Son birkaç haftadır iyi bir fikriniz varsa ve buna gerekli zamanı yatırırsanız ne kadar da kolay bir şekilde başarılı bir işletme olabileceğinizi göstermek için bunu becerebilen genç bir girişimci örneği arıyordum. Arkadaşım Adam Stone aklıma gelince, çok da uzaklara bakmam gerekmedi. Adam 20 yaşında, teknoloji alanında birçok kişinin tanıdığı oldukça başarılı bir girişimci.
Chicago’da yaşarken 12 yaşında bir telefon kilidi açma şirketi kurdu ve babası ona sağlayıcısı değişmesi gereken bir Blackberry verdi. Telefon kilidi açma işi şuanda oldukça başarılı ve neredeyse 100.000’den fazla kullanıcısı var. Adam, genç yaşta dış kaynak kullanımının ustası haline geldi çünkü işin tüm faaliyetlerini, müşteri desteğini ve hatta tedarikçi ilişkilerini dahi dış kaynaklara yaptırdı.
Melbourne’da bir yatırımcı yemeğinde Adam’la ilk tanıştığımda bu kadar genç birini onca müthiş yatırımcıyla gördüğüme çok şaşırmıştım. Adam karşınıza çıkabilecek en zeki ticaret dehalarından biridir, fırsatları görür görmez harekete geçer. Dave MacClure’un yönettiği ünlü 500 Startups programına kabul edildiği için Merlbourne’dan San Francisco’ya taşınan Adam’ın belli ki yeteneklerinin farkında olan sadece ben değilim. Adam bir keresinde San Francisco’da, doğru yerden olmanın güçlü etkisini, şans eseri bir tanışma esnasında WIX ile bir iş anlaşması yapmak için kullanmıştı.
Adam’ın son projesi olan Speedlancer ise %99 müşteri güvencesi sağlayan dünyanın en hızlı freelance pazarıdır. 4 saat içerisinde, tasarım, içerik ve veri girişi işleri yaptıkları gibi, kullanıcılara önceden onaylı ve yüksek kaliteli freelancerlarla bağlantı imkanı sunuyorlar. Tek revizyon sonrası, müşterinin işi açıklama dahilinde yapılmamış ise paraları iade ediliyor, bu da freelancerlar ile çalışmanın risk ve verimsizliğini ortadan kaldırıyor.
Adam bu fikri bir yazılımcı ya da grafiker olmadığı için Fiver, Zirtual (Görsel Personel Asistanları) oDesk ve Freelancer gibi siteleri kullanırken bulmuş. Küçük işleri hızlıca yaptırmanın çok zor olduğunu gören Adam’ın çok küçük bir proje için bile haftalarca beklediği olmuş. Küçük işler için ilan vermeyi, teklifleri incelemeyi ve çalışacağınız kişiyi 10.000 seçenek içerisinden seçmeyi istemezsiniz.
Birçoğunuz pazar ortamı yaratan bir iş kurmanın cevabını arıyor ve genellikle bunu nasıl yapabileceğinizi soruyorsunuz. Adam, yetenekli freelancerların takılmayı sevdiği blog ya da forumlar gibi online platformlara bakıyor. İyi bir sicile sahip olanlar daha sonra pazara davet ediliyor. Daha sonra iki aşamalı bir kontrol daha var, ki burada başvuranların neredeyse %50’si işe alınma sürecinde eleniyor. Adam pazarın öbür ucunu da harekete geçirmek için pazarın farklı kesimlerine bu hizmete ihtiyaçları olup olmadığını görmek için tanımadığı kişilere e-postalar gönderdi (bunun için Sendbloom, Tout App ve Outreach.io yazılımları kullanılabilmektedir). Bu iş sahiplerinin e-posta adreslerini iş listelerini kullanarak alıyor ve daha sonra onlarla LinkedIn, Facebook ve Twitter aracılığıyla bağlantı kuruyordu. Bu onun hızlı bir şekilde başarısız olarak, kurduğu platformu kullanmayı karşılayabilecek müşterilerin nerede olduğunu öğrenmesini sağladı.
İşte dış kaynak ustası Adam Stone’dan bu konuda en iyi 8 ipucu:
- Dış kaynak kullanımına ufak ölçekte başlayın.
