Bu günlerde çevrimiçi alandaki gözler için çok fazla rekabet bulunmaktadır, bu nedenle göze çarpmalısınız, farklı olmalısınız ve nişinizin ustası olmalısınız!
2006 yılında tekrar bloglarla ilgilenmeye başladığımdan beri, birçok kişi bana kendi web sitelerine bir blog eklemeye nasıl başlayacakları konusunda sorular sormuştur. İlk günlerde bir blogda yer aldığımda, bir mesajınızda eğer birçok anahtar kelime varsa Google’da bir konuda ilk sıralara girmek oldukça kolay oluyordu. Konseptlerin bazıları aynı iken, bu iş 2015 yılında daha zor hale geldi. Eğer o şekilde bakarsanız şu anda sahip olunan zorluklar bir lütuftur. Bu, işletmeler kararlı değilse ve sadece içerik oluşturmak için içerik yayınlarsa işe yaramayacağı anlamına geliyor. Google, eğer blogunuzun içeriği güncel değil ve tutarsızsa blogunuza olumlu bakmayacaktır – müşterileriniz de ilgi göstermeyecektir.
1. Girişiminizin hikayesini anlatın
Satışta size öğretecekleri gibi, en çok satan şey sizin hikayenizdir. Girişim hikayenize karar verin ve sonra dünyaya bunu blogunuzdan duyurun. Başarısızlıktan utanmayın, onlara anlattığınızdan emin olun çünkü bu sizin insan olduğunuz ve zor yollardan geçtiğinizi gösterir. Yapabileceğiniz en iyi şeylerden biri girişimde özel bir ürün veya hizmet ile karşılaştığınız ve bunun nasıl üstesinden geldiğiniz ile ilgili gerçek hayat tecrübelerinden bahsetmektir. Her bir gönderide ilk işinize neden başladığınızı ve işinizin çözdüğü problemi çözmeye neden devam etmek istediğinize atıfta bulunmaya devam edin.
“Hikayenizi anlatırken, her zaman mütevazı olduğunuzdan emin olun ve övünmeyin. Kimse gösterişi sevmez! “
2. Müthiş içeriğe sahip makaleler yazın
Gördüğüm birçok blog sadece yaratma adına içerik oluşturuyor. Girişim blogunuz müşterileri eğitmek ve ürün ve hizmetleriniz hakkında onlara ipuçları vermek için bir yer olmalıdır. İçerik, ürün veya hizmetinizi tamamlamalı ve bunun bir uzantısı gibi olmalıdır. Eğer girişiminiz bilgisayar satıyorsa, blogunuz bilgisayar için alabileceğiniz tüm aksesuarlardan ve bunların nasıl kurulacağından bahsetmelidir. Müthiş içerik genellikle yaptığı işi seven herhangi biri tarafından yazılmıştır. İçeriği yazan kişi ideal olarak (bazen) kuruculardır çünkü girişimi ilk etapta yaratan bunların tutkularıdır.
Bunun içeriğe doğru akmasını istersiniz ki böylece insanları içine çeker.
“Blogunuz girişimizin kimliği ve bir marka yapacağınız yerdir.”
3. Zengin Medya Ekleyin
Girişim blogunuz için makaleler yazdığınızda zengin medya dahil ettiğinizden emin olun. Fotoğraflar gibi şeyler, özellikle sizin tarafınızdan çekildiyse ve girişiminizde olan gerçek hayat olaylarını içeriyorsa gerçekten çok iyi olabilir. Örneğin, Walmart’ın CEO’su ile karşılaşırsanız, kendisi ile bir fotoğraf çekin ve sonra bir sonraki makalede bunu ele alın. Bu blogunuzun hakiki hissedilmesine ve Google’da sıralanmak için anahtar kelimeler kullanmaya çalışan birçok girişim blogu gibi genel hissedilmemesine sebep olur.
Sitenizde imajlar gönderirken Google’ın ve kullanıcıların blog sayfası yükleme süresi konusunda çok duyarlı olduğunu aklınızda tutun, zira web sitelerinin %90’ı (ünlü olanlar bile) büyük boyutlu dosyalar halinde medya koymaktadırlar. Eğer imajlar koyuyorsanız bunları piksel piksel görünmeyecek şekilde küçültmelisiniz. Bunu doğru yaparsanız, birçok rakibinizin önüne geçersiniz.
