Bundan yıllar önce Sinemacılık lisans derecesi ve binlerce dolar öğrenim kredisi borcuyla New York University’den mezun olan Scott Gerber, Staten Island’da yaşayan ailesinin yanına döndü. Ardından yeni bir medya ve teknoloji şirketi kurmak için daha fazla kredi çekti, fakat aklındaki pazar net olmadığı için şirket 2006 yılında battı.
Gerber o günler hakkında ‘‘Çok moralim bozulmuştu ve kendimi aşağılanmış hissediyordum’’ diyor. ‘‘Bu hayatın olması gereken üniversite mezunu hayatı olup olmadığını merak ediyordum. Bir şeyi yanlış mı yapmıştım? Cevaplar net değildi.’’
Hala borçta olan Gerber kariyer seçeneklerini gözden geçirdi. Annesi onu bir ofiste, bir patronun himayesinde ‘‘gerçek’’ bir iş bulması için ikna etmeye çalıştı. Ancak o bankadaki son 700 dolarını kullanarak başka bir şirket kurmaya karar verdi.
Yeni şirketi Sizzle It ile Gerber bir niş bulmaya, masrafları kısmaya ve genel olarak daha kanaatkar geçinmeye ant içti. Söylediğine göre kısa reklam videolarında uzmanlaşan şirket ilk yıl kar etmeye başladı.
Şu an 27 yaşında olan Gerber bir milyoner değil, ancak kredi borçlarını ödeyebildi ve artık ailesiyle yaşamak zorunda değil (New Jersey’de bir daire kiralamış durumda). Ve bu deneyiminin ürkütücü işsizlik oranlarıyla karşı karşıya olan diğer gençlere yardımcı olabileceğini düşünüyor.
Ekim ayında Gerber, ‘‘özgeçmişlere dayalı bir topluluktan insanların kendi işlerini yarattıkları bir topluluğa geçiş’’ amacıyla Young Entrepreneur Council’i (Genç Girişimci Konseyi) kurdu. ‘‘İşler girişimcilik seviyesinden gelecek’’ diyor.
Konsey, ülke çapında yaşları 17 ile 33 arasında değişen 80’den fazla şirket sahibini barındırıyor. Üyeler arasında yakın zamanda bir Google takımı tarafından satın alınan reklam teknolojisi firması Invite Media’nın 23 yaşındaki kurucu ortağı Scott Becker, üniversite öğrencilerini staj programlarıyla buluşturan bir site olan Intern Queen’in kurucusu 26 yaşındaki Lauren Berger, Mint.com’u Intuit’e 170 milyon dolara satan 30 yaşındaki Aaron Patzer ve Bir PayPal kurucusu tarafından desteklenen sosyal ağ sitesi CollegeOnly.com’u kuran 24 yaşındaki Josh Weinstein var.
Kar amacı gütmeyen kuruluş statüsü için başvuru yapan konsey, bireysel girişimciler için bir yardım masası ve akıl hocası danışma hattı görevi görüyor. İnsanlar aynı zamanda pazarlama, reklam ve teknoloji hakkında soru gönderebiliyorlar ve her ay bir grup konsey üyesi Wall Street Journal ve American Express Open Forum gibi iş hayatındaki önemli dergilerde ve onlarca küçük finans web sitesinde bu sorulardan 30 – 40 tanesini cevaplıyor.
Konsey üyeleri gençlerin hiç deneyimleri veya paraları olmasa bile iş kurabileceklerini iddia ediyorlar. Fakat o girişimlerin hayatta kalıp kalamayacağı başka bir konu. Devlet verilerine göre yeni kurulan girişimlerin neredeyse yarısı ilk beş yıl içerisinde batıyor. Girişimcilik yaşamı da herkesin bildiği gibi riskler, stresler ve fedakarlıklar ile dolu.
