GİRVAK Alumni’den | İpek Aksel ile Mezuniyet Sonrası

0
1659

Girişimcilik Vakfı mezunlarımız ile söyleşilerimize İpek Aksel ile devam ediyoruz. İçten cevapları ve verdiği ilham için İpek’e çok teşekkürler!

1.Fellow Programı ile nasıl tanıştın? Süreci ve fellow olduktan sonra hayatında neler değişti  biraz anlatır mısın?

Girişimcilik Vakfıyla ilk defa üniversite 2.sınıfta bir gün yine bilgisayar başında çeşitli sekmelerde yeni fırsatlar kovalarken tanıştım. Vakfın web sitesini daha detaylı inceleyince tam da benim aradığım gibi bir programları olduğunu gördüm, Fellow Programı. Türkiye’nin dört bir yanından girişimcilik potansiyeline inandıkları gençlerin bir araya geldiği bir platform. 2017 senesinin Mayıs-Haziran aylarıydı yine sanırım, 6 aşamalı bir süreç olunca biraz da endişeli girdiğim bu seçim sürecini, Ekim ayında Sina Bey’den aldığım aileye hoş geldin mailiyle başarıyla tamamlayınca o gün havalara uçmuştum. Açıkçası Girişimcilik Vakfı daha seçim sürecinden itibaren kendimi ve neden bu programda yer almak istediğimi sorgulattı bana ve her bir adımda daha çok motivasyon buldum kendimde. Eğer ruhunuzda bu yolda yürüme azmi varsa kararlılığınız sonunda kazancı beraberinde getiriyor. Kendimi, beni mutluluğa götüren şeyleri ve bu dünyaya benden geriye neler bırakabileceğimi keşfetmeye çalıştığım bu dönemde Fellow olarak dinlediğim liderler, etkileşimde bulunduğum ekosistemin genç-yaşlı her üyesi, katıldığım projeler ve hala parçası olmaya devam ettiğim bu aile bana hep ilham verdi ve vermeye de devam ediyor.

2. Fellow’ken hiç unutamadığın bir anın var mı?

Fellow olmanın her anı ayrı deneyim bence ve hiç ummadığınız anda unutulmaz bir anı edinebiliyorsunuz. Programdaki her bir Fellow gözleri parlayan, hep bir derdi olan ve ortaya yeni bir şeyler koymaya hevesli olunca sizin de hayatınız hiç rutine girmiyor bence ve bu programa dair beni en çok heyecanlandıran 2 seneyi kapsayan çok sürdürülebilir bir anı. Daha özele indirgeyecek olursam, Fellow Programı’nın son günü yani mezun olduğumuz gün dinlediğim Mehru Hanım’ın konuşması belki de en çok tüylerimi diken diken eden an olmuştu. 2 sene boyunca Fellow olmama rağmen, en çok aidiyeti belki de Vakıfla bağımın kopacak olma ihtimalinden en çok endişe duyduğum gün hissetmiştim. Belki de artık mezun olmaya bir adım kala, geçirdiğim o 2 seneye dönüp daha farklı bir açıdan bakabiliyor olmak, tüm deneyimleri özümsemiş olmak ve aslında ben istediğim müddetçe bu ailenin hep bir parçası olarak kalacağımı bana hatırlatması çok etkileyiciydi. Mezun olduktan sonra daha farklı bir vizyon ve misyonla öğrendiklerimi paylaşmaya devam ediyorum.

3. Şu an neler yapıyorsun? Geleceğin için planların var mı? Bir sonraki adımın nedir?

