Girişimcilerin Zamanını Yiyen 10 Neden

Bir girişimci olarak sizin için en değerli şey zamandır. Yapmak istediğiniz şeye zaman bulmanız pek mümkün olmayacak, istediğiniz şeyi yapmaya ise hiç zamanınız olmayacak.

 

Zaman için para ödememiz gerekmediği için genel varsayım eldeki iş bitinceye dek ne kadar zaman gerekiyorsa o kadar kullanmaktır. Bir girişimci zamanı bu şekilde algılama hatasına düşebilir ve ona herhangi bir zor işmiş gibi davranabilir. Ancak zaman bundan daha fazlasını ifade eder. Vakit nakittir ve dolayısıyla zaman da sınırlı bir kaynaktır.

 

Nakit para işinizin asıl ihtiyaç duyduğu şeydir. Bu konuda şüphe yok. Eğer yeterince nakdiniz yoksa işletmeniz varlığını sürdüremez. Ancak parayı bir saatte kazanabilirsiniz (ya da kaybedebilirsiniz). Bir saat ise her zaman bir saat olacaktır ve ne kadar başarılı olduğunuza bakmadan her gün aynı miktarda alacağınız bir miktarı vardır. Zamanınızı doğru kullanmak adına onu çalan başlıca şeylere bir bakalım.

 

Tedarikçiler

Benim şirketlerim çok sayıda tedarikçiden ürün alıyor. Bir tedarikçiyle bağlantı kurmak elbette yararlı olabilir ancak onlarla mümkün olduğu kadar az zaman geçirmek sizin yararınıza olacaktır. Tedarikçilerle geçirilen zaman sadece iş yapıldığı zaman olmalıdır. Ayrıca ne istediğinizi bilirseniz  -ki bilmelisiniz de- işi bitirmek için hızlı ve samimi olabilirsiniz. Eğer ne istediğinizi bilmiyorsanız tedarikçilerin daha pahalı bir ürünü satmaya çalışacağı müşterilerden biri olmaya adaysınızdır. Tedarikçilerle yapacağınız konuşmalara hazırlıklı gidin ve zamanı bir kara delik gibi yutan görüşmelerden kaçının.

 

Satıcılar

Her iş adamı gibi ben de her gün bana bir şeyler satmak isteyen kişilerden çok sayıda telefon, e-posta, sosyal medya mesajları alıyorum. İşletmemi ilk açtığımda bu tür e-postalara “hayır, teşekkürler” şeklinde cevap verirdim çünkü bunu yapmanın kibarlık olacağını düşünürdüm. Şimdiyse bunu yapmayı bıraktım çünkü çok sayıda e-posta alıyorum –artık hiç birine cevap vermiyorum. Bu kulağa kaba bir hareketmiş gibi gelebilir, ama ben zaten ilk etapta bana bir şey satmalarını istememiştim ki.

Bankalar

Eğer para yatırıyorsanız bankalar harikadır. Ancak paraya ihtiyacınız varsa hiç de harika olmuyorlar.

 

Neyse ki hangi dili konuştuklarını bilirseniz pek çok bankanın üstesinden gelebilirsiniz. Eğer işiniz için kredi çekmek istiyorsanız bankalar işinizin mali durumunu, iş planınızı ve projelerinizi destekleyecek her türlü dokümanı görmek isteyecektir.

 

Bu yüzden onlara verebileceğiniz kadar belge verin ve mümkün olduğunca sağduyulu davranın.

 

Bankalar göz korkutucu olabiliyor, ancak pek çok girişimci için ilk aşamalarda denize düşen yılana sarılır durumu geçerli. Eğer onlarla buluşmadan önce her türlü belgeyi hazır ederseniz daha az zaman kaybedersiniz.

 

Yardım Talepleri

Bence hayatta hepimizin bazı görevleri var. Benimkilerden biri “vermek”.  Çünkü ben bir girişimciyim ve girişimci olmak (1) para kazanan (2) her yere para dağıtan kişi anlamına geliyor. Ben de eşimin ve benim bulduğum, hakkında araştırma yaptığım ve anlaştığım bazı hayır kurumlarına para veriyorum ancak hayatımda yapmam gereken şeylerden birinin “veren” olmak olduğunu da düşünmüyorum. Bu yüzden zamanımı isteyen kişilere de neredeyse hemen “hayır” cevabını veriyorum. Bunun yerine zamanımı ailemle ya da girişimci olduğum için yapmam gereken asıl işleri yaparak geçirebilirim.