Yeni işletmenizde her şeyde dış kaynak kullanmanız gerekir. Küçük, kolay ve genel destek araştırmaları ve faaliyetlerini outsource ederek başlayın ve daha sonra outsource takımınıza daha çok güvenmeye başladığınızda sizin adınıza tamamlamaları için onlara daha büyük görevler verin. Eğer kod yazamayan bir işletme sahibi iseniz, outsource edeceğiniz ilk işlerden biri de bu olmalıdır. Daha sonra listeye tasarım ve içeriği de ekleyebilirsiniz. Tüm bunlar işinize yaradığı takdirde, yapmanız gereken son şey PayPal anlaşmazlıklarını outsource etmektir. Bu alanları düzenlemeniz gerektiği için bazı kısımları outsource etmeniz gerekse de, büyüme ve pazarlama dış kaynak kullanımı yapmamanız gereken alanlardır. Muhasebeciliğe gelince, bu konuda yaşadığınız bölgede her zaman gidip görebileceğiniz, vergi kanunları hakkında sizi anlayabilecek birileriyle çalışmak her zaman en iyisidir.
- Birinin etrafında bir takım oluşturarak bir düzen kurun
İlk başarılı freelancerınızı bulduktan sonra, onları basit müşteri ilişkileri görevlerinden alarak güvendikleri ve nasıl çalışacaklarını bildikleri kişiler ile bir takım kurmalarını sağlayabilirsiniz. Daha sonra bu kişiye takımları içinde paylaşabilecekleri daha çok görev vererek her görevin tamamlanması için gerekli tüm süreçlerin belgelenmesine odaklanabilirsiniz. Bu çok önemlidir çünkü tüm serbest çalışanlarınızı değiştirilebilir olarak görmeniz gerekir.
Süreçleri daima kendiniz yazarak ve olabildiğince fazla adım kullanarak işe başlayın. Bunu yaptıktan sonra, yeni taleplerde uygulamaya geçmesi için proje yöneticinize vererek bilginiz dahilinde ilerlemelerini sağlayın. Görevin yapıldığı videolar, farklı insanların aynı görevi yaptığı Youtube videoları ya da ekran resimleri de oldukça değerlidir ve takıma yeni katılanların öğrenme sürecini kolaylaştırır. Tüm veritabanı oluşturulduktan sonra bunu Dropbox ya da Googledocs gibi merkezi ve ulaşılabilir bir kaynakta saklamalısınız.
Bu modelde yapmanız gereken outsource edilmesi gereken tüm işleri tek kişiye vermek ve onun işleri takımı içerisinde bölerek yönetmesini sağlamak olacaktır. Bunun size yararı ise, işin farklı kısımları için yalnızca tek kişiyi yönetmeniz gerekmesidir- Adam bunu “Hiper Yönetici” olarak tanımlıyor. Bu şekilde bir düzen kurarak işiniz etrafında birçok sürece sahip olmak işletmenizi daha değerli ve çok daha ölçeklenebilir kılarken göz açıp kapayıncaya kadar iş vermenizi de sağlar.
- Freelancerlarınız ve müşterileriniz arasındaki iletişimi kolaylaştırın.
Verdiğiniz tüm destek alan adınızla uyumlu bir e-posta adresinden yönetilmelidir, bu şekilde müşteri doğrudan sizinle çalışmayan biri ile konuştuğunu bilmez. Destek konusunu Yardım Nöbetçileri gibi bir sistem üzerinden idare ederek sorunlarla karşılaştıklarında freelancerlarınıza kolaylık sunabilirsiniz. Eğer yeni bir işletme sahibiyseniz, takımınızın her şeyi doğru yaptığından (unutmayın, müşteri her zaman haklıdır) emin olana kadar her olasılığı öngörmeniz gerekir.
Müşterileriniz ile iletişim kurarken riskinizi azaltmak için, freelancerlarınızın taslakları size vermesi ve cevapları sizin yollamanız en iyisidir. Bu durumların her birinde, freelancerlarınıza yaptığınız düzenlemeleri göndererek bunları dosyalamalarını ve daha sonra zamanla tüm sorunlarla müşteri memnuniyetini riske etmeden nasıl başa çıkacaklarını öğrenmelerini sağlayabilirsiniz. Sürekli aynı sorular ile karşılaşıyorsanız, müşterilerinize kişiselleştirmek için ufak değişiklikler yaptığınız hazır e-posta cevapları da göndermeye başlayabilirsiniz.
