Girişimcilik Hakkında 5 Efsane

Çoğu zaman, iş kurmaya dair efsanelere kapılmak henüz siz başlamamışken bile işleri alt üst edebilir. Beklentilerle gerçek arasındaki büyük uçurum sizin en son ve en büyük iş fikrinizin gerçekleşmeyeceğini garantiler.

 

Bütün bu gerçekleştirmeye çalıştığınız başarıya giden ipuçlarını zaten biliyorsunuz. Evet, işte bunlardan beş tanesi aşağıda. Bana güvenin. Hiçbir kapıyı açmazlar. Ama işte bu putları yıkacak olan beş efsane:

 

Efsane #1: Bilgi Güçtür

 

Bilgi yalnızca potansiyel güçtür. Bilgiye erişiminiz olduğunda, bu bilgiyle ne yapacaksınız? Liderlik danışmanı Robin Sharma’nın söylediği gibi, “Gücün ortaya çıkabilmesi için gerçek hayatta uygulanması gerekir.”

 

Geniş kitleler tarafından son derece beğenilmiş olan kitabı “Think and Grow Rich”’de (dünya çapında 70 milyondan fazla satılan), Napoleon Hill “Bilgi yalnızca potansiyel bir güçtür. Sadece, ve eğer, belirli hareket planlarına göre yapılırsa ve, belirli bir neticeye yönlendirilirse güç haline gelir.” diyor.

 

Bu zamana kadar ticaretle ilgili bildiğiniz her şey göz önüne alındığında, onu nasıl tamamladınız ve hangi neticeye ulaştırdınız?

 

Efsane #2: Eğer siz yaparsanız, insanlar gelirler

 

“Fikrim o kadar güzel ki pazarlamama gerek yok… benim işim kendi kendini satar zaten!”

 

Tecrübeli ve kendini kanıtlamış girişimciler bunun bir yalan olduğuna kanaat getirdiler.

 

Kendi favori filminizi veya yazın çıkan bomba bir filmi düşünün. Sizin düşünmediğiniz şey ise bu ustaca, adeta koltuğun ucunda oturarak izlediğiniz film için ne kadar harcadıkları.

 

Raporlara göre, “Pazarlama giderleri modern film bütçelerinin önemli bir kısmını oluşturuyor — ortalama 35.9 milyon dolar”. “Pazarlama bütçesi hesaplarken, yapım maliyetlerinin aşağı yukarı %50’sini harcamak gereklidir. (Kaynak: Vogel). Bu yüzden eğer bir filmin yapımı 100 milyon dolar tutuyorsa satmak için de ekstradan bir 50 milyon dolara ihtiyacınız var.

 

Başka bir yolu yok. Amacınız değer önerinizi ve satış yol haritanızı doğrulayacak olan bir avuç anlaşma yapmak. Bu da pazarlama ve plan gerektiriyor. KISSMetrics yazarı Michael Epstein “İşletmenizin beklentisinin viral haline gelmesi, veya en ufacık bir ümit pazarlama planı değildir” diye açıklıyor.

 

Efsane #3: Yaptığınız Şeyi Sevin

 

Bu popüler bir söyleyiş biliyorum – bir yere kadar. Neden bir yere kadar? Çünkü çoğu kişi tarafından bilinmeyen bu sevdiğiniz şeye bağlı olmak, sevmeyeceğiniz şeyler. İşte bu yüzdendir ki tutkunuzu bulmak bu dengenin sadece bir parçasıdır.

 

Bir işi yönetmek 24/7 sevilecek bir şey değildir. Sevginizi amacınızla, süreçle ve gelişimle ölçmeniz gerekecektir.

 

Nihayetinde, sizin “sebep”iniz size özeldir, ama işletme sahipliğinin özelliklerinden ayrı değildir.

 

Bu yüzden, ya a) sevdiğiniz şeyi yapın ya da b) yaptığınız şeyi sevmenizi sağlayacak bir işletme kurun. Kevin O’Leary, Shark Tank’in yatırımcısı ve televizyon siması Shark Tank ikincisini yaptı ve “tutkuyu kariyere çevirmemeye, kendi tutkusunun ardından gitmesine izin veren bir kariyer inşa etmeye” karar verdi. O’Leary Business Insider Australia’ya üvey babasının kendisine bir zamanlar vermiş olduğu küçük bir tavsiyenin hayatını nasıl değiştirdiğini açıkladı:

 

“Liseyi bitirdikten sonra üvey babam George beni “Geleceğimle İlgili Konuşmak” için oturttu ve bana sordu “Hayatınla ne yapmak istiyorsun?”

