Girişimcilik İlhamı Evden Başlıyor

Girişimcilik başarınızı neye bağlıyorsunuz? Sir Richard Branson (ve diğer girişimciler) başarının evden başladığını söylüyor.

 

Bundan birkaç yıl önce hafta içi ve akşamüstü vaktinde Radio City Music Hall’da oturuyordum. Etrafımda toplantı konuşmacısı Sir Richard Branson’ı sabırsızlıkla bekleyen takım elbiseli bir sürü insan vardı. Genellikle işletme sektöründe çalışan bir izleyici kitlesi olmasına rağmen bir uğultu vardı. Sahneye çıktığında bir alkış koptu ve hemen arkasından tahmin edildiği gibi “Virgin Records’u ne zaman hayata geçirdiniz?” ve “Virgin Airlines fikri aklınıza nereden geldi?” gibi sorular soruldu (Bu sorular delillere dayalı gerçek cevaplar beklenerek sorulmuştu ve cevaplardan sonra nazik alkışlarla başka bir soruya geçiliyordu). Sonra muhabir, izleyicilerin konforlu kırmızı deri koltuklarında daha dik oturup konferansa katılım hediyesi kalemlerini çantalarından çıkararak dikkatlerini çekmeyi sağlayacak bir soru sordu:

 

“Girişimcilik başarınızı neye bağlıyorsunuz?”

 

Sir Richard soruya hızla cevap verdi:

 

“Sevgi dolu bir ailede büyüdüm.”

 

Radio City Music Hall izleyicilerinin hevesi kaçmıştı. Salondaki kurumsal hayal kırıklığı gözden kaçacak gibi değildi. Bana göre takım elbiseliler, Sir Richard’ın şirketlerinin bölünmesini engelleyecek ya da üçüncü çeyrekte şirketlerinin kârını arttıracak ve hatta onlara beklemedeki bir girişimlerini hayata geçirecek BİR tavsiye vermesini umuyorlardı.

 

Aradıkları cevap “anne” değildi.

 

Sir Richard’ın “Annem sevgi doluydu ve beni cesaretlendirirdi.” cevabı içime işledi. Daha önce “Sevgi dolu bir aile” ile girişimcilik arasında bir bağlantı kurduğumu hatırlamıyorum. Kardeşlerle ve eşlerle kurulan kişisel ilişkiler için bunu belki düşünmüşümdür; ama birinin bu sayede girişimcilik yolunda ilerleyeceği aklıma gelmemişti. “Kahramanların kim?” sorusu bu yüzden bana standart bir röportaj sorusu gibi gelir. Sıklıkla, kahraman olan kişi girişimciyi büyük hayaller kurmaya ve o hayallerin üstüne gitmeye teşvik edip özgüvenini arttıran yakın aile bireylerinden (ebeveynler, büyükanne ya da büyükbaba) biridir. Sir Richard’ın da dediği gibi, sevgi dolu bir aileden geldiyseniz neden korkasınız ki?

 

Sir Richard Branson’ın sevgili destekleyici annesi ve babası, sevgi dolu hareketlerinizle böyle bir ev ortamı yarattığınız için teşekkürler. Sürekli olarak büyük ve başarılamaz gibi görünen zorlukların üstesinden gelen (bu cesur vizyonundan biz de faydalandık) bir girişimciyi dünyaya kazandırmakla kalmayıp gelecek nesillerde nasıl yenilikçi ruhlar yetiştirileceği konusunda da herkese örnek oldunuz. Merhametin yanında belli ki girişimcilik de evden başlıyor.

 

Girişimcilerle yaptığım röportajlarda girişimciliği destekleme konusunda ebeveynlerin (ve aile büyüklerinin) öneminin altını çizen “Kahramanlarınız kim?” sorusuna en sevdiğim birkaç cevap şöyle:

 

En büyük kahramanım annem. Bana tekrar tekrar hayatımın kontrolünün elimde olduğunu ve istediğim hayatı yaşayabileceğimi öğretiyor. Bana meselenin hayatımda olup bitenler değil, benim ve çevremin yaşadığı olaylara benim verdiğim tepkiler olduğunu söylüyor. –Sofia Franzen, seyahat uygulaması Owegoo’nun kurucusu ve CEO’su.

