Girişimcilikle az çok haşır neşir olanlar bile İsraildeki girişimcilik ekosisteminin ne denli büyük ve gelişmiş olduğunu çok iyi bilirler. Evet bilmek çok güzel; ya oraya gidip görmek? Peki vakfın bize sağladığı sayısız olanaktan biri olan bu ekosistemi bizzat görmeye gidecek kadar şanslı olmak desem.. Geçen sene Ocak ayında Campus Israil’e gittiğimden beri Google’in Campus adı altında kurduğu bu alt yapının aslında ne kadar değerli ve ülkemizde de keşke bu denli gelişmiş bir sistem olmasını dilediğim yerlerden biri olduğunu fark etmiştim.
Bu yıl, 6 ay boyunca Madrid’de okurken ve her şehir kendi ekosistemi içinde gelişir, kavrulur; ve aslında girişimcilik bir nevi kendi kendini kuran bir sistemse her şehrin kendine özgü bir girişimcilik ruhu, yapısı olmalı diye düşünürken karşıma yine bir Campus çıktı. Bu sefer Campus Madrid. Israil de geçirdiğim o güzel zamandan sonra saatlerce internette “Madrid entrepreneurship” diye arayıp bir anda tekrar bir Campus’le karşılaşmanın verdiği hissi anlatamam herhalde.
Hatırladığım sitesinde 2-3 dk gezindikten sonra hemen kaydolup, ertesi gün Madrid haritalarından hiç binmediğim metro istasyonlarında inip kaybolarak burayı bulmaktı. İçeri girip, giriş kartımı çıkarttıktan sonra ise takvimdeki etkinlik, konferans ve eğitim modüllerini görünce tekrar Israil’i hatırladım. İçerisi bir sürü parlak, hayata ve kendilerine bir şeyler katmayı bekleyen gözlerle doluydu. İlk gün okula başlayan çocuklar gibi heyecanlı bir şekilde hiç tanımadığım bir gencin yanına oturup, biraz tutuk onunla tanışmaya çalışmıştım. Girişimcilerin genel özelliklerinden mi olsa gerek çok sıcak bir şekilde bana yapmak istedikleri, şuan yaptıkları ve hatta hayallerinden bahsetmişti. Teslayla beraber bir projenin içindeydi, hatta bana kimse bilmiyor ama şöyle planlarımız var diye anlatırken ki heyecanını görünce ben bile heyecanlanmıştım.
Bunun dışında iki tane endüstriyel tasarım öğrencisinin kendi çizdikleri teknolojik parçalar, mobilyalar hatta lamba dizaynlarını programa aktarıp; sonrasında kendi açtıkları bir site ile bu değişik tasarımlı ürünleri satıyor olması beni çok etkilemişti. (Siteye buradan ulaşabilirsiniz: http://www.th3dot.com/) Bir de doğum günleri, yıldönümleri gibi özel günlerde yoğunluktan herhangi bir şey alma imkanınız olmadığı durumlar için, o an çevrenizdeki hediye, eşya vs. alabileceğiniz yerleri harita üzerinden istediğiniz filtreye göre gösteren bir uygulama da yapım aşamasındaydı.
Kısaca biraz mekandan bahsetmek gerekirse; toplam 4 kattan oluşan Campus Madrid’de ilk 2 katta kafe alanıyla beraber herkesin gelip çalışabileceği, masa ve rahat koltuklarla dolu bir alan sizi beklemekte. Öbür 2 katta ise TechHub tarafından yönetilen kendi başınıza ya da takımınızla gelip, part time ya da tam zamanlı kiralayabileceğiniz çalışma yerleri ve eğitim alabileceğiniz sınıflar yer alıyor. Campus İsrail’den farklı olarak tek bir katta yer almasındansa bütün bir binanın kendi içinde ayrılmış olması bence iki Campus’u birbirinden ayıran neredeyse tek temel özellik olabilir.
Böylece okul olmadığı zaman, okul çıkışı, Valencia festivali sonrası, Marrakesh gezim öncesi; kısaca imkan bulup araya sıkıştırmayı yakaladığım en alakasız zamanlarda bile; her an kendimi orda buldum.
(Henüz) Bir startup’ım yok, ama üzerinde çalıştığım, kendimi geliştirmek istediğim fikirlerim var. Katıldığım networking zonelardan, growth hacking, product hunt, kadın girişimcilere özel Campus meetuplarına kadar, bir sürü etkinliğinde yer almak inanılmaz bir deneyimdi.
Sözün özü, bir gün yolunuz Madrid’e düştüğünde, içinizdeki girişimci ruha bir kulak verin ve mutlaka bir etkinliğine katılın; en kötü sizi çalışmak için motive eden atmosferi, çok lezzetli ve sağlıklı yemekleri için bile kafesinde biraz networking yapmak için uğrayın.
Şahsen ben geri döndüğümde kesinlikle uğramayı düşünüyorum, eminim siz de seveceksinizdir.
