Girişim İllüzyonu

2005 yılında, Steve Jobs şu anda çok ünlü olan Stanford Diploma Konuşmasını gerçekleştirdi, bu konuşmada Steve Jobs dört yıllık üniversiteye katılmış olmanın aslında ne kadar yanlış bir karar olduğunu anlatmıştı. Okul çok pahalıydı ve ‘’hayatıyla ilgili ne yapmak istediği hakkında bir fikri yoktu ve üniversitenin ona ne konuda yardımcı olduğunu bilmiyordu.’’

 

Jobs’un bu konuşması günümüz gençliğine de uyarlanabilir: gün geçtikçe daha çok öğrenci iş kurma hayaliyle okullarını bırakıyor. Hatta, Ocak 2014’te National Center for Analysis of Longitudinal Data in Education Research (CALDER) yapılan araştırmaya göre, öğrencilerin yüzde 40’ı lisans programlarını 4 sene içerisinde tamamlayamıyor. Neyse ki okullarını bırakan bütün öğrencilerin kafasında girişimcilik ümidi yok. Ancak, kendi tecrübelerime göre pek çok üniversite terk öğrencinin kafasında girişimcilik ümidi var.

 

Ben bir girişimciyim. Kendi işletmemi kurdum ve şu anda Craigslist ve benzer sınıftaki diğer online servislerle yarışma amacında olan bir mobil uygulama geliştiriyorum. Geçen sene, kendimi tamamen üreteceğimiz ürüne odaklayabilmek için okulu bırakmayı ciddi şekilde düşündüm. Bu uygulama konusunda inanılmaz derecede tutkuluydum- aynı şekilde uygulamanın insanların alış ve satış düşüncülerini değiştireceğine dair inanılmaz potansiyeli hakkında kendime güveniyordum. Ne saçmalık.

 

Washington Üniversitesini geçici olarak bırakmanın planlarını yapmaya başladıktan kısa süre sonra, yapacağımız uygulamanın arkasındaki bütün takım parçalara ayrılmıştı. Duygular parçalanmıştı ve arkadaşlar birbirine rakip hale gelmişti. Çevremdeki yekpare cam parçalanıp dağılınca, projedeki ‘’ya olmazsa’’ ihtimallerini düşünmeye başladım, özellikle eğitimimi durdurmanın sonuçlarının ne olacağını düşündüm. Açmazda olduğumun farkına vardım.

 

Modern girişimciler artık geleneksel profesyonel başarı tanımına bağlı kalmıyorlar; yıllarca zorlu çalışmalar yap ve bir gün ‘’başarılı ol’’. Bunun yerine üniversite gençliği Zuckerberg modelini örnek alıyorlar. Genç, arayışta olan girişimciler, harika bir fikir ve biraz da şansın yardımıyla bir gece milyoner olmanın hesabını yapıyorlar.

 

Girişimciler muhtemel başarı yalanına sarılıp bu düşüncenin tam tersi olan iç karartıcı istatistikleri görmezden geliyorlar, bu istatistiklere örnek olarak yeni açılan işletmelerin yüzde 80’inin ilk 18 ay içerisinde battığı verilebilir. Ben kendimde bu konuda at gözlüğüyle bakmıştım. Kendi abartınıza kapılmamak mümkün değil. Ancak, bir sene boyunca çabalanan işin birkaç saat içinde dağılması sonucunda gözlerimi açtım ve işletme açma ve girişim illüzyonunun farkına vardım.

 

En realist girişimciler kendilerinin Steve Jobs olmadığının farkındalar fakat bu durum onları eşsiz başarı hayallerinden geri tutmuyor. Hiçbir üniversite girişimcisi işletmesini 100.000 dolara satmayı hayal etmiyor. Bunun yerine 2 milyon dolarlık tohum aşaması yatırımlarına sahip bir şirketin başında olmayı hayal ediyorlar.

 

Sonuç olarak, devasa yatırımlarını gerçekleştirebilmek için girişimciler okullarını bırakıyorlar. ‘’Sisteme’’ elveda diyorlar ve girişim endüstrisinin sıcak kollarına kendilerini atıyorlar. Tabi bu durum, daha sonra yara almış egoları ve onlarca bin dolarlık öğrenci kredileriyle geri püskürmeleriyle sonuçlanıyor. Bu durumu açıklamak için arka arkaya istatistikler vermeme gerek yok, acı gerçek ortada; yeni başlayan pek çok girişim başarısız oluyor, hepimiz ülkenin gelecek milyoneri olma şansına sahip olamayız.

 

Büyük hayaller kurma konusunda kimseyle tartışmam. Anlattığım zamandan beri yeni bir ekip kurdum ve kendim de tek gecede başarının hayallerini kuruyorum. Ancak, eğitimimi durdurma gibi bir planım yok. Eğer çok çalışırsam, finans diploması garanti.

 

İş kurma ve başarı için aynı şey geçerli değil. Tabi ki, eğitimi bırakıp iş kurmanın uygun olacağı zamanlar var ancak bu örnekler çok nadir durumdalar. Üstelik, eğer genç bir üniversite öğrencisiyseniz, başarılı bir şirket kurmanın ne demek olduğunu yakından uzaktan bilmiyorsunuzdur.

 

Bir fikre sahip olmak kolaydır; bu fikri size kar getirecek şekle getirmek başarı ve başarısızlık hikayelerini belirleyen noktadır. Bir öğrenci olarak, binlerce tecrübeden faydalanıp gelecekte bir iş kurma için yeterli bilgiye sahip olabilirsiniz.

 

Kısacası, eğer büyük hedeflere sahip bir girişimciyseniz, perdenin arkasından bakın. Başarısızlık ihtimali ve başarılı olma şansının güçlü bir şekilde farkındayım, bu sebeple uyarımı dikkate alın; işletme başlatma işi çetrefillidir. Bahislerinizi elinizde tutun ve okulda kalın, ancak hiçbir zaman başarılı girişimcilik hayallerinizi gerçeğe dönüştürmek için çalışmaktan geri kalmayın.

 

 

Bu makale techcrunch.com’da Noah Benesch tarafından 2015’te yayınlanan yazıdan çevrilmiştir.

 

0 Shares:
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şunlar da Hoşunuza Gidebilir

Kazanımlarım: Webrazzi Digital 2018

Dijital çağımızın yenilikleri, inovasyon, megatrendlerin şekillendirdiği tüketici alışkanlıkları ve hızla ilerleyen teknolojinin yaşantılarımıza etkisinin konuşulduğu bolca ilham ve…

Büyüme Esnasında Şirket Kültürünüzü Ayakta Tutma

Şirket kültürünü ölçeklendirmek konusunda kaçınılmaz gerçek şu: girişiminiz uçuşa geçtiğinde, aşılamak için çok çalıştığınız kültürü yönetmek daha da zor bir hal alır. Ofiste daha çok kişi, uyulması istenen daha çok kural, hizmet edecek daha fazla müşteri – her bir büyüme metriği, gittikçe daha hızlı gelişen bir kültürü beraberinde getirir.