 

Fotoğrafçı olacağımı söyledim.

 

Meselenin “Olmak ya da olmamak?” olmadığını bana o zaman söyledi.

 

Mesele: “Olmak istediğin şeyi olmak için ne yapmaya isteklisin?” Fotoğrafçı, aktris veya yazar olmak istediğini söylemen yeterli değil. Bu hedefi gerçekleştirmek için gerekli olan zorlu şeyleri de yapmak istemelisin.”

 

Efsane 4: Sektör Deneyiminiz Olması Gerekir

 

İşinizi bilmenin yararı olsa da, tecrübe eksikliği başarısızlık değildir. Çelik konusunda kendi imkanlarıyla var olmuş olan Andrew Carnegie, çelik endüstrisini baştan tanımladı. Carnegie başlangıçta çelik işine dair hiçbir şey bilmiyordu.

 

The Corcoran Group’un kurucusu emlak imparatoriçesi Barbara Corcoran’ın, yaklaşık 20 sene önce ilk girişimini yapana dek emlak sektöründe hiçbir tecrübesi yoktu. 2001’de, şirketini 66 milyon dolara sattı. (New York Magazine)

 

Spanx’ın kurucusu Sara Blakely’nin söylediği gibi: “Bilmediğiniz şeyden korkmayın. Bu sizin en büyük gücünüz olabilir ve bir şeyleri diğer herkesten daha farklı yaptığınızı gösterir.”

 

Efsane #5: Başarısızlık Kötüdür

 

Bugünün kurumsal dünyasında başarısızlık sanki sekizinci ölümcül günahmışcasına utanılacak bir şey olarak görülür. Herhangi bir toplantı odasına girin “Asla başarısız olmamalısın” seslerini yankılandığını duyar gibi olursunuz. Ama daha çok risk aldıkça daha fazla başarısız olma ihtimaline maruz kalacaksınız. Ama yine de kaderinizi belirleyecek olan şey başarısızlığa ne şekilde tepki verdiğinizdir.

 

Yenilgiyle karşılaştığınızda ayağa kalkıyor musunuz? Zor seçimler yapıyor musunuz? Gerçekliğin bir anlığına “Bunu yapıyor olduğun için delisin!” diye fısıldadığını duyuyor musunuz?

 

Başarısızlık rüzgarı sizi soluksuz bırakabilir, ama bu genellikle bir rota düzeltme anıdır. Hadi bunla yüzleşin: hız faydalıdır, ama ancak doğru yönde gidiyorsanız.

 

Gerçeği söylemek gerekirse, iş dünyasına adapte olur ve gelişiriz. İşletmenin gerçek doğası ilerlemecidir. İlk senedeki girişimci kişiliğiniz beşinci senenizdekiyle aynı değildir. İnşallah, bu yol boyunca, başlangıçtaki halinizden daha iyi (ve daha bilgili) bir hale gelirsiniz.

 

Bu makale  yfsmagazine.com’da Erica Nicole tarafından 2015’te yayınlanan yazıdan çevrilmiştir.

 

 

0 Shares:
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şunlar da Hoşunuza Gidebilir

Potansiyelinize Ulaşmanızı Engelleyen 3 Şey

Hayatımızın her gününü daha iyi hale getirmek için çalışmak ve maksimum potansiyelimize erişmek için çabalamak en önemli hayat amaçlarımızdan biri olmalı. İster kendini beğenmişlik, başarısız olma korkusu ister kötü alışkanlıklar veya başka faktörler olsun çoğu insan neden asıl amacını gerçekleştiremez? - Bu senin hikayen olmak zorunda değil.

Girişimci Olmak İstemekten Bir Adım Öteye Geçin

Heyecanlısınız. Piyasayı sallayacak bir fikir sonunda aklınıza geldi. Sorun şu ki, bunu daha önce de yaşamıştınız. Aslında pek çok kez yaşamıştınız. Fikir sahibi olmak sizin için zor bir şey değil. Asıl zorlandığınız şey sahip olduğunuz fikirleri uygulanabilir bir işe dönüştürmek. Bu durum size de tanıdık geldi mi? Eğer öyleyse siz de girişimcilerin “girişimci olmak isteyenler” olarak adlandırdığı kişilerin arasında olabilirsiniz. “Girişimci olmak isteyenler” kimdir peki? Girişimci olmak isteyenler bir işe girmek isteyen ancak o ya da bu nedenle (ya da bir sürü nedenle) bunu asla başaramayan ama yine de sürekli bunun hakkında konuşan kişilerdir.