Girvak Alumni’den Elif Derya Mercan ile Mezuniyet Sonrası

  1. Fellow Programı ile nasıl tanıştın? Süreci ve fellow olduktan sonra hayatında neler değişti biraz anlatır mısın?

Alumni’14 ekibinden Erdem ile Genç Fütüristler aracılığı ile tanışıyorum. Erdem bir gün konuşurken, “bana sende girişimci bir ruh var bence, Girişimcilik Vakfı’nda çok mutlu olursun” demişti. Ben de o şekilde başvurdum. Süreç boyunca her adımda kendime eğer gerçekten o ruh varsa bu adımı geçersin diyordum. Sina Afra’nın mailini görene kadar bu ruhun kendimde olduğuna inanmak kolay olmadı. Babası şirket batırmış bir kız olarak girişimcilik ruhu her ne kadar içimde de olsa girişimciliğe hep temkinli yaklaşırdım.

Girişimcilik Vakfı fellowu olduktan sonra aldığımız eğitimler, dinlediğim konuşmalar ve İsrail gezisi ile bu temkinin yerini başka sözcükler aldı.

Doğru yer, doğru zaman ve doğru kişiler ile iş yaparsam girişimci ruhum ile dünyayı bile değiştiririm dedim kendime.

  1. Fellow’ken hiç unutamadığın bir anın var mı? Anlatabilir misin? 

 Tarih 17 Mart 2016. Gala gecesinin ertesi günü. Konuşmacı Devita Saraf. Konuşmasını yaptı ve hayatında çok önemli olan ve teşekkür etmek istediği adamı davet etti. Babası sahneye geldi. O anı unutamıyorum çünkü çok duygulanmıştım. Hayatta bir şeyleri başarmamızdaki en büyük etkenlerden biri aslında ailemiz. İlerde başarılı bir girişimci olduğumda beni en çok mutlu edecek şey annemin o an orada olması olur herhalde.

  1. GirVak’tan öğrendiğin “Give back” kültürünü kendi hayatının içerisinde ve gelecek planlarında kullanıyor musun?

Giveback benim için hayatın anlamı. İnsanların hayatlarına dokunabilmek ve onlara öğrendiklerimi aktarmak beni çok tatmin ediyor. Hatta bence hayattaki en güçlü özelliğim bu ve bunun için yaşıyorum.

Mısır’da türk dili ve edebiyatı okuyan öğrencilerim vardı. Haftada 1 gün onlar ile ders yapıyordum. Bir gün derste Atatürk’ü işlerken hepsi kanı donmuş gibi bana baktılar ve ben neye uğradığımı şaşırdım. Sonra anladım ki Atatürk’ü hiç sevmiyorlar. Ben çok üzüldüm ama bir yandan da kendime dedim ki “Bir türk kadını olarak Ata’mızı anlatmak benim elimde.” Her hafta anlattım. Tepki alacağımı bildiğim için yavaş ilerledim ama Türkiye’yi, asıl Türk kültürünü ve Atatürk’ü anlattım. Girişimcilik Vakfı’nı anlattım ve en güzel şekilde örnek olmaya çalıştım.

Çabalarım sonuç vermiş olmalı ki 23 Nisan’da öğrencilerimden birinden 23 Nisan’ımı kutladığına dair bir mesaj aldım. Mesajda : “Sen bu bayramı çok seviyorsun diye hatırlıyorum, iyi bayramlar!” yazıyordu.

Şu sıralar en çok istediğim ve hayali ile çalıştığım şey : Bir türk kadını olarak gelişmemiş ülkelerde genç kızlara örnek olmak ve onları motive etmek.

  1. Büyüyen bir girişimde çalışmak nasıldı? Biraz deneyimlerinden bahseder misin? Neler öğrendin, neler gözlemledin? 

Fellow arkadaşlarımızdan Mert Can ile birlikte Onward’u yürütüyorduk. İnanılmaz bir deneyimdi. Ekibi çok büyütmedik bence burada hata yaptık çünkü doğru ekip arkadaşları, doğru enerji ve doğru fikirler ile istikrarlı bir şekilde ilerlemek çok önemli. Bunu öğrenmiş oldum. İkincisi her zaman ve her yerde söylediğim gibi ekonomik rahatlık bir nebzede önemli çünkü iki tarafın da hayatı için bir şekilde para kazanması gerekiyorsa girişim zaman zaman ikinci planda kalabiliyor. Ama bütün bunların ötesinde hayatımda hiç kaybetmek istemeyeceğim ve çok sevdiğim canım dostum Mert Can’ ı kazandım.

  1. Şu an neler yapıyorsun? Geleceğin için planların var mı?

Şu anda Insider’da Operational Account Manager olarak çalışıyorum. Insider gibi global bir startupta çalışmak benim için gurur verici. Burası ikinci okul gibi. Her gün yeni şeyler öğreniyorum. Dijital pazarlamanın merkezindeyim. Harika insanlar ve harika hayaller var.Türk olmaktan her gün gurur duyduğum ve gelecek için çalıştığım bir yerde çalışmak her gün işe çok motive gitmemi sağlıyor.

Gelecek için planlarımda dijitali iyi öğrenmek ve öğretebilecek kıvama gelerek gelişmemiş ülkelerde bunu yaymak var. Tabi bu planlarımı yaparken uzun bir süre Insider’ın parçası olmak istiyorum

İş hayatının yanı sıra aklıma düşen küçük şeyleri yaparak yaşamaya çalışıyorum. İstanbul’u gezmek, sanat atölyelerine gitmek ve ekstrem sporlar bu küçük şeylerin başında geliyor.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*