 

Hayır kurumlarına bağış yapma konusundaki görevleriniz farklı olabilir. Bunda bir sorun yok. Ancak eğer zamanınızın ne kadar değerli olduğunun farkında değilseniz onu paranızdan daha çok ve daha kolay harcayabilirsiniz.

 

Ortak Arayanlar

İşiniz daha tanınır hale geldiğinde daha çok şirket sizinle ortak olmak isteyecektir. Size karşılıksız hizmet, iş ya da iki taraf için de karlı bazı şeyler teklif edecekler. Sonunda iş şuna gelecektir; onlar sizin müşterilerinize kendi mallarını satmak istiyorlar, bunun karşılığında da sizin mallarınızı kendi müşterilerine satacaklar.

 

Belki bir şeyleri gözden kaçırdım ama ben açıkça bir getirisi olmayan hiçbir iş için hiçbir şirketle ortaklık kurmadım bu da bana ciddi bir zaman tasarrufu sağladı. “Merhaba Mike, hadi beraber çalışalım” konuşmalarından uzak durmaya çalıştım. Benimle ortak olmak isteyen kişilere her zaman kibar davrandım çünkü genellikle iyi şirketlerdi. Ancak açıkça bir yararı yoksa ihtimali kovalamanın da bir manası yok. Başkalarının onları hedeflemesine izin vermektense -ki bu bana zaman kaybettirir- müşterilerime daha iyi hizmet vermeye odaklanmayı tercih ederim.

 

Müşteriler

Evet, müşteriler de size zaman kaybettirir. Aslında bu durum ironiktir, çünkü ne kadar çok müşteriniz varsa onlarla o kadar çok zaman harcamanız gerektiği anlamına gelir.

 

Ben müşterilerimi dinlemek için zaman harcamaktan memnunum, ancak onlarla gerektiğinden daha fazla zaman geçirip sosyalleşmek konusunda da dikkatli davranırım. Benim müşterilerim bilgilidir ve onları dinleyerek ihtiyaçlarını nasıl karşılayacağımı anlayabilirim. Ne var ki, bu ihtiyaçları nasıl karşılayacağımı anladıktan sonra bir sonraki müşterime zaman harcamam gerektiğini bilirim.

 

Müşterinizle birlikte olmanız zamanınızı doğru harcadığınız anlamına gelmez. Aslında bazı iş modellerinde odak noktası müşteriye ne kadar zaman ayrıldığıdır, çünkü zaman katma değer olarak değerlendirilmelidir ve zam yapılmasına değer.

 

Danışmanlar

Danışmanlar ilginçtir. Daha önce zamanın katma değer olarak değerlendirilmesi gerektiğini söylemiştim. Kimse bunu danışmandan daha iyi bilemez. Eğer işe bir danışman alıyorsanız bu bazı şeyleri yapmak için yeterince zamanınız olmadığını gösterir ve danışmanlarla zaman kaybetmek de ironik olacaktır. Siz kendi zamanınızdan tasarruf etmek için onların zamanını satın alırsınız.

 

Muhasebeciler, sigorta şirketleri ve avukatlar zamanın ne kadar değerli olduğunu bilir ve size bu bilinçle fatura keserler. Bu yüzden zamanlarını doğru kullanarak size en etkili şekilde hizmet vermeyi amaçlarlar. İş danışanlarınızdan ne istediğinizi bilin ve onlara harcadığınız minimum zaman dilimi (ve para) karşılığında en yeterli ve iyi bilgiyi almaya çalışın.

 

Çalışanlar

Kapım çalışma arkadaşlarıma her zaman açıktır ve konu ne olursa olsun onlar ne zaman isterse onlarla zaman geçirebilirim. Çalışanlarıma ihtiyacım var. Onlar olmadan işlerimi yürütemem. Ancak çalışanlarımla ne kadar fazla zaman geçirirsem kendi işimi o kadar yapamam.

 

İşe alma süreci, eğitim vermek ve çalışanları idare etmek zaman gerektirir. Ne kadar çok görüşme yapacağınızı bir düşünün. Ne kadar çok sayıda e-posta göndereceğinizi ve alacağınızı da. Toplantılara ne kadar zaman harcayacağınızı, eğitim dokümanlarına harcanacak zamanı, test, ölçme ve performans değerlendirme süreçlerini düşünün. Bunların hepsi iş gücünü geliştirmenin görünmeyen maliyetidir.

