1.Fellow Programı ile nasıl tanıştın? Süreci ve fellow olduktan sonra hayatında neler değişti biraz anlatır mısın?
- Fellow programı ile liseden sınıf arkadaşlarım Cemre Oğuz Erşahin ve Yusufcan Bozkuş’un ilk yıllarda Fellow seçilmesi ile tanıştım. İlk başvurumda başarılı olamamıştım, ikinci başvurumda fellow olarak seçilme şansını elde ettim. Fellow olduktan sonra hayatımdaki en büyük değişim hayat boyu sürecek bir aile ortamına sahip olmak oldu. Dönemdaş olduğum fellow arkadaşlarımın her biri farklı geçmişleri ve farklı yetkinlikleriyle her zaman bana ilham kaynağı oldular. Bunun yanında kariyerimin olduğu kadar hayatımın diğer alanlarında da her zaman harika mentorlar ve yanımda olduğunu hissettiğim Mehru hanım liderliğinde samimi bir ekip vardı.
2. Fellow’ken yaşadığın ve hiç unutamadığın bir anın var mı?
- GiveBack Gala’da birçok değerli ismin yanında Mustafa Sandal ile aynı masada oturuyorduk. Sahnede çalan müziğin bazı kısımlarında kült olmuş şarkılarından bazılarına başlayacak gibi bir his verip unutulmaz anılara sebep olmuştu. Bunun yanında İsrail gezisi, fellow olduğumu öğrendiğim ilk e-mail, mezuniyetimiz ve Gala’lar unutamadığım anılar olarak sayılabilir.
3. Şu an neler yapıyorsun? Geleceğin için planların var mı? Bir sonraki adımın nedir?
- Şu an Plug and Play Tech Center Istanbul ofisinin Ventures ekibini lead ediyorum. Kurumlar ve Startup’ların işbirliğini kolaylaştıran bir inovasyon platformunu yönetmenin yanı sıra, erken aşama startup’lara yatırım yapıyoruz. Gelecekte Türkiye ekosistemine faydalı yatırımlar yapmak, Türkiye’deki startup’ların yurt dışı açılımlarına destek olmak, kurumların inovasyonlarını hızlandırmak, ve belki ileride kendi Startup’ımı tekrar kurmak planlarım arasında.
4. Girişimci bakış açısının hayatına etkilerinden bahsedebilir misin?
- Girişimci bakış açısı hayatın her alanında risk alırken kör olmayan bir cesaret katıyor bence insana. Bu sayede Plug and Play ofisi Türkiye’de açıldığında henüz şirket veya ekip yokken burada yapıyı oluşturacak ilk çalışanlardan olmak benim için oldukça motive edici bir macera oldu.
5. GİRVAK’tan öğrendiğin “Give Back” kültürünü kendi hayatının içerisinde ve gelecek planlarında kullanıyor musun?
- Kesinlikle! Girişimcilik Vakfı’nın bana kattıklarının kıymetine ne yazık ki kısıtlı sayıda insan ulaşabiliyor. Dolayısıyla biz alumni’lere bu kültürü ve değerleri yaymak düşüyor. Bu bağlamda hem mezun olduğum üniversite’de hem de Vakıf bünyesinde mentorluk yapmaya devam ediyorum. Bunun yanında Türkiye’deki startup’lara bireysel olarak destek olmaya gayret ediyorum.
6. Son olarak şu an bu röportajı okuyanlar için bir tavsiye vermen gerekseydi bu tavsiye ne olurdu?
- Başarı, ancak değerlerle ve iyi bir insan olma gayesiyle birleşince anlamlı. Bu yüzden bu röportajı okuyan herkese bulunduğu ekosisteme fayda sağlamayı, benimsediği değerleri korumayı, ekosistemimize ve girişimcilik kültürüne katkı sağlamayı öncelemeyi öneririm. Bunu yaparken global yetkinlikler ve bakış açısını edinmeyi ve korumayı unutmamanın çok önemli olduğu kanaatindeyim.
