Girişimcilik kalbi zayıf olanlara göre değildir. Kurucular kendi yollarını biçimlendirmeli, kaynak toplamalı ve büyük mali riskler almalıdır – hepsini de yeni başlayanların yüzde 80 ile 90’ının acısını çektiği o kaderden yani başarısızlıktan kaçabilme umuduyla hem de.
Bu yüzden, özellikle genç girişimciler başarılı olabilmek için şanslarını baya zorlamıştır. İşe neredeyse hiç yoktan; parasız, çevresiz ve iş tecrübesi olmadan başlayan birçokları birkaç yıl içinde birçok insanın ömrü boyunca elde ettiğinden daha çok başarı kazanmaktadır.
Neyi farklı yaptıklarını anlayabilmek için bu yılın Empact Showcase’inden bazı genç girişimcilerle röportaj yaptık. Empact Showcase bu kurucuların gücüne ve şirketlerinin toplum içindeki yerine ışık tutan yıllık bir programdır.
Genel görüşler veya temel tavsiyelere odaklanmak yerine hayatınızda ve işinizde hemen uygulayabileceğiniz ve oyunun gidişatını değiştirecek etkiler yapabilecek eşsiz ve somut alışkanlıkları inceledik.
Sıkı bir program oluşturun.
En büyük hedefim programımda istikrarlı olmak, bu nedenle de yaptığım iş oranını en yükseğe çıkarmama izin veren bir hayat tarzı yaşıyorum. Böyle bir önceliğin Fueled’in bu denli hızlı büyümesinde çok büyük etkisi olduğuna inanıyorum.
Saat 11’de akşam yemeğim biter ve sonrasında her zaman saat 3:30’a kadar aralıksız bir çalışma seansım vardır. Programımda sekteye uğramadan verimli çalışabileceğim bir zaman aralığı belirlemek iş sürecim için hayati önem taşıyor. Bu e-maillerime cevap verme ve rahatsız edilmeden daha büyük düşünme vaktim. Daha sonrasında her gün sabah saat tam 4:00’da uyur ve genelde alarmsız uyanırım.
Başka insanlar aile gibi farklı alanlara odaklanmak isteyebilir ancak bunun anahtarı istikrarlı bir programdan geçmektedir.
— Fueled’ın Kurucusu Rameet Chawla
Yatmadan önce kendinize bu soruyu sorun.
Her gece uyumadan önce şu soruyu düşünürüm: Eğer her gün bugünkü gibi yaşasaydım, bu nasıl bir gelecek oluştururdu? Bu da beni sürekli yaptıklarımın önceliklerimle aynı çizgide olup olmadığını sorgulamaya itiyor. Gelecek her gün bir kere daha şekillenir ve hiçbir zaman sandığımız kadar da uzakta değildir.
— V.I.P. Waste Services Kurucu Ortaklarından Jesse Lear
Noktaları birleştirmek için her hafta sonu bir macera yürüyüşüne çıkın.
Her hafta sonu, daha önce hiç gitmediğim bir yerde dağ yürüyüşüne çıkarım. Önceden araştırma yaparım ve bazen arabamla nerdeyse bir saatlik mesafe kat ederim. Yürüyüşlerimse 1 ile 4 saat uzunluğundadır. Eski bir okul defterimi alır hiç zorlamadan düşüncelerimin dökülmesine izin veririm.
Bu alışkanlık stres atarak hafta içinden kalan fikirlerin çözülmesine olanak sağlıyor. Bir nevi meditasyon gibi. Sürekli fikirleri ve bu fikirlerin işinize nasıl uyabileceğini düşünerek onları yavaşça gerçekleştirebilir ve hayal gücünüzün ortaya çıkışını izleyebilirsiniz.
Diğer bir artıysa, hareketsizlik çalışmaları alanındaki yeni bir araştırmanın gün içinde hareket etmenin sağlık için çok önemli olduğunu göstermesi. Öyle ki, diğer bir araştırmanın sonuçları da bir saat boyunca oturmanın iki sigara içmekten çok daha kötü olduğu yönünde.
— Advocates for World Health’in Kurucusu Ryan Kania
Her sabah sıcak-soğuk şok duş alın.
