Son zamanlarda İstanbul’da özellikle 4. Levent ve Sanayi Mahallesi civarında çok sayıda Co-Working alanı açıldı. Peki bu alanların sırrı ne?
2016 Haziran ayından beri özel sektörün içindeyim. Yıldız Holding’te başlayan İnsan Kaynakları staj deneyimim Danone’de Pazarlama Asistanı olarak devam ediyor. Bu kısa ama yoğun dönemin bana kattığı ve benden götürdüğü çok şey oldu. Ofis ortamının nasıl olduğunu, giriş çıkış saatlerindeki muntazamlığı, katı kıyafet prosedürlerini ve iş arkadaşlığı çerçevesindeki samimiyetsiz ‘small talk’ları deneyimleme fırsatı buldum. İşte yeni moda Co-Working çalışma alanları, ofis deyince aklımıza gelen tüm bu olumsuz kodlara karşı açılmış bir savaş niteliğinde. Ne demeye çalışıyorum? Gelin madde madde açıklayayım.
Dekorasyon
Öyle bir ofis ortamı düşünün ki tüm dekorasyonu sizi yaratıcı düşünmeye itiyor olsun. Aynı işte belirli bir süre çalıştıktan sonra yaptığınız tüm işi ezberleyip, üstüne hiç düşünmeksizin kendinizi omurilik soğanınızın soğuk ama güvenilir ellerine bırakmıyor musunuz? Kaçımız karmakarışık excell tablosuna bakarken bir yandan özel hayatımızdaki sorunları düşünüp bir yandan mekanikleşmiş parmaklarımızla sayılar girmiyoruz? Yaptığımız işi o kadar kanıksıyoruz ki üstüne bir saniye olsun düşünmeksizin sanki yürümek, su içmek gibi doğal bir tavırla yapıyoruz. İşte tehlike tam olarak burada başlıyor. Çünkü bu, yaptığınız işin size katabileceği ekstra hiçbir şey kalmamış anlamına geliyor. İşte co-working alanlarının farkı da ilk olarak burada başlıyor; sadece dekorasyonlarıyla bile sizi her gün farklı, yaratıcı düşünmeye itiyor, daha doğrusu her gün ‘düşünebilmeye’ itiyor. Örneğin her toplantı odasının değişik bir konsepti var; kimi basketbol temalı kimi dağ bayır doğal ortam temalı. İçine girdiğinizde tepki vermeden duramadığınız orijinal tasarımlar. Monotonlaşmış grinin elli tonu ofislerden sonra bunlara bakmaya kıyamıyorsunuz.
Rahatlığı
Ne giriş çıkış saatlerinize karışan var ne de giydiğiniz kıyafetlere. Yorucu bir gecenin ardından öğlen saatlerinde de gelebilirsiniz, geceyarılarına kadar kalıp ‘fazla mesai’ de yapabilirsiniz. Hem de evinizin salonunda oturuyormuş gibi eşofman kombinlerinizle. Multi rahatlık sağlayan bir ofis ortamı. Sıfır boğuculuk, sıfır gerginlik.
Samimiyeti
Co-working alanlarının klasik ofis tanımının dışına çıkmasını sağlayan bir diğer önemli özelliği de samimi atmosferi. İçeriye adımınızı attığınız andan itibaren sizi sarıp sarmalayan doğallık ve içtenlikle, maske takmak zorunda kalmadan gülümseyebilirsiniz. Yanınızda oturan insanla mecbur olduğunuz için değil de gerçekten merak ettiğiniz için yapılan inanılmaz keyifli sohbetler hem çok değişik alanlarda çalışan insanlarla hayata farklı perspektiflerden bakmanızı sağlayacak hem de iş fikirleriniz ve gelecekteki planlarınız için size doğal bir network ağı oluşturacak.
Etkinlikleri
Bu Co-Working alanlarını özel yapan bir diğer yönse beklenmedik anlarda ortaya çıkıveren etkinlikleri. Her gün daha dinamik, daha orijinal hale gelen bu organizasyonlarla hem yoğun çalışmanıza kısa bir ara verip rahatlayabilirsiniz hem de hiç alanınız olmasa bile ayağınıza kadar gelmiş bu fırsatları değerlendirip bilgi yelpazenizi genişletebilirsiniz. Bu etkinlikler sadece haftaiçi çalışma saatlerinde değil Pazar sabahları brunclar veya akşam geç saatlere kadar süren çalgılı çengili aktiviteler de olabiliyor. Bana en ilginç gelenlerden bazıları; Yoga dersleri, nefes antrenmanları, müzik aletini kap gel etkinliği Kolektif Jammin’ ler, ilham veren konuşmacıların geldiği sohbet seansları …
Merkezi Konumları
Birçok Co-working alanı metro duraklarına yakın konumlanmış vaziyetteler. Sanayi Mahallesi ve Levent civarında kümelendiklerini söyleyebiliriz. Bu da özel aracınız olmadan toplu taşımayla ofisinize kolaycacık ulaşabileceğiniz anlamına geliyor.Ucuz olsun diye tutulmuş merkezden uzak ofislere mahkum olma devri bitti. Nitekim sapa yerlerde oldukları için etraflarında doğru düzgün restorant olmayan bu ofislerde kısır döngüye girmiş, ‘artık heyecanlandırmayan’ öğle yemeklerine de son! Eğer işler yoğunsa ve yemek için ofisten çıkmaya vaktiniz yoksa Yemek Sepeti’ne girdiğinizde bile yakınınızdaki yemek yerleri listesinin asla bitmediğini gördüğünüzde seçim yapmakta hayli zorlanacaksınız!
Girişimcilik Trendi
Sonuncu ve bence en önemli özellikleri Türkiye’de son zamanlarda sayısı hayli artan StartUp’lara doğalarıyla uyuşan çalışma alanları sağlamaları. Girişimcilik, şimdiki gençlerin ‘Büyüyünce ne olacaksın?’ sorusuna verdikleri cevap. Gelmiş geçmiş en #cool meslek. Küçücük yaşta kendi şirketinin CEO’su olma fırsatı. E böyle özel ve biricik bir grup da kendi orijinal ve eşsiz çalışma alanlarını hak ediyor. Çok kısa zamanda bu kadar fazla ivme yakalan genç Türk girişimcileri şahsen ayakta alkışlıyorum. Tek dileğim bu güzel co-working alanlarının girişimcilik ekosistemiyle eş zamanlı büyümesi ve birbirlerine hep pozitif katma değer sağlamaları.
Nasıl katılabiliiz?
Merhaba Ayşe,
Co-working spacelerdeki etkinlikler ve ofis kiralama ile ilgili detaylı bilgiyi kendi web sitelerinde veya sosyal medya hesaplarında bulabilirsin. 🙂