- Freelancerlarınız ile mülakatlarınız
Onlara kendi yazdığınız bir veri tabanı, sıkça sorulan sorular listesi ve daha sonra da bir sınav misali bunları cevaplama fırsatı verin. Sorularınızı en iyi cevaplayarak ikinci tura geçen freelancerlarınızı Skype görüşmesine alın. Onlara daha önce yapmalarını istediğiniz şeyi yapıp yapmadıklarını sorun. Örneğin, daha önce müşteri hizmetlerinde çalışmış ancak telefon kilidi açma sektöründe hiç bulunmamış ise, bu bir sorun değildir. Gerçekten aradığınız bir beceriyi belirleyerek gerisini çalışanlarınıza siz öğretin. Mülakat boyunca, öğrenmeye yeteneği, öğrenme isteğine ve genel deneyim arayın. Bu sürecin amacı yaptığınız işe ilgi duyan ve uzun vadeli bir ilişki isteyen bir freelancer bulabilmektir. Yazılım geliştirme sektöründe bu işi yalnızca para için yapan ve uzun vadeli çalışmayı düşünmeyen pek çok freelancer vardır ve bunlardan kesinlikle kaçınmanız gerekir.
Eğer kendinize freelancer bulmak için Speedlancer gibi pazarları kullanıyorsanız, Adam bu platformda üyelerin önceden denenmesine rağmen, en iyi kişiyi bulmak için yaklaşık bir haftanızı ayırmanız gerektiğini belirtmektedir.
- Farklı ülkelerdeki kültürel farklılıkların farkında olun
Her ülkenin sahip olduğu kültürel farklılıklar freelancerlarınızın çalışma şeklini etkileyebilir. Bazı ülkeler diğerlerine göre daha fazla ücret bekleyebilir, genellikle konuştuğunuz kişinin nereli olduğunu saptamak ve gerçekten söylediği yerde olup olmadığını bilmek zor olabilmektedir. İncelemeler ve dürüstlük bu tarz zorlukları aşmaya yardımcı olacaktır.
Bazı freelancerlar yapamayacakları şeylere de hemen evet diyecektir, bazıları ile çalışmak ise oldukça zordur. Karşınıza çıkan freelancerlar sıklıkla uzun-vadeli ilişkileri önemsemeyen ve tek satış yapmaya çalışan kişiler de olabilir, bu nedenle buna da dikkat etmeniz gerekir.
- Fiyatlandırma yapılarını anlama
Freelancerlar saat veya iş başına ücret şeklinde çalışıyor olabilirler. Bu konuya dikkat etmeniz gerekir çünkü Adam’ın da tecrübe ettiği gibi bazı çalışanların işi tamamlamaları belirttikleri sürenin üç katı fazlasını almaktadır. En pahalı kişiyi seçmeniz gerekmez ancak hiçbir zaman da en ucuz kişiyle çalışmamanız gerekir. Çok az bir bütçeniz var ise, referansı olmayan bir freelancer seçerek gerçekten ucuza çalışmaları gerektiğini söyleyebilirsiniz. Bu senaryoda, paralarını ancak iş bitiminde ödersiniz. Sözünüz ise iyi bir iş yaptıkları takdirde onlara mükemmel bir geribildirim ve gelecekte daha fazla iş vereceğinizdir. Bu strateji biraz daha risklidir ve başarılı olana kadar birkaç deneme gerektirebilir ancak aynı zamanda da harika bir uzun-vadeli iş yapma yöntemi de olabilir.
“Yeni bir işletmenin yapabileceği en büyük hata, outsource yapmamaktır.”
Ufak işler için, freelancerlar Speedlancer gibi tüm pazar platformlarında genellikle belirli bir fiyata çalışırlar. Daha büyük işler için ise, ek ücretler ödememek için PayPal üzerinden saatlik ya da haftalık ödemeler yaparsınız. Bir geliştirme projesinin sürdürme ve yapım süreçleri deyine saat üzerinden ücretlendirilecektir. Ödemenin miktarına gelince, herkesin etiği ve adaleti farklı olacaktır. Ancak freelancerlarınıza her zaman başka yerlerde alabileceklerinden daha fazlasını ödemek iyi bir fikirdir ve size sadık kalmalarını sağlayacaktır. Freelancerlarınızı etkilemek isterseniz, performans bonusları belirleyebilirsiniz, bu şekilde iki taraf da kazanacaktır, beş-yıldızlı geribildirimi de ihmal etmeyin.