En nadir şahsi alışkanlığım sıcak-soğuk şok duşlardır. Tam 14 senedir, nerede olursam olayım, hangi otelde kalırsam kalayım her sabah bunu yapıyorum. 30 saniye buz gibi soğuk, ardından 30 saniye sıcak, sonra 30 saniye soğuk (her zaman soğukla biter) duş alarak, güne capcanlı başlayacak enerji ve berraklığı kazanıyorum.
Bu alışkanlığı kazanabilmek için önce normal bir duş alın. Sonra suyu 30 saniye boyunca olabilecek en soğuk şekilde açın. Sonra 3o saniye boyunca dayanabildiğiniz kadar ısıtın. Sonra tekrar 30 saniye buz gibi (bu soğuk-sıcak-soğuk bir döngü eder).
Öncelikle bir döngüyle başlayın, bu aşırı gelirse önce bacaklarınızda deneyin. (Kız arkadaşım da öyle yapıyor, o da deli olduğumu düşünüyor.)
Hala ikna olmadınız mı? Soğuk duşlarla ilgili araştırmayı okuyun.
— Dashed’in Kurucusu Phil Dumontet
Eleştirel, açık uçlu soruları farklı bakış açılarından derinlemesine düşünün.
İcat ettiğimiz ve geliştirdiğimiz teknolojilerin ve ulaştığımız stratejilerin çoğu açık uçlu bir sorunun uzunca işlenmesinin ardından gelen önsezinin beslenmesi sonucu doğmuştur. Açık uçlu sorulara aylarca hatta yıllarca sabredebilirim. Bunlar ticari fikirleriniz için nasıl bir kurucu ortağı bulacağınız veya yeni ürününüzü risk almayı sevmeyen bir kuruma nasıl satacağınız gibi kuşkuları da içerebilmektedir (Cevap: Onların projelerinde çalışarak kendinizi ispatlayın ve onları ilginç sorularla ayartın; hal-i hazırda taşıdıkları bir riskin nasıl önemli ölçüde azaltılabileceğini gösterin.)
Hemen verilen basit cevaplar genelde beni tatmin etmiyor. Ancak vazgeçmek veya unutmak yerine, her gün sorun üzerinde farklı açılardan ve aşırı uçlara bakmak, gerekli varsayımları göz önünde bulundurarak bunların nasıl deneneceğini düşünmek ve farklı bir sektörün bir sorunu nasıl çözdüğünü keşfetmek gibi yöntemleri de içeren ancak bunlarla sınırlı kalmayan farklı pencerelerden çalışıyorum. Eninde sonunda fikirle gelen ve yeni görünen, işlevselliği yüksek gerçek bir çekiş gücü buluyorum.
— LightSail Energy Kurucu Ortaklarından Danielle Fong
Her ay 3 kesin hedef belirleyin – ve geri kalan hiçbir şeyi önemsemeyin.
İşinizi geliştirmek için yapabileceğiniz milyon şey var. Sorun şu ki, hepsini bir anda düzeltmeye veya geliştirmeye kalkarsanız hiçbirinde bir ilerleme kaydedemediğiniz sonuçlar alırsınız.
Hedeflerinize ulaşma yolunda insafsız olmanız gerekir. En azından günde bir kere, kendimi şu soruyu sorarken buluyorum, “Üzerinde çalıştığım şeyin üç hedeften birine direkt bir katkısı var mı?” Kendinizi önemli olmayan işlerle oyalamak kolaydır. Hepsinin üzerine çıkabilmelisiniz. Bu büyük şeyleri çabucak başarmamıza yardımcı olur.
Kendimizi sorumlu tutarak hep aynı sayfada kalabilmek için her Cuma haftalık toplantılarımız vardır. Bu toplantılarda, şirketimiz gelecek hafta için hedefler belirleyerek geçen haftanın hedeflerinde ne durumda olduğumuzu değerlendirir. “Bu hafta nerede yanlış yaptık” demek “Geçen üç ay nerede yanlış yaptık” demekten çok daha kolaydır.
Bu makale Michael Simmons’ın 24 Ekim 2014 tarihinde entrepreneur.com’da yayınlanan yazısından çevrilmiştir.
