GİRVAK Alumni’den |Ege Demirtaş ile Mezuniyet Sonrası

Bizim Can’la yaptığımız iş için paraya ihtiyacımız oldu ve yatırımcı bulmak için herkese yazmaya başladık. Bizim yatırım aradığımız zamanlar 2018’de piyasanın çalkantılı olduğu ve yatırımcı bulmanın zor olduğu bir dönemdi. Yatırım işi olmadı ama ilişki ilişkiyi açıyor, yatırım için gittiğim yerde bana yeni bir iş fikri sunuldu ve bir anda Martı macerasına atılmış bulundum. İşe kurucu ekiple birlikte yaklaşık 10 kişi başladık. 10 kişi başladığımız bu yolculuk şu an yaklaşık 2000 kişiye ulaştığımız büyük bir maceraya dönüştü. Bu iş benim için 4 yıldır her aşamasına girip çıktığım, fazlasıyla eğitici bir süreç oldu. Şu an Product Manager olarak Martı’da çalışmaya devam ediyorum. 

Bugün Martı’ya baktığımızda, kurumsallaşmaya başladığımızı söyleyebilirim. Yüzlerce beyaz ve mavi yakasıyla, binlerce çalışanı olan büyük bir girişim olduk. İş bu boyutlara ulaştıktan sonra artık süreçlerin otomatize olması, kişi ve kurumlara bağlı olmaması gerekiyor. Ürün tarafına geçmek benim için çok iyi oldu çünkü bütün operasyonun otomatize olma sürecini görme şansını yakalıyorum ve bu bana çok etkileyici geliyor.

Girvak etkinliklerinden hatırladığın sana ilham veren bir an veya konuşma var mı? 

Buluşmalarda gelip konuşan herkesin bambaşka hikayeleri vardı. Çeşitli GİRVAK etkinliklerindeki konuşmalarda gördüğüm ortak yan şu oldu; hepsi bir fikre inanmışlar, şartlarını zorlamışlar ve imkânsız demeden, inandıkları fikrin arkasından gidip başarıya ulaşmışlar. Bazen hayatımda uygulayamadığım bir şey olsa da şunu fark ettim: eğer bi şeyin doğru olduğuna ve başarıya ulaşacağına inanıyorsan arkasından ısrarla, imkânsız demeden gitmen lazım. Ne kadar başarısızlıkla yüzleşirsen yüzleş başardığın sefer hatırlanacaksın ve başarısızlıkların senin için sadece bir deneyim olacak. Tüm konuşmalardan aklımda kalan en büyük mesaj buydu. Bence FellowUp’ların en büyük etkeni fellow’larla buluşmaktı. Oradaki arkadaşlarımla konuştuğumuz şeyler, herkesin takip ettiği endüstriler, yeni startuplar, yatırım haberleri… Bugün de beni bu girişimcilik yoluna sokan, Fellowluk sürecinde tanıştığım ve şu an en yakın arkadaşlarım olan insanlardı. Girvak’ta çok farklı alanlardan insanlarla tanışıyorsun, özel çocuklar için eğitim planlayan, gastronomi, moda tasarımı okuyan farklı farklı alanlardan arkadaşlarım oldu. Farklı alanlardan insanların yaşamına dokunuyorsun, onlar da sana dokunuyor ve bu etkileşim her iki taraf için de çok değerli oluyor. 

Kariyerinde nereye ulaşmak istiyorsun? 

Martı benim için çok öğretici bir yolculuk oldu. “Startupınıza aşık olmayın, fikre aşık olmayın, bu sadece bir iş” derler. Ama Martı benim çocuğum gibi oldu, geliştirip büyüttüğümüz bir şeydi. O yüzden Martı’dan sonra herhalde kendi işimi kurmayı denerim diye düşünüyorum. Daha çok teknoloji alanında kalmayı isterim. 

Severek kullandığın, önerebileceğiniz kaynaklar var mı? 

