Fellow Programı Başvuru Aşamaları Hakkında

Şu an, Girişimcilik Vakfı için ilk yazımı yazıyorum, şaka gibi. Bundan üç dört ay kadar önce, tüm gün, bu yazıları yazmaya hak kazanabilecek miyim acaba diye düşünüyordum. Açıkçası, geçmem gereken aşamalar gözümde büyüyordu: yaratıcı bir video çekmeyi başarsam, visual IQ nedir; visual IQ kurtarsa mülakatta mütevelli heyeti ile dilim tutulmadan nasıl konuşurum- aklımda sürekli bu sorular vardı. Abarttığımı düşünebilirsiniz, ama gerçekten aşamaları geçtikçe işin heyecanı, stresi katlanarak artıyor.Umarım siz de aşamaları birer birer geçerken; o güzel heyecanı deneyimlersiniz.

Tahmin ediyorum ki, birçok fellow adayı aşamalar hakkında onlara ipuçları verecek, hatta belki de biraz yardım edebilecek bir yazı bulmak için çırpınıyordur. En azından benöyleydim; blogda seçim süreci ile ilgili olan tüm yazıları okumuştum. Hatta o zaman fellow olursam adayları süreçle ilgili detaylı bilgilendiren, fikir veren, yönlendiren bir yazı yazmalıyım diye de düşünmüştüm. Şimdi ilk yazımda da, deneyimim daha yeniyken, size biraz anlatmak istiyorum bu süreci .

Birinci aşama hakkında çok da bir söze gerek yok sanırım, sizinle ilgili temel bilgilerden oluşan bir form doldurmanız isteniyor binevi basit bir CV gibi. Açıkçası bu aşamada size verebileceğim spesifik bir tavsiye yok; gereken önemi verip, soruları yeterli detayda cevaplarsanız-muhtemelen- geçeceğiniz bir aşama olduğuna inanıyorum. İkinci aşama, video. Maksimum 3 dakikalık bir videoda, tercihen yaratıcı bir şekilde, derdinizi anlatmanız gerekiyor. Derdinizi anlatmaktan kastım: siz niçin fellow olmak istiyorsunuz, Girişimcilik Vakfı’nın bir parçası olmak için motivasyonunuz ne, neden özellikle bu program… Neden, niçin… Bana kalırsa, bu aşamada yapılan en büyük hata, insanlar çoğunlukla “girişimcilik nedir?”, “bir girişimcinin özellikleri nelerdir?” gibi yan sorulara kayıyorlar. Ama sizden istenen asıl soru, açık ve net bir şekilde ‘niçin girişimcilik?’ ve ‘niçin fellow programı?’. Kısaca motivasyonunuzu, sizi bu yola iten kuvveti; girişimcilikteki hangi detayın sizin için anlamlı olduğunu anlatmanız gerekiyor videonuzda. Belki de kendinizi uzun uzun tanıttığınız bir kısım yerine bu sorulara odaklanabilirsiniz, daha önce zaten kendinizle ilgili bir cv doldurduğunuzu unutmayın.

Üçüncü aşama, visual IQ ve kişilik deseni testleri. Bilgisayar başına oturup dikkatle çözmekten başka bir çare yok galiba, ben visual IQ kısmındaki IQ detayına fazla takılıp acaba birine mi çözdürsem falan diye de düşünmüştüm ama testler öyle değil zaten. Testin bir kısmı; “sence bu şekil mi yoksa bu şekil mi” tarzında sorulardan oluşuyor. Kişilik deseni de bir envanter niteliğinde- lisede, ‘hangi meslek grubuna uygunsunuz’ olayı için çözdüğümüz testler gibi. Visual IQ testi de ‘personality type’ınızı belirlemek için. Sizin sahip olduğunuz özellikler, bu testleri daha önce çözmüş girişimcilerin sonuçlarıyla karşılaştırılıyor anladığım kadarıyla. Benim nacizane tavsiyem, visual IQ testi için spontane olmanız; envanteri ise kendinizi iyice ölçüp tartarak çözmeniz. Tutarlı olmakta yarar var.

