Girvak Alumni’den Eda Aydoğan ile Mezuniyet Sonrası

[vc_row][vc_column][vc_column_text]

Girişimcilik Vakfı Fellow2016 ekibinden mezun olan Alumni’miz Eda Aydoğan ile bir röportaj gerçekleştirdik. Keyifli okumalar!

  1. Fellow Programı ile nasıl tanıştın? Süreci ve fellow olduktan sonra hayatında neler değişti biraz anlatır mısın?

Üniversite sınavına hazırlandığım sene daha lise son sınıftayken webrazzi gibi teknoloji ile ilgili blog sayfalarını takip etmeyi kendime alışkanlık edinmiştim. Bir gün webrazzi’nin bir yazısında Girişimcilik vakfı diye bir vakfın açıldığını gördüm. Yıl 2014, ne girişimcilikten ne de gençleri destekleyen bu tarz oluşumlardan haberdarım. Gelecekteki hayalim ise gençleri destekleyecek onların fikirlerine yatırım yapacak bir köy enstitüsü kıvamında bir organizasyon veya okul kurmaktı. Bu yazıyı görüp aslında böyle bir oluşumun Türkiye’de bu güzel ve vizyoner insanlar tarafından oluşturulduğunu görmek beni inanılmaz heyecanlandırmıştı. Hemen bunun bir parçası olmalıyım diyip başvurdum, üniversitem belli oldu vs derken maalesef ki ilk seneki seçmelerden elendim.

Tabii hikaye burada bitmedi. Girişimci ruh asla pes etmez! 🙂 Yıl boyunca seçilen diğer güzel insanların hikayelerini dinleyince onlardan ilham alarak üniversitemin birinci senesinde kendimi geliştirebildiğim kadar geliştirdim. 2. denememde ilk bireysel yurtdışı deneyimim olan Hırvatistan’da başvurulara başladım. Sonrasında uzuuuun ve  bir o kadar da heyecanlı 6 aşamalı bir süreç ve Sina Afra’nın maili!

Mayıstan eylüle kadar süren süreci özetlemem gerekirse tamamiyle kendinizi keşfettiğiniz ve profesyonelliğe bir adım daha yaklaştığınız bir yolculuk;

– İlk aşama : Online başvuru, başlığı CV olan word dökümanından çok daha fazlası burada sizin yaptığınız sosyal ve gönüllü bütün deneyimleri belirtmeniz o kadar kıymetli ki sizi bunlara göre tanıyorlar. Spor mu yapıyorsunuz? Sosyal sorumluluk projelerinde mi çalışıyorsunuz hepsini anlatmanızı bekliyorlar.

– Video aşaması : Yaratıcılığınızı ve motivasyonunuzu karşına geçirmenizin tam zamanı! Çıkın kameranın karşısına neden bu ailenin bir parçası olmak istediğinizden bahsedin ve bunu dürüstçe yapın, gerisi zaten geliyor…

– Kişilik envanteri testleri (3.-4. aşama) – Bu aşamadaki sistem o kadar doğru ki sonuçları gördüğümde bir testin beni bu kadar doğru anlatmasına şaşırmıştım. Hepimiz o testleri manipüle etmeye, onların istediği cevapları vermeye istemsiz olarak çalışıyoruz. Ama hiç gerek yok zaten sistem sizin doğru söyleyip söylemediğinizi birden fazla kez tespit edebiliyor. Bu aşama sonunda baya uzun bir dökümanla kendimi tanıma fırsatı yakaladım. Elenseniz dahi bu bile çok kıymetli. Maalesef ki günümüzde çoğu kişi kendini tanımadan ne olmak istediğine dair yanlış kararlar alıyor. Bunu yapmayın ve kendinizi sürekli test edin!

– Skype(5.aşama) ve Yüz yüze(6.aşama) mülakat : Skype mülakatımı asla unutamayacağım. Stres içerisinde gelen sorulara o kadar panik ve asla kendim değilmiş gibi tekdüze cevaplar verdim ki elendim sanmıştım. (Size küçük bir tip eğer girişimcilik vakfına başvuruyorsanız, girişimcilik gündemi ve yatırımlar hakkında bilgi sahibi olun öncesinde!) Yine altını çiziyorum her şey sizin kendi enerjinizi karşıya aktarabildiğiniz kadar geçiyor.

