Güne GBA Meetup etkinliğine katılacak her girişimci gibi heyecanlı uyandım. Geçmişte fikirlerimizi anlatarak yatırım ve mentor desteği alma amacıyla karşılarına çıktığımız yatırımcılara bir adım daha yakın olacaktık. Etkinlik yerine ulaştığımızda girişimcilerle fikirlerini paylaşan yabancı yatırımcıları gördüğümüzde mevcut heyecanımız daha çok arttı. Girişimcilerin neredeyse hepsi ellerinde bulundurduğu not defterlerine geleceğin trendlerini not alıyor ve kendi aralarında tartışıyordu. İlerleyen saatlerde de yatırımcılarla bu trendler üzerinde fikirlerimizi paylaşma fırsatı yakaladık – tabii ki bende bu fırsatı bir girişimci olarak kaçırmadım.
Yatırımcıların ve girişimcilerin çoğu mobil tabanlı yazılımlar, sosyal medya platformları ve bulut tabanlı sistemlerin geleceğin trendleri olacağı konusunda ortak bir paydada buluştu.
Oturumun bitmesi ve molalarla birlikte yatırımcılarla geçirdiğimiz süreler de uzadı. Bunun üzerine aklımda bulunan soruları daha kolay bir şekilde sorma ve cevabını uzun uzun dinleme fırsatı buldum. Sorularımın ilki neden Twitter, Facebook, Instagram gibi fikirlerin Türkiye’den çıkmadığı ve ne şekilde çıkabileceği oldu. Yatırımcıların hepsi aynı fikirdeydi: “Kodlama”. Türkiye’de gençlerin çoğunun kodlamaya önem vermediğini, kodlama öğrenebilecek onlarca kaynağın bulunmasına rağmen hiçbir gencin bunları araştırmadıklarını dile getirdiler. Kodlama yapabilmenin bu tarz marjinal fikirlerin düşünülmesinde ve hayata geçirilmesinde büyük bir öneminin olduğunu dile getirdiler. Son derece haklılardı bence. Silikon Vadisi’nde fikirleriyle yatırım isteyen çoğu girişimcinin (%90 dolaylarında) kodlama yapabildiğine bizzat şahit olmuştum. Kalan %10’luk kısımda ise maalesef ben de yer alıyordum.
Programın sonlarına geldiğimizin farkına vardıkça sorularımı daha hızlı bir şekilde sormaya başladım: Türk – yabancı girişimcilerin ne gibi ortak noktaları ve farkları olduğu, yatırımcıların sunumlarda nelere dikkat ettiği, fikrin yatırım sürecinde öneminin ne olduğu gibi… Bu soruların ortak ve en kısa cevabı ise “harekete geçmek” oldu. Çoğu yatırımcı kendilerine gelen girişimcilerin beklemek için önemli bir nedenleri yoksa harekete geçmeleri gerektiğini belirtti. Herkesin aklına aynı fikrin gelebileceğini ama başarılı olan tarafın her zaman uyum halinde çalışan iyi bir ekip olduğunu söylediler. Yatırımcılardan aldığımız diğer önemli geribildirim de yatırım istemeden önce kendimizi yatırımcı yerine koyarak kendi fikrimize yatırım yapmak isteyip istemeyeceğimiz oldu.
Yatırımcılarımızın son sorularımızı kabulüyle birlikte onlara son sorum “Twitter’ın olmadığı ve bilinmediği bir dünyada, yatırımcıların Twitter fikriyle gelen bir girişimciye verecekleri cevap” oldu. Yatırımcılar bu soruyla ilk kez karşılaşıyor olacaklar ki bir süre düşündüler. 6 yatırımcıdan 4’ünün cevabı “Hayır” oldu. Kalan 2 yatırımcı ise cevaplarının ekipte bulunan takım ruhuyla birlikte değişebileceğini söylediler.
Kısaca herşeyi toparlamak ve özetlemek gerekirse, yatırımcıların girişimcilerde görmek istediği en temel şeylerin; bir an önce harekete geçmek, iyi bir takım oluşturmak, fikre âşık olmamak, fikirlerini ve rakiplerini değerlendirirken gerçekten objektif olmak, pes etmemek ve çalışmak olduğunu anladım.
Bir girişimci olarak, biz girişimciler ile yatırımcıları böyle güzel bir organizasyonda bir araya getiren ve hatalarımızı daha net görmemizi sağlayan Galata Business Angels’a ve bize bu olanağı veren Girişimcilik Vakfı’na teşekkür ederim.
Mustafa Girgin
Girişimcilik Vakfı 2014 Fellow