Yine de, işsizlik oranı yüzde 9,8 ve Gerber’in posta kutusu kurumsal şirketlere yüzlerce özgeçmiş gönderip eli boş dönen gençlerden gelen e-postalar ile dolu. National Association of Colleges and Employers’a göre 2010 yılında mezun olup işe başvuranların sadece yüzde 24,4’ü bir iş bulabiliyor (2009 yılında bu oran 19,7’ydi). Yani bazı insanların kaybedecek hiçbir şeyi yok.
Buradan çıkartılması gereken ders belki de girişimciliğin artık topluma uyum sağlayamamış kimselerin yaptığı bir tercih değil, gayet uygun bir kariyer yolu olabilmesi. Özellikle ‘‘Üniversiteye git, iyi notlar al ve sonra bir iş bul’’ sözünün artık geçmişte olduğu gibi işe yaramaması bunu gösteriyor. Yeni gerçekler tüm jenerasyonu güvenilir bir işin ne olduğunu yeniden tanımlamaya zorladı.
Kendi sitesi HerCampus.com üzerinde çalışmak için Bloomingdale’s’da bir pazarlama pozisyonunu reddeden 22 yaşındaki Windsor Hanger, ‘‘Wall Street’e giden bir sürü insan gördüm, hepsi de iyi işler bulduklarını düşünüyorlardı. Şimdi işsizler’’ diyor. ‘‘Artık girişimciliğin riskli, diğer işlerin ise güvenli olduğu ayrımı eskisi kadar kesin değil, öyleyse niye sevdiğim işi yapmayayım ki?’’
Gerber girişimci olmak için gereken araçların da hiç olmadığı kadar erişilebilir olduğunu savunuyor. İnternet sayesinde artık daha az görünen bir maliyet var. Bir şirket sahibi kısıtlı bir bütçeyle bir web sitesi yapabiliyor, konferans konuşmaları düzenleyebiliyor, bir tarayıcı yardımıyla slaytlı sunumlar hazırlayabiliyor ve gerçek zamanlı toplantılar ile web seminerleri düzenleyebiliyor.
Madison Avenue’de bir ofis tutmak için paranız yok mu? Oradan bir adres kiralayabilirsiniz. Mesela Gerber de böyle yaptı, ManhattanVirtualOffice.com’dan senelik 300 dolar ücretle yer kiraladı ve böylece postalarını tanınan bir adresten gönderip alabildi. Bunun kendisini 100.000 dolarlık kira parasından kurtardığını ve Sizzle’a şu an aralarında Procter & Gamble ve Gap’ın da bulunduğu müşterileri çekmek için gerekli itibarı sağladığını söylüyor. Gerçekte işlerini çoğunlukla evinde, kahve dükkanlarında veya paylaşımlı çalışma alanlarında yapıyor.
Dallas’ta yıllık yedi haneli gelire sahip bir dijital pazarlama firması olan Marketing Zen’in kurucusu ve Young Entrepreneur Council üyesi olan Shama Kabani, ‘‘1980’li yıllarda olsaydık köşede bir ofise ihtiyacım olurdu. Bugün ise tek ihtiyacınız olan bir dizüstü bilgisayar, sabır ve istek’’ diyor. Bayan Kabani 24 çalışanının tamamını sanal olarak işe almış, bunlardan 15’i Filipinler’deymiş. ‘‘Hiçbiriyle yüz yüze görüşmedim” diyor.
Açık kaynaklı yazılım da danışmanlar ve teknik desteğe olan ihtiyacı azaltabilir veya onları ortadan kaldırabilir. HerCampus.com’un 21 yaşındaki kurucu ortağı Annie Wang sitesindeki makalelerin bir slayt döngüsü olarak dönmesini istediğinde bir web tasarımcısı işe almamış. Çevrimiçi ücretsiz bir kaynak bulmuş ve o slayt döngüsünü nasıl yapabileceğini bir gün içerisinde öğrenmiş.