Kendi farkındalıklarımı kazanmaya başladığımdan beri çevremde fark ettiğim bir soruna ben bunu nasıl çözerim ya da bu durumu nasıl daha iyi hale getiririm diye bakan biri olarak bence buna en uygun alanlardan birinde, hem akademisyen hem tasarımcı olarak çalışıyorum. Tasarımcı bakış açısı sadece mesleğimle sınırlı kalmayıp benim için bir yaşam biçimi haline gelmiş durumda. Bunun yanı sıra, küçük yaştan beri süre gelen farklı kültürlere olan merakım, beni sosyal girişimcilik alanında da uluslararası platformlarda topluma fayda sağlayan birçok iş yapmaya yöneltti. Bugün bulunduğum noktada tüm bu biriktirdiğim kişisel deneyimlerimin bana kattığı vizyonla daha iyi, katılımcı, adil ve yaşanılır bir dünya toplumuna katkı sağlamaya çalışıyorum. İçinde yetiştiğim toplumdan aldıklarımı yine bu toplumun gelişmesi için geri vermekten büyük heyecan duyuyorum. Tasarım bence bu konuda evrensel bir dil niteliği taşıyan öncü bir alan, ben de tasarımın bu gücünü kullanarak farklı kültürlerin bir araya gelebildiği, birbirinden beslendiği ve yeni değerler yarattığı etkileşimlerin öncüsü olmaya çalışacağım.

4. Bize kendi girişimcilik serüveninden ve girişimci bakış açısının hayatına etkilerinden  bahsedebilir misin?

Az önce de bahsettiğim gibi, sanırım bu temelde insanın içinden gelen ama elbette sonradan da şekillendirilebilir bir motivasyon. Girişimci ruhumla yola çıktığım tüm işler beni manevi olarak çok heyecanlandıran ve hep inandığım şeyler oldu. Bu inançsa size hayal dahi edemeyeceğiniz azim ve kararlılık getiriyor. Kendime ait, kar amacı olan yada olmayan bir girişimim hala yok fakat girişimci fikirlerim hep var ve bu fikirlerimi hayata geçirmeye devam ediyorum. Girişimci bakış açısı o kadar geniş kapsamlı ve aslında birçok alana uyarlanabilecek bir yetkinlik ki, ben kendine yeten ve mutlu bir birey olabilmekle başladım kendi girişimcilik serüvenime, şimdilerde ise etkileşimde bulunduğum her canlıya ilham olup-ondan ilham alarak yoluma devam ediyorum. Evrende hiçbir şeyin kayıp ve boşuna olmadığına ve kolektif bilincin gücüne inanıyorum. Kendimi besledikçe görüyorum ki çevremi de daha çok aydınlatabiliyorum.

5. GİRVAK’tan öğrendiğin “Give Back” kültürünü kendi hayatının içerisinde ve gelecek  planlarında kullanıyor musun?

Elbette! Kendi adıma şu an sahip olduğum bilinçteki İpek olmama en ufak dahi katkısı olmuş olumlu olumsuz her ne varsa, hepsine karşı sorumlu olduğumu düşünüyorum. Bu sorumluluk, kazandıklarımı kendi içimde zenginleştirerek geri vermek konusunda beni teşvik ediyor. Biliyorum ki ancak bu şekilde adil bir hayat sürmüş ve bizden sonrasına da katkı sağlamış oluruz. Girişimcilik Vakfı Türkiye’de bunun için alan açan en cömert kurumlardan biri. Fellow Programından mezun olduktan sonra alumni olarak devam ettiğimiz yolculukta, aslında ailenin bir üyesi olarak bir yandan almaya devam ederken bir yandan da geri vermeye başlıyoruz. En keyiflisi bu, işin her iki tarafında da yer alabilmek. Bambaşka öğretileri ve hissiyatı oluyor.

6. Son olarak şu an bu röportajı okuyanlar için bir tavsiye vermen gerekseydi bu tavsiye ne olurdu?

Olaylara ya da kişilere sadece kendi özelimizde ve bugünlük olarak bakmamak gerektiğine inanıyorum. Dünyanın ve çevremizde olup bitenlerin daha çok farkında olmalıyız. Düne dair pişmanlıklarımızı, yarına dair kaygılarımızı bir kenara koyup içinde bulunduğumuz anın kıymetini bilmek, inandığımız her ne varsa onun peşinden koşmak kendimize yapabileceğimiz en güzel iyilik sanırım. Eğer girişimci olmak ruhumuzda varsa zaten önce bu yolda kendimizi yaratıyoruz, ardından girişimlerimiz geliyor.

Bu konulara birlikte kafa yormak ve sohbeti derinleştirmek isterseniz bana her zaman mail adresim ([email protected]) üzerinden ulaşabilirsiniz, büyük keyif duyarım. Gelecekte yollarımızın kesişmesi dileğiyle, sevgiler.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here