Fellow Programı Mülakat İpuçları

2014 yılında Girişimcilik Vakfı tarafından başlatılan ve Türkiye’de girişimcilik ekosistemini genişletmek ve özellikle de gençler arasında daha da yaygınlaştırmak amacıyla yürütülen Fellow Programı, üçüncü kez üniversite gençlerine kapısını açacak. Şimdiye kadar programın 6 aşamalı seçim sürecinin 4 aşaması adaylar tarafından tamamlandı. Son 2 adıma girildikçe de, bu tatlı rekabet seviyesi gittikçe artıyor.

 

Şimdiye kadar CV puanlamaları, motivasyon videosu seçimleri ve kişilik envanteri değerlendirmeleri yapıldı. Ben bu yazıyı yazarken ise online mülakatlar yapılmaya başlandı. Kişilik testlerindenden sonra adayların karşısına, belki de birçok kişinin en çok zorlandığı aşamalar çıkıyor: Mülakatlar (online ve yüz yüze olmak üzere). İşte ben bu yazımda Fellow programı seçimlerinin özelinde daha çok değinmekle birlikte, mülakatlar için birçoğumuza yardımcı olabilecek, kendimce belirlediğim ipuçlarından sizlere bahsetiyor olacağım.

 

Mülakatlarda, birçok insanın girmeden önce soğuk terler döktüğü ve kimi zaman ise ne diyeceğini bilmeden kitlendiği durumlar olabiliyor. Hele ki bizim gibi daha üniversitede okuyor olup mülakatlara giriş sayımızın bir elin parmaklarını geçmediği yaşlarda (kimileri için bu kelimeyi cümle içinde kullanma sayısı bile olabiliyor), ciddi bir tecrübe eksikliği ile karşılaşıyoruz. Özellikle çevremizde de bu konuda tecrübeli kişiler çok da fazla değilse, mülakat hakkında kültürümüz: “Abi Google’a giriş mülakatlarında rögar kapakları neden yuvarlaktır diye soruyorlarmış, bilmekte fayda var.” durumundan ileriye geçemiyor.

 

Peki mülakatlarda daha iyi olabilmek için ne yapmak gerekir? Açıkçası bu yazıda ben size “adım adım bunları izlemelisiniz, bunları söylemelisiniz…” gibi tavsiyelerde bulunamayacağım. Bununla birlikte, belki de kendi gelecek planlarımı yaparken bile kullandığım çok basit bazı temel felsefe sorularını kendinize sormanızı önereceğim. Düşüncelerinizi berraklaştırmak için şu üç soruyu herhangi bir mülakattan önce kendinize sormanız ve vereceğiniz cevaplara göre hazırlanmanızın çok faydası olacağını düşünüyorum: Ne biliyorum? Ne umuyorum? Ne yapmalıyım?

 

Ne biliyorum?

Sanırım mülakatlarda en çok karşılaşılan sıkıntılardan bir tanesi karşılıklı soru cevap sırasında entelektüel seviyeyi veya kişinin ne kadar dolu olduğunu karşı tarafa aktaramaması. Birçok konu hakkında işin erbabı diyebileceğimiz kişi bu noktada yeterince verimi değil. Size tavsiyem, mülakatlara girmeden önce konu hakkında var olan bilgilerinizi, konuşmadan önce prova yapar gibi tekrarlamanız. Böylece hem daha kritik noktaları karşı tarafa yansıtabilirsiniz hem de mülakat sırasındaki uzun düşünme sürelerini kısaltırsınız. Burada tek önemli nokta, sahip olduğunuz bilgileri ortaya yığar gibi bırakmamanız. Alakasız yerlerde, sadece bilgi seviyenizi göstermek için söyleyecekleriniz sadece konudan kopulmasına, bir miktar da küstahça görünmenize sebep olacaktır. Ayrıca ne biliyorum sorusunu kendinize bir mülakattan önce sorulduğunuzda eksik yerlerinizi keşfetme imkanı bulacaksınız. Bu durumda da gerekirse kendinizi geliştirmeniz için süre kazanmış olacak, gerekirse de mülakat sırasında zayıf olduğunuz yer varsa kaçış noktaları oluşturmak için önceden hazırlık yapmış olacaksınız.

 

Ne umuyorum?

Mülakatlarda belki de en çok unutulan noktalardan birisi de, karşı taraf bizden beklediği şeyler için sorular sorarken, bizim neler istediğimizi yansıtmamamız.  Tabi ki biz karşı taraftan beklentilerimizi onlara soru sorarak yapamayız. Bu sebeple buradaki en kritik nokta karşı tarafın sorduğu sorulara cevap verirken, kıvrak bir biçimde gerek hayattaki beklentilerimizi, gerek de karşı taraftan olan beklentilerimizi dolaylı yoldan söyleyebilmek. Bu nokta çok önemli çünkü mülakatlarda soru sormanın amacı karşı tarafı tanımak ve bizim burada beklentilerimizi karşı tarafa iletebilmemiz çok önemli.

 

Ne yapmalıyım?

Kendi deneyimlerimden söyleyebileceğim kadarıyla, yazıda da birkaç kez değindiğim gibi mülakatlardan önce bir prova ve hazırlık yapmanın faydalı olacağını düşünüyorum. Böylece mülakata sırasında neler söylemek isteyeceğiniz hakkında kafanızda ufak tefek kopyalar oluşturmuş olursunuz. Özellikle söylemek istediğiniz veya değinmek istediğiniz noktalar varsa gözden kaçırmamış olursunuz. Tabi bu biraz da karakter meselesi, bazıları daha spontane şekilde sorulara cevap vermenin kendilerini daha rahatlattığını düşünüyor. Sanırım hangi tarzı benimseyeceğinizi ilk mülakatınızı geçirdikten sonra anlamış oluyorsunuz.

 

Eğer daha önceden aynı şirketten veya organizasyondan benzer mülakatlardan geçen kişiler tanıyorsanız, onlara sorulmuş sorular hakkında da bilgi almanızı öneririm. Böylece karşı tarafın sorularına hafif cevaplar yerine çok daha içi dolu ve kendinizi çok daha iyi anlatacak cevaplar verebilirsiniz.

 

Son olarak da; siz kendinize inanın, karşı taraf da size inanacaktır.

 

2 yorum

  1. Merhaba,
    29 yaşındayım, pazarlama iletişimi yüksek lisans öğrencisiyim. 24 yaşından itibaren birçok ticari atılımda bulundum ve şu an devam etmekteyim. GİRVAK üyesi nasıl olabilirim? Bunun bana ya da benim vakfa ne gibi hizmetlerim olabilir?

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*