1.Fellow Programı ile nasıl tanıştın? Süreci ve fellow olduktan sonra hayatında neler değişti biraz anlatır mısın?
Girvak’ın kurulduğu 2014 yılında mail hesabımdaki tanıtımlar bölümüne bir mail düşmüştü, girişimcilikle ilgili bir programdan bahsediyordu o zamana kadar aktif olarak ekosistemle ya da girişimcilikle ilgilenmiyordum, sonra neden olmasın diye düşünerek başvurmuştum. Süreç hızlı ilerliyordu, ancak fellow olduktan sonra hayatımda bu kadar anı bu kadar güzel etki yaratacağını hiç aklımdan geçirmemiştim. Vakıf bana değerli bir çok insan kazandırdı, her zaman her konuda destek alabileceğim ve yardımlarına koşabileceğim kocaman bir ailenin parçasıyım. Bana her seferinde iyi ki dedirten bir aile. Bu nedenle ne kadar kıymetli olduğunun farkındayım. Vakıfla tanıştıktan sonra hayata bakış açım olaylara yaklaşım tarzım hep değişti, bana global vizyon katarak var olan kişisel özelliklerimi nasıl geliştirebileceğimi, hayatta yaptığım her şeyi sorgulayarak, iç sesimi dinleyerek adım atmanın beni ne kadar mutlu ettiğini öğrendim.
Girvak ile dahil olduğum her etkinlikte farklı insanlarla tanışmak, her sohbette yepyeni bilgiler öğrenmek o kadar keyif verici ki. Vakıfta bulunan her insanı bir renk olarak görüyorum ve bu büyük ailenin sayısız rengi var her insan bir şeyleri değiştirmek için çabalıyor, yaşadığı topluma katkıda bulunuyor. Bu durum beni daha da perçinliyor, olumsuzluklarla karşılaştığımda güç veriyor.
2.Fellow’ken hiç unutamadığın bir anın var mı? Anlatabilir misin?
Fellow olduğumuz açıklandıktan sonra Sina Bey’den gelen maili kaç kere okuduğumu hatırlamıyorum. Çok mutlu olmuştum, programın ilk yılı olması nedeniyle çok merak ediyordum, ilk Fellow-up’ta bizi nasıl karşılayacaklar, nasıl insanlarla tanışacağım, gergin bir ortam mı olacak diye. Bizim geleneğimizde her gelen fellow’a hoş geldin kutusu ve mezun olanlara da Alumni kutusu verilir. İlk gün kutular dağıtılırken Mehru Hanım kutuların üstündeki isimlere bakıp tek tek her birimize verdi hepimizin ismini biliyordu, işte o an gerçekten bir aile olacağımızı anladım, her bireyin tanındığı, bizimle bireysel olarak tanışacakları için heyecanlı olduklarını ve özenli bir şekilde ihtimamla hazırlık yapıldığını anlamıştım. Tüm bunları görmek beni çok mutlu etmişti.
3.Şu an neler yapıyorsun? Geleceğin için planların var mı? Bir sonraki adımın nedir?
Mezun olduktan sonra bir süre seyahat edip dinlendim, sonrasında kurumsal hayatta tecrübe edinmek için danışmanlık şirketinde çalışmaya başladım, o tarafın bana mutluluk vermediğini fark edip ürün yönetimi ve pazarlama odaklı bir alana geçmeye karar verdim. Şimdi ise ürün yöneticisi olarak çalışıyorum, burada tüm yönleriyle ürün yönetimi öğrenerek, startup ekosistemine geçiş yapmayı planlıyorum. İş hayatında 3. Yılım ve mezun olduktan sonra hayat çok hızlı akıyor. Gelecekte gerçekleştirmek istediğim sosyal sorumluluk alanında bazı fikirlerim var, özellikle yaşadığımız toplumda genç kızların güçlendirilip desteklenmesi benim için çok değerli. Bu konu ile ilgili bazı projelerde gönüllü olarak çalışıyorum.
4.Staj dönemlerini de dahil edersek hem start-up hem de kurumsal hayat deneyimlerin oldu, sence temel farklılıkları neler? Bize edindiğin tecrübelerden bahseder misin?
Temel farklılık işe yaklaşım şekli ve kurumun büyüklüğü bence. Startup içerisinde heyecan risk, dinamizm, enerji çok yüksek, adrenalinden hoşlananlardansanız ve koşuşturmayı seviyorsanız kesinlikle ait olduğunuz yer girişimcilik ekosistemi.
Kurumsal hayatta ise işler daha sıkıcı; var olan kaynaklar ile yönetilen işler var buradaki durum daha ağır işleyen hantal, standart bir yapıda ilerliyor bununla birlikte öğrenebileceğiniz güzel iş yapış şekillerini de barındırıyor.
Start-up tarafına geçmeden kurulan düzenin nasıl kurulduğunu ve işleyişin en ideal haline gelmesinde yapılan pivotları görmeniz için ideal ancak ben işe girdikten sonra işleri ideal haline getirmeyi deneyimlemek istiyorum derseniz o zaman kendinize kurumsal hayatta işkence çektirmeden start-uplarda yer edinmelisiniz.
Ben kurumsal hayatta tecrübe edinip ait olduğum start-up ekosisteminde en iyi şekilde tecrübelerimi aktarabilmek ve uygulamak istediğim için biraz daha bu alanlarda tecrübe edinmeyi planlıyorum.
5.GirVak’tan öğrendiğin “Give back” kültürünü kendi hayatının içerisinde ve gelecek planlarında kullanıyor musun?
Vakfın bize kattığı en güzel katkı bence, yaşadığımız toplumdan aldığımız kadar topluma katkıda bulunmayı çok güzel bir değer olarak görüyorum. İçerisinde bulunduğum her yerde bu kültürü yaygınlaştırmaya çalışıyorum, çalıştığım kurumlarda giveback ile ilgili çeşitli projeler oluşturup hayata geçirmeye çabalıyorum., Destek verdiğim ve içinde olmaktan memnuniyet duyduğum başka bir konu ise mentorluk, üniversitede mentorluk projesini arkadaşlarımla başlatmıştık şimdi farklı birçok bölümde proje devam ediyor, elimden geldiğince hem GirVak içerisinde hem de üniversitemde öğrenci olan birçok arkadaşıma mentorluk yapıyorum. Özellikle lise çağlarından itibaren artan bir farkındalık var yeni gelen kuşakta bunu kendi deneyimlerimi benimle iletişime geçen ve öğrenmek isteyen her gence aktarmaya özen gösteriyorum. Kendi işimi kurduğumda ise bu konu ile ilgili somut bir birim oluşturmayı planlıyorum.
6.Son olarak su an bu röportajı okuyanlar için bir tavsiye vermen gerekse bu ne olurdu?
Hayatta değer yargılarınızın ne olduğunu keşfedin sizi siz yapan özellikler neler, tüm hayatınızı neyin peşinde koşarak geçirebilirsiniz? Bu soruların cevabını bulup odağınızı netleştirin. İstediğiniz şeyler evrenin size her an sunmaya hazır olduğu şeyler. Her zaman olaylara olumlu yaklaşın, karşınıza çıkan engelleri aşmak için sağlıklı ve pozitif bir yaklaşımınız olsun. Spor yapın, farklı yerler görün yeni şeyler deneyimleyin, kısacası hayatı doya doya yaşayın. Hayallerinizin peşinden koşmak için bir şeylerin olgunlaşmasını beklemeyin unutmayın ki talih cesurlardan yanadır 🙂