1. Fellow Programı ile nasıl tanıştın? Süreci ve fellow olduktan sonra hayatında neler değişti biraz anlatır mısın?
2016 yazında uluslararası öğrenci birliği olan ESTIEM’in düzenlediği üç haftalık bir girişimcilik kampında 2014 fellowu Gizem Yeniçıkan ile tanışmamla birlikte programı öğrenmiş oldum. Girişimcilik Vakfı ve fellow programı hakkında anlattıkları beni çok heyecanlandırmıştı; fakat o yaz ilk tur başvurular çoktan kapanmıştı ve bir sonraki sene başvurumu gerçekleştirdim.
Benim başvurduğum dönem fellow programı seçim süreci 6 aşamaydı ve sırasıyla online form, video, iki farklı online test, online mülakat ve yüz yüze mülakattan oluşuyordu. Video ve test aşamaları sırasında Amerika’da stajda olduğum için hem saat farkı hem de yoğun çalışma saatlerimden dolayı zorlandığımı hatırlıyorum. Dolayısıyla yazın programı yoğun olacak fellow adaylarına da video içeriğini şimdiden kurgulamalarını parantez içinde tavsiye etmek isterim.
Önünüzde pek çok farklı kapı olduğunu ve hangisini tercih ederseniz edin devamında farklı kapıların da açılacağından emin olduğunuz bir yol düşünün. Burada kapıları açma hızınız ve şekliniz tamamen sizin hedefleriniz, tutkularınız ve motivasyonunuza bağlı. İşte GirVak da tam böyle: karşınıza pek çok fırsat çıkarıyor ve bunu kullanmak, ileriye taşımak ya da bir sonrakini beklemeye karar vermek tamamen sizin elinizde!
Fellow süreci boyunca Türkiye’nin önde gelen girişimcileri, iş insanları ve alanlarında kendini ispat etmiş liderlerle bir araya gelerek çok değerli hikayelerini dinleme ve tecrübelerinden öğrenme fırsatı buldum. Kurumsal partnerler ile farklı sektörlerde projeler geliştirdik, yurt içi & yurt dışı pek çok girişimcilik konferansına ve kampına katıldım. Bu ailenin bir parçası olmanın hayatımdaki en büyük “İYİ Kİ”si ise kazandırdığı dostluklar.
2. Fellow’ken hiç unutamadığın bir anın var mı? Anlatabilir misin?
Fellow programına seçildiğimi öğrendiğim dakikaları asla unutamam. Sina Bey’den kabul e-maili aldığım saniyelerde spor salonunda 160 BPM ile koşuyordum ve e-maili açayım derken heyecandan banttan düştüm. Şanslıydım ki incinmedim ve e-maili okuduktan sonraki sevinçle hızımı alamayıp 6 km daha koştuğumu hatırlıyorum. ☺
Unutamayacağım bir başka anım İsrail’e gerçekleştirdiğimiz gezi sonrası birkaç fellow arkadaşımla katıldığım Kinnernet oldu. Dünyanın dört bir tarafından gelen sanatçı, girişimci, yazar ve game-changer dediğimiz dünyaya yön veren insanların tüm egolarından ve statülerinden arınarak bulundukları bir kamp ortamıydı. Çok öğrendiğim, beslendiğim, paylaştığım, ruhumu ve beynimi tazelediğim bu kampta bizden yaşça büyük ve yüksek başarılar elde etmiş insanların bize olan ilgisi, sevgisi ve inançları beni büyülemişti. Orada temelleri atılan dostlukların farklı ülkelerde ve farklı organizasyonlarda sürdürülmesi çok değerli.
3. Şu an neler yapıyorsun? Geleceğin için planların var mı? Bir sonraki adımın nedir?
Universite yıllarımda hem kurumsal firmalarda hem start-uplarda ağırlıklı olarak iş geliştirme, dijital pazarlama ve ürün yönetimi alanlarında staj deneyimlerim oldu. Aynı zamanda marka elçiliğini üstlendiğim markalar oldu ve dijital projelerde freelance çalıştım. Mezuniyetimi takip eden eylül ayının sonunda ise sosyal sorumluluk, staj ve seyahat konseptini birleştirerek 4 ay Asya’ya gittim. Exchange programı ile bir dönem Güney Kore’de okuma fırsatım elimde olmayan sebeplerden dolayı iptal olunca tam zamanlı profesyonel hayata adım atmadan bir dönem Uzakdoğu’da yaşayacağıma dair o gün kendime söz vermiştim.
Güney Kore’de sosyal sorumluluk projesi ve Tokyo’da kısa dönem start-up tecrübesi sonrası hayalim olan Güneydoğu Asya seyahatimi de tek başıma yapıp virüs Asya’da yeni çıktığı sıralarda Türkiye’ye döndüm. Hızlı bir dönüşle iş mülakatlarım devam ederken virüs ülkemizi de etkisi altına aldı ve mülakat süreçleri askıda kaldı. Ben de bu süreci yapay zeka, dijital ürün geliştirme, mobil uygulamalar ve dizayn odaklı online eğitimler alarak, yeni bir dil öğrenerek, bol bol okuyarak ve çeşitli bloglarda yazarak değerlendiriyorum. Aynı zamanda üzerinde çalıştığım birkaç sosyal proje var, hatta bunu okuyorsanız ilerleyen süreçte bu konu hakkında kapınızı çalabilirim. ☺ Bunlara paralel olarak normalleşmeye dönmemizle birlikte de iş arayışımı sürdürüyorum.