 

Acemi bir girişimci yeni çalışanları işe alırken ne kadar zaman kaybedeceğinin farkında değildir. Bu konuda yıllarca çalışmış kişilerin bile işe alım sürecinde öğrenmesi gereken pek çok şey vardır ve bu da sizin bunları öğrenmek için işi yapıyor olmanız gerektiğini gösterir. Tabii bu işi yapacak başka bir çalışanınız yoksa. Ayrıca yanlış kişiyi işe almak işletmeniz için en tehlikeli şeylerden biridir, bu yüzden de işe alım sürecinde doğru kararı vermek için gerekli zamanı harcamalısınız.

 

Aile

Bu biraz zor, biliyorum ancak girişimcilikte başarılı olmak için aileye çalışma saatlerinde sizi rahatsız etmeme “eğitimini” vermeniz gerekiyor.

Söylemesi kolay, çünkü çoğu girişimci işe evde başlıyor. Aslında çoğu girişimin asıl amacı evden çalışabilmek ve aileyle daha fazla vakit geçirebilmek.

 

Yine de iş/hayat dengesini sağlayabilmek için belirli iş saatleri olmalı. İster ofiste ister evde çalışıyor olun, evdekilerin bu süre zarfında çalıştığınızı ve onlara zaman ayıramayacağınızı anlamaları gerekiyor.

 

Bazı zamanlarda ailenin çalışmaya ara vermenize sebep olması kaçınılmaz olabilir. Çocuklar hastalanabilir, eşlerin önemli soruları olabilir. Ya da hayvanlar yaramazlık yapabilir. Ailenizle ilgilenmeniz gereken zamanlar da olabilir. Doğum günleri, yıl dönümleri ya da özel kutlamalar sırasında işinize ara vermeniz gerekebilir. Nasılsa kendi işiniz!

 

Çalışma ve oyun zamanları arasındaki çizgiyi göz önünde bulundurun. Çünkü girişimcilik, aile ve kişisel hayatla doğrudan bağlantılıdır ve ikisinin ihtiyaçlarını karşılarken de diplomatik davranmanız gerekir. İşinizi desteklemeleri için ailenize ihtiyacınız var ancak ailenizin ihtiyaçlarını da karşılayabilmek için işinize gereken özeni göstermeniz gerekiyor. Bu dengeyi iyi kurmalısınız.

 

İdare

İdare, işinizde en çok zamanınızı alacak şeydir.

 

Vergiler, maaş ödemeleri, işe alımlar, insan kaynakları hizmetleri, e-postalar, görüşmeler, fatura ödemeleri… Bunların hepsi size zaman harcatır ki bu zamanı aslında işinizi kurmak ve geliştirmek için kullanabilirsiniz.

 

İdari görevler iş dünyasının çamur kısmıdır; her şeyin yavaşlamasına sebep olurlar. Neden SAP ya da veri tabanı bazlı maaş ödeme sistemleri gibi iş otomasyon araçlarının üretildiğini hiç düşündünüz mü? Bu hizmetler size daha fazla zaman kazandırmak için bu çamur kısımlarını ortadan kaldırmaya yararlar.

 

Girişimciler daha başarılı olabilmek için bu gibi araçları kullanarak işlerini yürütmeye en başından karar vermelidir. Neden mi? Çünkü çamur gittikçe çoğalır ve etrafa bulaşır. Kötü idare domino taşları gibi, diğer şeylerin de kötü etkilenmesine sebep olur. Sizi pahalı danışmanlar tutmaya zorlar çünkü müşteri kaybedersiniz, ailenizle geçireceğiniz zamanı kaybetmenize ve bankaların yanlış tarafında bulunmanıza sebep olur.

 

Mutlu bir işletme atik, çevik ve iyi idare edilebilen bir işletmedir.

 

Sunduğum fikirlerden bazıları biraz ağır gelebilir ancak tecrübelerim zamanımı korumazsam benden alınabileceğini öğretti. Bazen zor kararlar vermek zorunda kaldım ve size benim yaptığım şeylerin aynısını yapmanızı önermiyorum. Ama bu makaleden edinmeniz gereken asıl fikir, zamanınızı harcamanın paranızı harcamakla aynı şey olduğu. Vakit nakittir ve dikkatli harcamanız gerekir.

 

Bu makale, entrepreneur.com‘da Mike Kappel tarafından 2016’da yayınlanan yazıdan çevrilmiştir.

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*