 

Boşlukları dolduran insanlar. Ve bu işi çok sessizce gerçekleştirenler. Bu, insanı mahcup ediyor. Bu konudan bahsettiğimde babam sık sık aklıma gelir. Gayrimenkul hisseleriyle ihmal edilmiş yerleri yeniden canlandırdığını gördüm. Ebeveynlik perspektifinden baktığımda, sadece bir jenerasyon ile büyük bir uçurumu yok ettiğini görüyorum. Hayatımızın büyük bir kısmında bekar ve beş çocuk babası olduğunu da hesaba katarsak çocukluğunun nasıl olduğunu, sonra nasıl onun (ve hepimizin) bu noktaya geldiğini her düşündüğümde hayrete düşüyorum. –Lenore Horton, KETNOI Group LLC’nin avukatı ve kurucusu.

 

Ve diğer kahramanlarım da ebeveynlerim. Çin’deki kültür devrimi sırasında oradalarmış ve kariyer hedeflerini, hayallerini gerçekleştirememişler. Çok az paraları olmasına rağmen inanılmaz sevgi dolu ve destekleyiciydiler (hâlâ da öyleler). Benim ve kız kardeşimin yapmak istediklerimizi gerçekleştirmemiz için ne gerektiyse yaptılar. İki girişimci kız çocuğu sahibi olmak, geleneksel Çinli ebeveynler için göz korkutucu olabiliyor. Umarım bir gün ben de anne olduğumda onlar kadar fedakar olurum. –Jia Li, Jia Collection’ın yaratıcı direktörü ve kurucusu.

 

Teta’m (‘Büyükanne’nin arapçası). Teta’m bana sert olmanın da nezaketle yapılabileceğini öğretti. Suriye ve Lübnan’da büyümüş biri olarak hayat, güçlü bir duruşu olan bir kadın için pek kolay değildi. İşe giderdi, her akşam bana yemek hazırlardı ve iç savaş sırasında 6 kişilik bir aileyi idare etti. Daha sonra Amerika’ya göç ettik. Güçlüydü ve sert çıkışları vardı; ama aynı zamanda sevgi dolu, kibar ve nerede nasıl davranacağını bilen bir kadındı. Feminenliğin tanımı benim için oydu. Her gün kıyafetinin içine astar elbise giyerdi. Ne zaman Luxxie Boston ipek astar elbisemi giysem, Teta’mı anımsıyorum. -Stefanie Mnayarji, Luxxie Boston LLC’nin CEO’su ve kurucu ortağı.

 

Zamanında her şeyin ilkini yapan, ileri görüşlü kadınların olduğu bir aileden geliyorum. Büyük büyükannem, Kore’de ilk üniversite mezunu olan sayılı kadınlardan biri. Ünlü bir opera sanatçısı olan kız kardeşi de müthiş biriydi. Annem, ebeveynleri beş kızlarının da çok iyi eğitimli olması gerektiğine inandıkları için Amerikalı misyonerler tarafından eğitilmiş. Annemin ailesindeki kadın eğitimi ve gelişimine verilen önem harikaydı. Ailemde anne tarafımdaki kadınlar her zaman çağlarının bir adım ilerisinde olmuşlar ve bu yüzden bana her zaman değişimin ön sıralarında olma istediğimi hatırlatıyorlar. –Melissa Mash, Dagne Dover’ın CEO’su ve kurucu ortağı.

 

Feminist büyükannem Andrea ve ben doğmadan uzun süre önce ölen Maria teyzem. İkisi de Porto Riko’da doğmuşlar ve beş parasız Amerika’ya gelmişler. Büyükannemin boyu 1.45’ti, kız kardeşi Maria’nınki ise 1.42. Maria, Amerika’ya büyükannemden daha önce gelmiş ve Hawaii’deki çiftliklerde çalışmaya başlamış, daha sonra da California tarlalarında meyve toplamış. California’ya yerleştikten sonra gayrimenkul satın alarak kendine küçük bir imparatorluk kurmasından sonra büyükannem de dahil olmak üzere tüm ailesini Porto Riko’dan buraya getirmiş. Yaşadığı tüm zorluklara ve İngilizce konuşamamasına rağmen zeki ve kararlıymış. 1900’lerin başlarında yaptığı şeyler bana göre tam bir belalı kız imajı oluşturmuş! –Andrea Armstrong, Turnaround Technology’nin CEO’su ve kurucusu.

 

 

Bu makale inc.com’da Kelly Hoey tarafından 2015’te yayınlanan yazıdan çevrilmiştir.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*