Yeni yolculuklara adım atmayı çok seviyorum ve beni konfor alanımdan çıkaracak öğrenim serüvenlerine her zaman açığım. Gelecekte danışmanlık, teknoloji, sağlıklı yaşam, dijital medyanın kesiştiği ve sosyal fayda yaratacak kendi işimi yapmayı hedefliyorum. En büyük motivasyonum dünyamız için değer yaratmak ve insanların hayatına pozitif dokunuşta bulunabilmek.
4. Bize kendi girişimcilik serüveninden ve girişimci bakış açısının hayatına etkilerinden bahsedebilir misin?
Girişimcilik serüvenim, ilk soruda da bahsetmiş olduğum yurt dışında katıldığım üç haftalık bir girişimcilik kampında başladı. Pek çok farklı milletten girişimci ve girişimci adayı öğrencilerin katıldığı kampta aldığımız eğitimler, hazırladığımız projeler ve yaptığımız pitching sunumları benim bu dünyaya gerçek olarak ilk adımlarım diyebilirim. Zamanla duyularını çevresindeki problemlere açan, daha çok gözlemleyen, soru soran, araştıran, değer yaratma amacına tutunan Bahar Özkan olma yolunda dönüşümüm başladı ve hala da devam ediyor. Hayatın her alanına yenilik getirebilme tutkusu ve alınan kararları hızlı bir şekilde aksiyona çevirme dürtüsünün dünyamızda yenilikçiliği sürekli kılacağına inanıyorum. Kendi hayatımdaki yansıması olarak bu dönüşümün insan ilişkilerimde büyük bir etki yarattığını da söylemeliyim.
5. GirVak’tan öğrendiğin “Give back” kültürünü kendi hayatının içerisinde ve gelecek planlarında kullanıyor musun?
GirVak yolculuğumda beni besleyen, bana ilham olan, tecrübe ve yetkinlikleriyle hayatıma ışık tutan insanlar sayesinde potansiyelimin ötesine geçebileceğimin farkındalığını kazandım. Give back kültürünü toplum olarak ileriye gidebilmenin en büyük anahtarlarından birisi olarak görüyorum ve şu an çalıştığım projelerden birisi de bu kapsamda bir platform oluşturmak üzerine. Bilgi birikimimi, kazanımlarımı, deneyimlerimi paylaşarak başkalarının hayatında bir nebze de olsa etki yaratabilmek ve onlara ilham olabilmek çok değerli. Sosyal medya üzerinden bana ulaşan pek çok lise ve üniversite öğrencisi arkadaşım var ve her birine yollarını çizmelerinde deneyimlerim doğrultusunda katkı sunmaktan çok büyük keyif alıyorum. Uzun vadede ise yetkinliklerim özelinde zirveyi, çöküşü, yaşanabilecek pek çok olasılığı deneyimledikten sonra gelecek nesillere yol haritası bırakabilmek adına kitap yazma planım var.
6. Son olarak su an bu röportajı okuyanlar için bir tavsiye vermen gerekse bu ne olurdu?
Çoğu zaman geçmişe takılarak ya da geleceğe odaklanarak içinde olduğumuz anı kaçırabiliyoruz. İçinde bulunduğumuz anın farkında olup sevdiklerimizi, hayallerimizi, ve hedeflerimizi ertelemeyelim. Hayat harika bir yolculuk, toplumun bize atadığı kişilik ve meslek kalıplarının dışına çıkarak özgür iradeli bireyler olarak kendi yolculuğumuzu yaratma gücümüzün farkında olalım. Gelişime ve dönüşüme açık olalım ve gelecekte “Keşke yapsaydım” yerine “Keşke yapmasaydım” diyebilme lüksümüzün farkına varalım. Bağlantılı olduğunu düşündüğüm bir anımı da paylaşmak isterim. Mart ayında gerçekleşen Giveback Gala’da aynı masayı paylaştığımız QNB Finansbank genel müdürü Temel Güzeloğlu’nun çok etkilendiğim sözlerini aynen aktarıyorum: “Ben 40 yaşımda genel müdür oldum, ama şu an, 50 yaşımdayken olmayı tercih ederdim. Kariyer, para bir şekilde oluyor; ama gençlik yıllarını geri getiremiyorsunuz.”
Geriye sarma şansımızın olmadığı zamanımızın değerini bilelim ve bunu kendimizi bulmak için değil, kendimizi yaratmak için harcayalım.
“Life is not about finding yourself. Life is about creating yourself.” – George Bernard Shaw
Röportajı okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Görüşleriniz, sorularınız ya da konuşmak istediğiniz her konu için [email protected] adresine e-mail gönderebilir ya da sosyal medya hesaplarımdan bana ulaşabilirsiniz.
Sevgiyle ve sağlıkla kalın! ☺
