‘Yaş düşüncededir. Eğer düşünmezseniz, yaş sorun değildir.’ Bu cümleler Amerikalı efsanevi yazar ve güldürü yazarı Mark Twain’e ait. Yaş gerçekten de bir sayıdan ibarettir, ve bu defalarca kanıtlanmış bir durumdur.
Okumaya devam edin ve Girişimciliğin Neden Yalnızca Genç İnsanlara Has Bir İş olmadığını bir de deneyimli girişimci Kevin D. Johnson’dan dinleyin.
Her Yaşta Girişimci Olunabilir
Kırk dört yaşındaki arkadaşımı girişimciliğe teşvik etmeye çalıştığımda bana ‘İş kurmak için fazla yaşlıyım.’ dedi. O çok fazla sorumlulukları olduğu ve eskisi kadar yaratıcı olmadığından şikayet ederken ben kafamı sallıyordum. Sıraladığı bahaneler saçma olmakla birlikte onun yaşındaki insanlar arasında yaygındı.
Medyanın Facebook kurucusu Mark Zuckerberg ve Instagram kurucusu Kevin Systrom gibi genç CEO’lara yoğunlaşması, bugünlerde çoğu şirketin gençler ve yirmili yaşlarındaki insanlar tarafından kurulduğunu düşündürüyor. Dolayısıyla, ileri yaşlarındaki çoğu insan bu medya aldatmacasına inanıyor ve şirket kurmanın gençlere mahsus bir iş olduğunu düşünüp, yaşlarının olası başarılarına ket vurduğunu kabulleniyorlar. Bu varsayım ve medya aldatmacası gerçeklerden olabildiğince uzak.
Öncelikle, medya aldatmacası çoğunlukla teknoloji sektörüne odaklanmış durumda, teknoloji sektörü de genç yıldızları yüceltme eğilimindedir. Konu medyanın ilgisini çekmek olduğunda, yeni bir sosyal medya şirketi Main Street’teki yeni pastaneyi gölgede bırakır. Buna rağmen, ABD’deki çoğu yeni işletme teknoloji ile bağlantılı ve çekici değil. Şahıs işletmeleri ve beşten az çalışan sayısına sahip küçük işletmeler ağırlıkta. Bu şirket sahiplerinin çoğu bir teknoloji gurusunun annesi ya da babası olacak yaşta.
İkinci olarak, ileri yaştaki insanlar genç ve yirmili yaşlarındaki insanlardan daha fazla şirket kuruyorlar. Kauffman Foundation’ın yaptığı bir çalışmaya göre, 35-44 yaşları arasındaki Amerikalılar 2008’den 2009’a kadarki girişim aktivitelerinde en büyük artışı temsil etmekte. İkinci büyük zıplamayı ise 55-64 yaşları arasındaki Amerikalılar oluşturuyor. Bunun orta yaşlı yetişkinlerin bir yan gelir istemesinden emekli bireylerin çalışmaya devam etme arzusuna kadar birçok nedeni bulunuyor.
Sebebi ne olursa olsun, girişimcilik virüsü ileri yaştaki Amerikalılar arasında yayılmakta, bu da herkes açısından iyi bir haber. Ne yazık ki bu heyecan verici durum hakkında yeterince bilgi alamıyoruz.
İlginçtir ki, araştırmalar orta yaşlı insanların iş kurmakta daha başarılı olmalarının muhtemel olduğunu gösteriyor. İleri yaşlarındaki girişimciler, girişim dünyasının dalgalı sularında yollarını daha iyi bulmaları için gerekli tecrübeye sahiptirler. Çalışma hayatları süresince, hazine sandığı gibi bir beceri birikimi edinmişlerdir, bu da onları hayli değerli kılar. Örneğin, eğer yıllar boyu çalıştıkları sektörde iş kurarlarsa, işe dair bilgileri onlara rekabet açısından şahane bir avantaj sağlar.
Bir başka iyi haberse şu; Şikago Üniversitesi ekonomisti David Galenson ‘deneysel yenilikçilerin’, başarılarının doruk noktasına ulaşmak için vakte ihtiyaçları olduğunu öne sürüyor. Yaptığı araştırma ile, ki bu araştırmanın yaratıcı zekanın şifresini çözdüğü söyleniyor, deneysel yenilikçilerin hayattaki en iyi çalışmalarını ileri yaşlarda yaptığı sonucuna varmıştır. Bu kişiler deneme ve yanılma yöntemiyle kendilerini gerçekleştiriyorlar. Bu yenilikçilere örnek olarak; Steve Jobs, Mark Twain ve Alfred Hitchcock verilebilir.
Bu yaşlarda insanlar birçok sebep sıralayıp iş kurmak için çok yaşlı olduklarını söyleyebilirler, ancak bunlar, çoğu doğru olmayan bilgilerle savunulan birer bahane olmaktan öteye gidememektedir. Şimdiyse elimizde, iş kurarken ileri yaşlarda olmanın bir engel değil kazanç olduğu fikrini destekleyen birçok veri ve sebep bulunuyor. İster 30’lu yaşların başında, ister 40’larınızda, ister daha yaşlı olun, iş kurmak için geç kalmadınız. Yaşınızın sizi hayallerinizin peşinde koşmaktan alıkoymasına izin vermeyin. En nihayetinde, sizi başarıya götürecek olan şey genç bir yüz değil, sağlam bir fikir ve kusursuz uygulamanın birlikteliğidir.
Bu makale addicted2success.com’da Joel Brown tarafından 2015’te yayınlanan yazıdan çevrilmiştir.