İşim gereği ürün tarafındayım ve sonuçta bir ürün geliştiriyoruz. Bu sebeple birçok farklı tool kullanıp araştırma yapmam gerekiyor. Ürün anlamında dünyada neler oluyor diye bakmak istersem ProductHunt’ı kullanıyorum. Tool konusunda kendini geliştirmek isteyenlere Miro kullanmasını önerebilirim. Ürün tarafında çalışanlar için içerde akış tasarlamaktan Mockup yapmaya, frame çizmekten product life cycle yapmaya birçok kullanım alanı var. Bu tip toolları kullanmak gelecekte bir profession sayılacak diye düşünüyorum. Bu sebeple bugünden böyle toolları kullanmayı öğrenmek geleceğe hazır olmak için çok önemli. Bugünlerde bir de Flutter’la ilgilenmeye başladım. Belirli modülleri birbiriyle birleştirerek basit modüller ve basit NVP’ler yapabiliyor olacağız. Bu alanlara hakim olmak önemli diye düşünüyorum, ki bunun için yazılım mühendisi ya da teknik taraftan gelen biri olmana da gerek yok. Bunların dışında insanın kendini geliştirmesini de çok önemli buluyorum, bu yüzden özellikle yönetimsel ve biyografik kitaplar okumaya çalışıyorum. 

Röportaj için teşekkür ederiz. Son olarak okuyucularımıza söylemek istediğin bir şey var mı? 

Ben de röportaj için hem sana hem de okuyuculara teşekkür ediyorum. Vakıftaki herkesin güzel bir fellow’luk dönemi geçirmesini diliyorum. Son olarak GİRVAK gibi programların olmasının ülkemiz için çok yararlı olduğunu düşündüğümü söylemek istiyorum. Ben GİRVAK’a girdiğimde 2015 yılıydı, o dönemde Türkiye’ye giren yatırımla şu an konuşulan rakamlar arasındaki fark inanılmaz. Girişimci piyasasında inanılmaz bir büyüme var ve bence Girvak gibi kuruluşların bu başarıdaki etkisi çok büyük. Bunlar hem gençlerin bu alana olan ilgi ve alakasını arttıran, hem de ekosistemde yer alacak yeni insanlar yetiştiren programlar. Ben şuanda bir startupta çalışıyorum ve GİRVAK’tan tanıdığım insanların birçoğu da hâlâ startup ekosistemindeler. Ayrıca vakfın, “Give Back” kültürünü bize çok iyi aşıladığını düşünüyorum, “Bakın biz sizlere bunları öğretiyoruz, sizin de ekosisteme bir şeyler katmanız gerek” dediler. Bu nedenle vakıftan çıkan insanlar; sadece kendi çalışma alanlarını değil, çevrelerindeki insanları da etkileyerek çemberi genişletiyor ve geometrik bir büyümeye sebep oluyorlar. Umarım vakfın sizlere katkısı çok büyük olur ve siz de bu çemberi daha geniş bir alana yayarsınız.




–>
0 Shares:
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şunlar da Hoşunuza Gidebilir

Bilim, Üniversite-Sanayi İşibirliği ve Girişimcilik

Bilim, üniversite sanayi işbirliği ve girişimcilik. Bu üç kelime, girişimci olmak isteyen bir kimyager adayı olan benim aklımdan uzun zamandır çıkmayan ve nasıl birleştireceğimi düşündüğüm kelimeler. Bu yazımda da bu konularda bir aday olarak aslında kendi içimdeki düşüncelerle sizleri tanıştıracağım.

Oyun Teorisi ve Girişimcilik

Başlığı görünce “Abi ne alaka?” diyerek yazıyı açtığınızı hisseder gibiyim. Öncelikle ünlü matematikçi John Nash’in Oyun Teorisi’nde, daha önce hiç görülmemiş bambaşka bir kısım keşfetmediğimi söylemek isterim. Ben Koç Üniversitesi’nde Ekonomi son sınıf öğrencisiyim. Meşhur matematikçi John Nash’in Oyun Teorisi dersini de seçmeli ders olarak son dönemimde alıyorum.