Ardından çok sevdiğim, İş İnsanı, Erol Bilecik ile mülakatım… O kadar güzel geçti ki Erol Abi’nin samimiliği ve keyifli bir sohbet eşliğinde geçen mülakat sonrası tamam dedim artık oldu. Burada aslında sizi daha yakından tanımaya çalışıyorlar.

Bu sürecin her bir aşaması o kadar kıymetliydi ki benim için Eda kimdir, ne yapmaktan hoşlanır, hayallerini neler, değerleri neler ? Hepsini keşfetme şansına sahip oldum. Son aşamada elenseniz bile bu deneyim başlı başına inanılmaz bir serüven.

Hayatınız en basitiyle çevrenizdeki insanlarla kolayca değişebiliyor. Sizin gibi düşünen, topluma bir değer katmak için çabalayan bunca insanla birlikte başarıların da yanında gelmesi kaçınılmaz oluyor. Benim hayatımı da en çok bu aile duygusu değiştirdi. Hangi alana dokunmak istesem ya o alanda bir işe girişmiş ya da bir deneyimini sana aktarmaya hazır bir dolu insan var! Alumni olmama rağmen hala o insanlarla iletişimde kalabilmek de kalacağını bilmek de inanılmaz bir güven duygusu veriyor insana.

 

  1. Fellow’ken hiç unutmadağın bir anın var mı? Anlatabilir misin? 

Birden fazla var, Israel seyahati, NOAH konferansı, Garanti Projemiz ve niceleri… Ancak birini seçeceksem tabiki İlk Fellow Up’ımızda gerçekleşen, hayalime ilk adımımı anlatayım.

2.sınıf öğrencisiyim, hayatımda daha hiç kartvizitim olmamış. StartersHub’daki ilk etkinliğimize gidiyorum. O sıralar (ki hala öyle) bir hayalim var, ama bu hayalin 3 aşaması var. Hepimize ilham veren Tedx konuşmalarına birincisi katılımcı , ikincisi ordaki bir gönüllü ve son olarak orada bir konuşmacı olacak seviyeye gelip hikayemle insanlara ilham olmak istiyorum. TedxReset’e üniversitemin ilk senesi bir arkadaşım aracılığıyla katılmışım şimdi sırada bu organizasyonu oluşmasını sağlayan ekibin parçası olmak vardı.

İlk fellow up’ımızda bize verilen kutunun içerisinden çıkan hediyelerin arasında ilk kartvizitimi gördüm.

O an için şans mı dersiniz bilemem ama StartersHub içerisinde diğer startuplar ile beraber Tedx’in de olduğunu öğrendim. Benimle beraber aynı hayale sahip Derya (ki benim hem en yakın arkadaşım hem de Insider’da iş arkadaşım) ve Can ile networking saati arasında bir cesaret, Tedx gönüllüleri ile tanışıp bu hayalimizden bahsettik. İlk kartvizitim beni hayalimin ikinci fazına yaklaştırdı ve bunu da GirVak aracılığı ile elde etmiş oldum. Gönüllü oldun mu derseniz, eveeet ! Emin Çapa, Karsu , Ece Temelkuran gibi isimlerle  backstage’de tanışma hatta fotoğraf çekilme şansım bile oldu.

Sıra 3. fazda….. ( beklemede kalın!)

  1. Çevrendeki üniversitelilere programı tavsiye ediyor musun? Ediyorsan bize 3 sebep söyleyebilir misin?

Kesinlikle! Ancak ben bu programa başvurmadan önce üniversitelerin biraz daha kendileri hakkında planlarını netleştirdikten sonra başvurmalarını tavsiye ederim. Sonrası zaten Mehru Hanımın da söylediği gibi sky is the limit!  🙂  İstemediğin kadar imkana sahip oluyorsun. Tabii çabaladığın sürece.

1- Global bir ailenin parçası oluyorsun. Şu an dünyanın bambaşka ülkelerinde kendi işlerini kurmuş veya çok önemli projelerde yer alan kişilere anında kardeşine ulaşma kolaylığında ulaşabiliyorsun.