Yine yedi haneli gelirlere yakın ve bir M.B.A. adayları topluluğu olan BeatTheGMAT.com’un kurucusu ve bir konsey üyesi 29 yaşındaki Eric Bahn, genç girişimci olmanın bilgi eksikliklerini yaratıcı bir şekilde doldurmak anlamına geldiğini söylüyor. Bay Bahn’ın teknik altyapısı olmamasına rağmen web üzerinde ücretsiz bir kaynak bulmuş ve sitesini yapmak için kendi kendine HTML öğrenmiş.
Konseydeki şirket sahiplerinin çoğu şirketlerini kurmak için fiziksel alana ihtiyaç duymamışlar. Bir restoran, fırın, spor salonu – veya bir mülkiyete ihtiyaç duyulan diğer işler – için bariyerler ve masraflar hala yüksek. Bay Gerber bir dükkana ihtiyaç duyan şirketler için her zamanki maliyet bariyerlerinin var olmaya devam ettiği yönünde uyarıyor – yüksek kiralar da dahil. Genç girişimcilere pahalı alana ihtiyaç duymayan bir şirket kurmaları yönünde tavsiye veriyor.
Elbette yine de girişimlerin finansmana ihtiyacı var. Bundan dolayı Gerber genç girişimcilerin finansman arayabileceği Gen Y Fund’ı da kuruyor. Konsey üyeleri önümüzdeki sene bu fona yatırım yapma seçeneğine sahip olacaklar.
Peki konsey ve ayrı bir fonun Gerber’in yeni fırsatlara yatırım yapması için bir araç olması mümkün mü? Kendisi bu soruya cevap olarak hayır diyor ve konsey aracılığıyla gençlerin girişimciler olarak başarılı olmasının onun tutkusu olduğunu ekliyor.
Fon ile ilgili olarak ‘‘Jenerasyonumuza büyük bir kaynak aktarılmasına öncülük etmek istiyoruz çünkü yaşlılardan hiç kimse bunu yapmayacak’’ diyor.
Gerber ayrıca fonun amacının bir sonraki Facebook’u veya çekici web girişimini bulmak olmadığını söylüyor. Fon, bunun yerine uygulanabilir ve pazarlanabilir iş fikirlerine bakacak. Hatta sevdiği tümcelerden biri ‘‘sıkıcı olan daha iyidir’’. Silikon Vadisi’nin dışarısında kurulan şirketleri arayacak.
Konsey ve fon elbette Gerber’in girişimcilik imparatorluğuna görünürlük katıyor. Gerber Sizzle It’i yönetmenin yanında genç girişimciler için köşe yazıları yazıyor ve yakın zamanda ‘‘Never get a ‘Real’ job: How to dump your boss, build a business and not go broke’’ isimli bir kitap yayınladı. Aynı zamanda Geber Enterprises adı altında kişisel yatırım fonunu yönetiyor ve bir restoran grubunda yatırımcı.
Gerber hiçbir işletme veya ekonomi dersi almamış, söylediğine göre iş dünyasının nasıl olduğunu öğrenmek için pek çok insana yemek ısmarlamış. ‘‘Üçüncü seviyedeki üst patronuma gitmedim, kendi çevremdeki insanlara e-posta attım ve kimin benim bilmem gereken şeyi bildiğini öğrendim’’ diyor.
Deneyim yokluğu aslında genç şirket sahiplerinin değerli bir niteliği de olabiliyor. Bayan Kabani Marketing Zen’i ilk kurduğunda yaşını çeşitli kıyafetler ile gizlemeye çalıştığını ve daha ‘yaşlıymış’ gibi konuştuğunu söylüyor. ‘‘Tüm o insanları kandırdığımı düşünüyordum ama daha sonra müşterilerimden biri beni 23 yaşında olduğum için işe aldığını söyledi. Dijital dünyayı adı gibi bilen birini istiyordu. Benim için çok şaşırtıcı bir an olmuştu’’ diyor.