Sondan bir önceki aşama, online mülakat- bu aşama bir bakıma güzel, çünkü yavaş yavaş işin içine girdiğinizi, ısınma turlarına başladığınızı hissediyorsunuz. Aileden biriyle, vakfın içinde ilk sohbetinizmiş gibi düşünün. Ama tabii, sonuç olarak bir ‘mülakat’ olduğu için ister istemez stres oluyor. Kişisel düşüncem, bir on dakika önceden hazır olun; ilk izlenimler önemli. Adı üstünde “Girişimcilik Vakfı”, vakıfla ve ekosistemle ile ilgili bildiklerinizi gözden geçirdiğinize emin olun. Ancak soruların oldukça yaratıcı ve bir bakıma subjektif olduklarını söyleyebilirim, mülakat anında dürüst ve samimi kalmayı başarabilirseniz muhtemelen rahat ve hatta zevkle cevaplayacağınız sorular.

Son aşama, ben yazarken yoruldum; eminim buraya kadar geldiyseniz sizin için de hiç kolay olmadı. Şimdi sırada, ilk bakışta aşamaların en korkuncu gibi duran aşama var: mütevelli heyetiyle mülakat. Kendi mülakatımı hatırlıyorum da, açıkçası o güne dönmek isterdim. Vakfın müthiş bahçesi, duvardaki graffitiler, diğer gelen fellow adaylarıyladönen sohbet, arada vakıftaki stajyerlerin bize attığı laflar, espriler. Randevu öğlen 1 gibi olmasına rağmen, iki saat önceden gitmiştim- galiba bu vakfın ricasıydı ama şimdi düşününce çok faydalıymış çünkü böylelikle iki saat boyunca diğer adaylarla sohbet etmek ve stres atmak için vaktiniz oluyor. Zaten yeni tanıştığınız insanlarla öyle hızlı kaynaşınca, “gerçekten de güzel insanlar seçmişler yahu” diyorsunuz istemsizce. Ve işin kötüsü, ben insanlarla ve vakıfla tanışınca, “ya şimdi seçilemezsem bir daha buraya gelemeyecek miyim, kesinlikle seçilmem lazım, ortam çok güzel” moduna girmiştim. Mülakatım Sina Afra’ylaydı, çok heyecanlıydım. Vakfın kurucusu ve sürekli takipte olduğum bir girişimci olması dolayısıyla, sanki Jimi Hendrix ile tanışmış gibi hissetmiştim. Hani “Aaa Sina Afra” deyip, fotoğraf çektirmem gerekiyormuş gibi bir ‘instinct’ hissederken aslında oturup sorulara cevap vermem gerekiyordu. İlk üç-beş dakika bunun şoku içerisinde yalpalarken, sonunda kendimi toparlayıp düşüncelerimi ifade edebilmeye başladım. Bir kere kendini toparlayınca, gerisi geliyor zaten. Mülakatlarda gelen soruların sakın cevabını bilmediğiniz sorular olduklarını düşünmeyin; bu sorular sizi tanımak için, sizin nasıl düşündüğünüzü tartabilmek için. Yoksa bilgi birikiminizi ölçmeye yönelik değiller. O yüzden en doğrusu- sakin, dürüst ve samimi kalabilmek. Ben sakin kalamadım ama cevaplarımda elimden geldiğince içimden geçeni söylemeye çalıştım, kafamda tasarladığım ideal cevapları bir kenara atıp görmezden geldim. Klişe ama doğru bir mülakat önerisi bana kalırsa.

Umarım, bu yazı sizler için faydalı olur. Son aşamayı da geçtiyseniz, ilk fellowUp’ınızda görüşmek üzere!

0 Shares:
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şunlar da Hoşunuza Gidebilir

Kundalini Yoga

Kundalini Yoganın tarihçesi Kundalini yoga ismini en çok Yogi Bhajan ile duyacaksınız. 1969’da kundalini yogayı Hindistan’dan Amerika’ya getirmiş…