörü nasıl şekillendireceğini konuşmak üzere buluştu. Webrazzi’ye bu güzel organizasyon için satırlar arasında bir övgü bırakırken bazı kavramların tarihsel gelişimine yakından bakarak başlayalım.
Yüzyıllarca altın baz alınarak düzenlenen finansal sistemler, 1931’de İngiltere ve 1933’te ABD tarafından terk edildi ve insanoğlunun altınla olan 5.000 yıllık aşkı bir nebze son buldu. Fiat Money (madeni karşılığı olmayan, hükümet kararının ilan ettiği para) kavramı hayatımıza girdi. Büyük Buhran’dan çıkış yolunu piyasaya para pompalayarak faiz oranlarını düşürmekte bulan ABD, tek çıkış yolunun para ile altın arasındaki bağı kesmek olduğunun farkındaydı. Bundan böyle elimizdeki paranın değeri hiçbir madene dayanmıyordu. Öte yandan 1970’lerden itibaren kendisine akademik makalelerde ciddi bir şekilde yer bulmaya başlayan Blockchain teknolojisi, para kavramını yeniden şekillendirmek için geliyordu.
Bitcoin’in yaratıcısı Satoshi Nakamoto’nun 2009’da yayınladığı makale ile kripto paradan haberdar olduk. Artık dünyada yeni bir para birimi vardı, ne elle tutuluyor, ne gözle görülüyor ne de değerli bir madeni referans alıyordu. Altından sonra finansal sistemleri üzerine alan hükümetler, artık bambaşka bir bakış açısıyla karşı karşıyaydı.
“Bir banka ne kadar güvenilir olabilir?”
İnsanlar, hiç kimsenin egemenliğinde olmayan ancak aynı zamanda manipülasyonlara da müsait bu yeni para birimiyle tanışırken blockchain yeni bir para kavramından çok daha fazlasını sunma yolunda ilerliyor.
Finansal teknoloji girişimleri son bir senede 17.4 milyar doların üzerinde yatırım aldı. Yeni nesil borsa sağlayıcıları, ödeme servisi aracıları, dijital cüzdanlar, siber güvenlik uygulamaları ve blockchain tabanlı yeni nesil finansal sistemler bu girişim gruplarından bazıları. Yerli olanlardan Akıllı BES, e-kira, Endeksa ve Fanaliz gibi son derece inovatif yaklaşımlarla kurulmuş start-up’lar arasında Bülent Tekmen’in kurucu ortakları arasında olduğu Colendi beni en heyecanlandıran oldu.
Colendi, blockchain tabanlı, merkezi olmayan bir kredi değerlendirme ve mikrokredi platformu. Geleneksel bankacılık yöntemleriyle son derece uyumlu olmayı planlayan firma makine öğrenmesi üzerine kurulu merkezi olmayan yapısıyla kullanıcının akıllı telefonundaki alışveriş geçmişinden ve sosyal platformlarından çekilecek olan veriyle evrensel bir dijital finansal kimlik ve kapsayıcı bir kredi güvenilirliği kimliği yaratmayı amaçlıyor. Kulağa biraz fazla “Black Mirror” gibi geliyor olsa da bunların tümünü yasal yollardan yapacaklarını söyleyen Tekmen’in ininal’dan sonraki son ve global girişimi aracılığıyla çıkacak uygulamayı merakla bekliyoruz.