Diğer yapılacak şey ise blogunuza bir akıllı telefon üzerinden bakmaktır. İyi görünüyor mu? Ne kadar hızlı yükleniyor? Videoları paylaşırken, sadece ekli Youtube videolarını kullanın çünkü bunların boyutu iyi olacaktır ve isteyenler için HD opsiyonu bulunacaktır.
Videolar gönderilerinizi geliştirmek için diğer bir belirgin yöntemdir ancak videodan en iyi noktaları almak ve bunları videonun altına metin şeklinde yazmak her zaman iyidir.
4. İçeriğinizi sosyal yapın
Arama motorlarında en yüksek sıralara girmenize yardımcı olacak olan şey içeriğinizin sosyal medya üzerinde nasıl paylaşılabilir olduğudur. Bunun için sihirli bir hile yoktur, oluşturabileceğiniz en iyi içeriği oluşturmalısınız. Haftada bir gerçekten iyi kalite birkaç güncellemeniz varsa her gün mesaj gönderi konusunda endişelenmeyin.
Farklı platformlarda içeriğinizi gönderirken her birinin farklı bir tüketim yöntemi olduğunu unutmayın. LinkedIn’de paylaştığınızda bir iş teması olmasına dikkat edin. Instagram’a gönderdiğinizde tüm iş fotoğrafta biter. Twitter’a ise kısa, çekici ve insanlara linke tıklayarak tüm yazıyı okumayı istetecek bir mesaj göndermelisiniz.
Her sosyal platformu aynı anda denemeyin ve girmeyin aksi takdirde her yerde bulunma ama hiçbirinin ustası olmama riskine girersiniz. Başlıcalarında temsil edilmek iyi iken, bir veya ikisinde çalışmaya odaklanmalısınız. Hangilerine odaklanacağınıza karar vermeden önce müşterilerinizin zevklerini ve yaş gruplarını aklınıza tutun.
Blogunuz yeni olduğunda, blogunuzu herkese söylemeden önce ilk olarak içeriğini oluşturun. Biri sizden bloguna girmenizi istediğinde burada 6 ay önce yazılmış 3 makale bulunması kadar kötü bir şey yoktur.
5. Tasarımı temiz ve seksi yapın
İçeriğinizi yazarken dış kısmın da güzel düzenlenmiş olduğundan ve blogunuzun çok meşgul olmadığından emin olun. Eğer keskin gözleriniz yoksa, size fikir verecek birini bulun. Fotoğraflarınızın renklerini, metin ve şablonunu dikkate alın ve mümkün olduğunca uygun olduğundan emin. Metinde büyük paragraflardan kaçının ve önemli alıntı ve cümlelerin altını çizmeyi unutmayın. Birçok etiket ile Google’ı bombardımana tutmayın, içerik için en uygun olanları, ne yaptığınızı seçin ve sonrasında onlardan söz edin. On etiket ve on anahtar kelime fazlasıyla yeterlidir. Eğer temiz tasarım isterseniz WordPress gibi bir şey kullanmanızı öneririm. Envato’s ThemeForest gibi sitelerden bazı temalar alabilirsiniz
Hepimiz girişim blogunuzdaki abonelerin çok önemli olduğunu biliyoruz, ancak size tavsiyem sayfayı bloke eden pop-up kutularını koymaktan kaçının. Bu tip can sıkıcı şeyler kullanıcıları blogunuzdan kaçıracaktır. Makalenizin içinde söz ederek, Youtube videolarınızda bahsederek, abonelik isteğinizi tweetleyerek ve bloğunuzda öne çıkan bir abone formu oluşturarak kullanıcıları abone olmaya teşvik edebilirsiniz.
6. Çılgın hayranlarınızdan yardım isteyin
İşinizi sizin kadar iyi (ve bazen sizden daha iyi) bilen müşterilerinizdir, daha spesifik olarak çılgın hayranlarınızdır. Onlar iletişimde olmak için harika kişilerdir ve blog yazarları olarak faydalı olabilir. Eğer onlara bu şekilde yaklaşırsanız, muhtemelen girişim bloğunuza içerik desteği sunmak için öleceklerdir.