Bayan Wang ve Stephanie Kaplan ile birlikte HerCampus.com’un kurucu ortaklarından olan 22 yaşındaki Hanger, genç olmanın New Balance ve Juicy Couture gibi reklam verenleri siteye çekmeye yardımcı olduğunu söylüyor. ‘‘Kendi hedef kitlemdeki biri olmamı seviyorlar. Daha altı ay önce üniversitedeydim’’ diyor. Site yakın zamanda kar etmeye başlamış.
Konsey üyelerinin çoğu finansal anlamda aileleri tarafından desteklenmemiş. Sadece üçte biri işlerini kurmak için dışarıdan yatırım almış. Aslında Gerber’in genç girişimcilere mesajları şu şekilde: ‘‘Kimse size para vermeyecek.’’ ve ‘‘Kısıtlı bütçeyle başlayın.’’ Ki konsey üyelerinden pek çoğu da zaten bu şekilde başladı.
Bu girişimcilerin çoğu için başarı bir gecede gelmedi. Bahn BeatTheGMAT.com’u 2005yılında bir blog olarak kurdu ve bu blog sonraki birkaç senede gelişti. 3 sene sonra Intuit’te genel yönetim programındaki gündelik işinden ayrılıp siteye tam gün yoğunlaştı.
Bu yirmili yaşlardakiler başarılı olsalar bile, gerçekte hangi yaşta olursa olsun girişimcilerin büyük çoğunluğu başarısız oluyor. Y.E.C. üyesi ve üniversite öğrencilerini nasıl iş kurulacağı hakkında eğiten Extreme Entrepreneurship Tour’un ortağı olan 27 yaşındaki Arel Moodie ‘‘ilk işiniz muhtemelen batacak’’ diyor. Moodie’nin ilk iki girişimi – bir takvim şirketi ve bir protein içeceği şirketi – batmış ve onu 30.000 dolarlık borca sokmuş (sonra bunu ödemiş).
28 yaşında olan ve konsey üyesi olmayan Ben Brinckerhoff 2008 yılında Devver.net adında çevrimiçi bilgisayar yazılımı test platformu kurmuş. Şirket iki sene sonra kapanmış.
Brinckerhoff daha önceleri Microsoft’ta yazılım geliştiriciymiş. ‘‘İş kurmanın büyük eksileri var. Egonuzu yaralayabilir ve finansal olarak oldukça ağır. Eğer Microsoft’taki eski işimde kalsaydım ekonomik olarak daha iyi bir durumda olurdum’’ diyor.
Ancak iyi tarafı bay Brinckerhoff’un kendi şirketi battıktan sonra iflası internet üzerinden veya yakınlarından duyan 10 farklı şirketten çalışma teklifi almış olması.
Brinckerhoff bu konu hakkında “İşverenler girişimcilik yeteneklerini seviyor. Risk alabilen ve çabuk karar verebilen insanları işe almak istiyorlar” diyor. Şu an Boulder, Colo.’da bağımsız olarak web ve teknoloji danışmanı pozisyonunda çalışıyor ve bir başka şirket daha kurmayı istiyor.
27 yaşında bir konsey üyesi ve açık hava gezileri düzenleyen Urban Escapes’in kurucusu Maia Josebachvili şirket kurup kurmamaya karar verme aşamasında “bunu yapmayı gerçekten istemek zorundasınız” diyor. Kendi işini kurmak için Wall Street’teki vadeli işlemler simsarı işinden çıkan Josebachvili’nin şirketi 45 çalışana kadar büyümüş ve yakın zamanda bir tüketici sitesi olan LivingSocial tarafından satın alınmış.
Josebachvili konu hakkında “Çok fazla disiplin gerektiriyor. İlk altı ayda hiç dışarıda yemek yemedim ve arkadaşımın koltuğunda uyudum. Eğer bağımsız olarak varlıklı değilseniz bu sizin için bir yaşam tarzı değişimi gerektiriyor” diyor.
Bu makale Hannah Seligson’un 11 Aralık 2010 tarihinde nytimes.com’da yayınlanan yazısından çevrilmiştir.