“Freelancerlarınızın fiyatlarını düşürmeye çalışmak yerine, pazarlamaya vakit ayırarak daha fazla satış yapmaya çalışın.”
Fiyatlandırmanın yönetimi zor olan alanlarından biri de saat başına ücret ödemenizdir. Fiziksel olarak freelancerınızın yanında olmadığınızda, işi yapmasının gerçekten ne kadar zaman aldığını bilmek oldukça zordur. Bazı platformlar zaman takipçisine sahiptir ve çalıştığınız freelancerların ekranını izlemenize olanak sağlar. Burada güven büyük bir rol oynamaktadır ve maliyetler konusunda herkesin taktikleri farklılık gösterir. Adam’ın Speedlancer’da proje teslim süresini 4 saat olarak belirlemesinin sebebi erteleme ve vakit kaybını durdurmaktı. 8 saatlik bir iş günü içerisinde, ortalama bir kişi sadece 4 saat çalışır. Bazı platformlarda işinizin yapılması 15 ila 30 dakika da sürebilir, ancak yine de en ufak işlerin dahi tamamlanması genellikle günler hatta haftalarca sürebilmektedir. Speedlancer gibi bir platformdaki verimlilik adil bir şekilde fiyatı kontrol etmenin oldukça iyi bir yoludur.
- Mükemmel bir iş ilanı yayınlayın
Speedlancer gibi bir pazarda ilan verdiğinizde oldukça net olmanız gerektiğini belirtmemize lüzum yok. Ancak çok spesifik olduğunuzda ise daha çok para ödeyeceğinizi unutmamanız da önemlidir. Geliştirme gibi bir işte, her detayı açık etmeniz iyi olmaz. Öncelikle istediğiniz şeylerin türünden bahsetmeniz daha iyi olacaktır.
- Outsource yaparken ifşayı da göz önünde bulundurun
Freelancerlarınıza Gizlilik Anlaşması yaptırmaya uğraşmayın, çünkü farklı bir ülkede yaşıyorlarsa anlaşmaya uymadıkları takdirde yapacağınız fazla bir şey yoktur. Müşteri desteği / faaliyetleri konusunda güvenilirliğinizi sınırlandırmak isterseniz, yazılım ve web sitenizin izinlerini sınırlayarak freelancerlarınızın şirketiniz hakkında gizli bilgileri bilmesi gerekmeyen yalnızca belirli markalara ulaşımına izin verebilirsiniz. Süreci tamamen düzene oturtmadan ve sizden çalabilecekleri özel bir şey olmadan kesinlikle hiçbir pazarlama kanalınızı freelancerlarınıza açmayın.
“Bir numaralı kuralınız, kamuyla paylaşmadığınız hiçbir şeyi çalışanlarınız ile de paylaşmamak olmalıdır.”
İfşa sorununu aşmanın bir yolu da örneğin, outsource bir tasarımcıya ana sayfanızın %90’ını yaptırdıktan sonra kalan bölümü kurum içerisinde bir tasarımcıya yaptırmak olabilir. Bu şekilde, kurum içi elemanınız sizden bir şey çalmaya çalışsa da en azından hukuki haklarınızı korumuş olursunuz.
Örneğin, Adam’ın yakınlarda outsource konusunda yaşadığı sorun freelancerlarından birinin sitesinin kodunu satması olmuştur. Bunun, şaşırtıcı bir şekilde kara fazla etkisi olmamış çünkü bir işi kopyalamak için sadece site kodundan fazlasına ihtiyacınız vardır. İhtiyacınız olan bir SEO, ilişkiler, dereceler ve benzeridir.
Adam’ın en sevdiği kitap Tim Ferri’nin ‘4-saatlik çalışma haftası,’ ve en sevdiği söz ise ‘Ne kadar çok çalışırsan, şansın o kadar çok artar’ dır.
Bu makale addicted2success.com’da Tim Denning tarafından 2015’te yayınlanan yazıdan çevrilmiştir.