Diğer çılgın hayranlar tüm zamanlarını gelip size ayırmış ve işinizin vizyonuna inanan çalışanlarınızdır. Her birinin potansiyel müşterilerin işinizle ilgilenmesine yardımcı olan ürün ve hizmetlerinize farklı bir bakış açısı getirecek ilgilenecek kendi iş fonksiyonları vardır. Bunlarla 3 dakikalık bir video ile görüşme yapmayı ve bunu blogunuza koymayı düşünün.
Yapabileceğiniz diğer bir hoş şey ise müşteri veya potansiyel müşterilerden soru almanız ve bunları cevabı ile bloğunuzda yayınlamanızdır. Size bir referans vermek isteyen bir müşteriniz olursa, bunun yerine blogunuz için bir makale yazmasını isteyin.
Ne zaman çılgın hayranlarınız veya çalışanlarınız sitenize yazmak isterse onlara şu şartı koymalısınız: bunu sadece yazdıklarını tüm sosyal medya kanallarında paylaşmayı kabul ederlerse yapabilirler. Daha fazla müşteri bulmak için en iyi yol sadece sahip olduğunuz gibi olanları bulmaktır. Gönderileri müşteri veya çalışanların sosyal medyalarında paylaşmak bunu yapmanın en iyi yoludur.
Eğer bunu güçlendirmek istiyorsanız, bir adım daha ileri gidin; onlara blogda ve sosyal medyadaki içeriklerinde yazılı her bir yoruma cevap yazmaları gerektiğini söyleyin. Kitleyi geliştirmek için gereken etkileşim işte budur. İnsanlar sadece diğer insanların katılımını görürlerse katılım sağlarlar. Blogunuz yeni ise kitlenizi oluşturana kadar, çalışanlarınız veya arkadaşlarınızdan başlangıçta yorum yapmalarını isteyin (yine de hakiki olmalı).
Bir adım daha ileri gidebilirsiniz, girişim blogunuzu kurduğunuzda, yazarlarınız diğer kişilerin bloglarına misafir olarak yazmalarını sağlayın, sadece bir Gravatar hesapları olduğundan emin olun ki insanlar onların isimlerine tıkladıklarında sizin web sitenizi bulsunlar. Açıkçası bunun için sizinle aynı alanda olan ve bir değer paylaşımı olabilen diğer blogları seçmelisiniz. Bu onların kitlelerinin sizin vizyon ve mesajınıza ve yanı sıra iş çözümünüze erişimi olacağı anlamına gelir.
Harika bir örnek
Size bir örnek gösteremezsem, bu konuşmanın bir anlamı yok. Pixc sadece sizin gibi bir girişimdi ve ürün resimlerinden arka planları kaldırma gibi bir işleri vardı. Bu daha sonra bir işi başlatma ve çözme fikrini geliştirmişti. Bunun bir parçası olarak bir blog oluşturdu.
Pixc’in Kurucusu Holly Cardew
Blogları basit, temiz, seksi idi ve bazı harika nasıl-yapılır bölümleri vardı. Bir çevrimiçi mağaza kuruyor olsam ve ürünlerine ihtiyaç duysam, nasıl yapılır bölümleri hizmetlerini nasıl kullanacağımı tam olarak anlatır. Makaleleri kısa, keskin ve konuya yönelik, bu nedenle çok önemli olan bir konuda bile çok fazla zaman harcamanız gerekmiyor.
İyi yapmadığı tek şey yeterli beyaz alan bırakmamaları. SEO dehası olan Neil Patel bu konudan çok fazla söz etti ve teknik bir paragraf olmasa bile, göze kolay görünmesi için paragrafları kelimelerinize dökmeyi dikkate almalısınız.
Bazen sadece kurallara karşı koymalısınız, çok uzun süredir varolan İngilizce dilindeki kuralları dikkate aldığınızda bunun zor olduğunu biliyor, ancak sadece yapın!
Bu makale addicted2success.com’da Tim Denning tarafından 2015’te yayınlanan yazıdan çevrilmiştir.