2- Sayamadığım kadar imkanla kendini geliştirmek istemesen dahi geliştiyorsun. Örneğin; Israel’deki Google’da girişimcilik kampına katılmak herkesin sağlayabileceği bir imkan değilken bu her fellowa sunuluyor.

3- Giveback kültürü ile toplumdan aldığını topluma değer yaratarak geri verdiğini farkettiğinde hissettiğin haz… Bunu hiçbir şeye değişemem.

  1. Büyüyen bir girişimde çalışmak nasıldı? Biraz deneyimlerinden bahseder misin? Neler öğrendin, neler gözlemledin? 

Insider, 2012’den bu yana tutku ile çalışan yaklaşık 300 kişi ile 18 farklı ülkede bulunan, dünyanın en iyilerine yatırım yapmış VC’lerden Sequoia Capital tarafından yatırım almış,Türkiye’den çıkan ilk teknoloji startupı.

Aslında bu cümleyi kurarken bile bu hikayenin bir parçası olduğunu anlatmak çok kıymetli geliyor bana. Bence normal bir startupta çalışmak ile büyüme hızı çok yüksek olan bir startupta çalışmak kesinlikle çok farklı. Bizimkisi 2. kategoriye giriyor. Mesela bu kadar büyük ve global bir ekipte kültürü koruyabilmek ona hala yatırım yapabiliyor olmak beni en çok şaşırtan şeylerden biri olmuştu.

Büyüyen bir startup size sorumluluk almayı, çalışma bilincini, bir risk alarak bir işi batırsanız dahi sizi yargılamadan doğru yolu göstermeyi amaç edinmiş insanlarla çalışmanın nasıl bir şey olduğunu gösteriyor.

Insider aslında bir üniversite ortamı gibi hatta belki de ondan daha da samimi bir yer. Birbirinden farklı hikayeleri olan insanlarla tek bir amaç uğruna çalışırken kendime bu kadar tecrübe katabileceğim başka bir yer olacağını sanmıyorum.

Toplum tarafından çok çalışma algısı ile gündeme geldiğimizi duyuyor ve arada gülümsüyorum. Biz çok çalışıyoruz evet ama bu çok çalışmamız tamamiyle kendimize fayda sağlıyor. Örneğin KPI’larımızda personal developmentın olması her yerde mümkün değil. Geceleri kaldığımız ve katıldığımız eğitimler zaten bize sağla en büyük kazanımlardan biri. Burada da tercihler devreye giriyor. Sen istersen comfort zone’ında kalıp hayatına devam edersin ya da amaçların doğrultusunda genç yaşında biraz daha enerji harcarsın tercih senin her zaman. İkinci gruba daha yakın olduğum için Insider’da çalışmak zorlukları ile beraber bana çok şey kattı diyebilirim.

  1. Şu an neler yapıyorsun? Geleceğin için planların var mı?

Şu an hala Insider’da Operational Account Manager olarak PST Turkiye ekibinde partnerlerimizin dijital verimliliğini arttıran çalışmalara destek oluyorum. Dijital pazarlama alanında birden fazla sektörün dinamiklerine hakim olup onların stratejilerine yön vermek müthiş bir sorumluluğun yanında aynı zamanda insana kısa sürede çok şey öğretiyor. Ben bu öğrenimleri hayatımın her noktasında bana yardımcı olacağından eminim. Gelecekte dünya pazarındaki diğer partnerlerimizin hayatına dokunmak ve global ofislerimizin ortamını da deneyimlemek istiyorum ki bu Insider içerisinde çok mümkün career roadmapleriniz çıkarılıp size buna uygun görevler veriliyor süreç içerisinde.

Ayrıca kullanıcı davranışlarına inanılmaz bir ilgim olduğu için Neuromarketing veya UI&UX alanında master araştırmaları yapmaktayım. Bu konuda bilgili olanlar veya tavsiyesi olanlar varsa bana mailimden ulaşabilirse çok çok mutlu olurum.

Tabi ki her girişimcilik dünyasına bulaşmış insanında kanında olan kendi startupını kurma fikri aklımın ucunda var hala.

Yazının sonuna kadar sabırla okuyanlara ayrıca teşekkür ederim. Insider ve tecrübelerim hakkında herhangi bir soruyu cevaplamam için mail atmaktan asla çekinmeyin 🙂

Mail adresim : [email protected]

[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*