Fellow Programı ile nasıl tanıştın? Süreci ve fellow olduktan sonra hayatında neler değişti biraz anlatır mısın?
Üniversite birinci sınıfın son dönemlerine doğru staj yaptığım firmada benimle birlikte çalışan yakın bir arkadaşıma Girişimcilik Vakfı’nın başvuru sürecinin devam ettiğine dair mail geldi. Daha sonra arkadaşım maili bana göstererek “Baksana, bu vakıf efsane bir yer! Seçilmek aşırı zor, benim başvuran arkadaşlarımın neredeyse hepsi elendi ama seçilirsen de her türlü imkanı sana sağlıyorlar.” Dedi. Böyle olunca benim de çok ilgimi çekti ve o an vakfa başvurumu tamamladım. Daha sonraki aşamaları da açıkçası çok zorlanmadan geçtim, ta ki Sina Bey’le yüz yüze mülakat yapana kadar. O zaman çok heyecanlanmıştım ve çıktığımda herhangi bir sonuç kestiremiyordum , neyse ki kısa bir süre sonra kabul edildiğimi öğrendim.
Fellow olmak benim hayatımı baştan sona değiştirdi çünkü diğer fellow arkadaşlarımdan aldığım ilham ve cesaretle vakfa girdikten kısa bir süre sonra kendi girişimimizi kurup büyüttük.O zaman karşılaştığımız zorlukları ve nelerin üstesinden gelebildiğimizi hatırladıkça hayatta inandığım her şeyi başarabileceğimi hissediyorum. Girişimcilik Vakfı da bana kuruluş aşamasından son aşamaya kadar, her aşamada hayal edemeyeceğim kadar destek oldu. Bunun yanında tanışamayacağım insanlarla tanışmamı ve gidemeyeceğim yerlere gitmemi sağladı. Kısacası benim için fellow olmak müthiş bir deneyimdi.
Kendi girişiminden bahseder misin? Seni en çok zorlayan kısım ne oldu? Neler öğrendin, neler gözlemledin?
2016 yılının sonlarına doğru dört kişilik bir ekip olarak ilk girişimimizi kurmuştuk. Yaklaşık iki yıl devam edip bu sürede büyük kurumsal markalarla çalışma ve yüzlerce insanla tanışma şansımız oldu, çok fazla şey öğrendik.
Beni en çok zorlayan şey ortaklıklar arasındaki çıkan çatışmaları yönetmek oldu. Ekipteki herkesi çok sevmeme rağmen, hala oldukça yakın arkadaşlarım, geçmişe bakınca belirli konuları iyi yönetemediğimizi fark ediyorum. Bunun en büyük nedeninin de tecrübesizlik ve tez canlılık olduğunu düşünüyorum. Ekip olarak güzel bir iş ortaya koymak için, ekibin birbiriyle olabildiğince fazla zaman geçirip birbirini daha yakından tanıyıp ,anlaması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca her ne kadar girişimciliğin kültüründen dolayı herkes herkesin işini zaman zaman yapıyor olsa da bazı konular kesin çizgilerle ayrılmalı ve işe girilmeden önce baştan konuşulmalı.
Yatırımcı konusuna değinecek olursak da fark ettim ki bir girişimin sağlam bir gelir modeli olması yatırımcı için bizim tahmin ettiğimizden çook daha fazla şey ifade ediyor. Bu yüzden gerçekçi bir gelir modeli oluşturmak çok önemli.
Son olarak daha çook yeni başlayan kişilere bir öneride bulunacak olursam bu girişimcilik zamanlarında tanışabildikleri kadar insanla tanışmaları ve güzel şeyler paylaşmaları yönünde olur. Her şey gitse, bitse bile insanlar kalıyor ve insanın girişimci arkadaşlarının olması müthiş.
Şu an neler yapıyorsun? Geleceğin için planların var mı?
Şu anda okulumu bitirmek üzereyim, aynı zamanda bir sağlık şirketinde çalışıyorum. Gelcek için en heyecan verici planım sağlık sektöründe daha fazla şey öğrenerek sağlık teknolojileri alanında bir girişim kurmak.
GirVak’tan öğrendiğin “Give back” kültürünü kendi hayatının içerisinde ve gelecek planlarında kullanıyor musun?
Topluma geri verme benim GirVak’tan önce de çok özen gösterdiğim bir konuydu çünkü insanlarla bildiğim şeyleri paylaşmayı ve yeni şeyler öğrenmeyi çok seviyorum. GirVak’la girişimcilik ekosistemi hakkındaki bilgim çok artınca ben de herkese girişimciliği empoze etmeye başladım. Giveback kültürü tamamen hayatımın içine yerleşmiş durumda!
Mezun olduktan sonra GirVak ile ilişkin nasıl devam ediyor? Alumni olmak nasıl bir duygu?
Nedense Girvak’tan hiç mezun olmuş gibi hissetmiyorum çünkü sürekli herkesle iletişim halindeyim. Bazen çeşitli işbirlikleri önermek bazen yardım istemek bazen de sadece hal hatır sormak için arıyorum. Yine de alumni olarak bazen yeni fellowların heyecanını hissedebiliyorum ve çok mutlu oluyorum.
