09:00-17:00 tabanlı bir iş hayatından kaçmak için kendi işinizi kurma hayalleri mi kuruyorsunuz? Ya da dünya devi bir şirkette bir gökdelenin 38’inci katında bulunan, ufak masanıza sevdiklerinizin fotoğraflarını yerleştireceğiniz, tutkunu olduğunuz hobinizle alakalı eşyalar bırakacağınız günü mü bekliyorsunuz?
Hayaliniz ne olursa olsun size bir haberim var: Kendiniz, kariyeriniz ve sevdikleriniz için vermeniz gereken kararlar olacak. İşte “work-life balance” dediğimiz şey sizin için tam da bu kararların toplamını ifade edecek.
Yoğun çalışma temposu içinde kendinize ve ailenize ayıracağınız zamanı siz belirleyeceksiniz. Bu konuda şimdiden ne çok umutsuz olmalısınız ne de her şeyin çok kolay olacağını düşünmelisiniz. İçinde bulunduğunuz ortam, beraber çalıştığınız insanlar ve hayatınızdaki birçok farklı değişken karar vermenizi belki zorlaştıracak belki de çok kolay bir hale getirecek. Önemli olan sizin kendinizi neye, ne kadar süreyle, hangi amaç için zorladığınızı bilmeniz. Yaptığınız fedakârlıkların kısa ve orta vadede sizin için değer yaratacağına inanmanız. Yani özfarkındalığınız.
Hem özel hayatınızda hem de profesyonel hayatınızda başarılı olmanın yolu benliğinizi, istek, yetenek ve eksikliklerinizi tanımanız ve bu bilgiler ışığında doğru hedefler belirlemenizden geçiyor.
Bizler, bizden önceki nesillere göre özgürlüğümüze ve kişisel alanımıza çok daha fazla önem veriyoruz. Bu noktada iş-yaşam dengesi hayatımızın merkezinde yer almaya başlıyor. Verdiğimiz ve vereceğimiz tüm profesyonel kararların dışında mutluluğumuzu ve başarımızı etkileyecek başka kararlar da bizi bekliyor.
Tüm bu kararlarınızda ‘Güç sizinle olsun’ diyor ve mutlu hayatlar diliyorum…
Bir yanıt bırakın