Fellow Programı ile nasıl tanıştın? Süreci ve fellow olduktan sonra hayatında neler değişti biraz anlatır mısın?
Açıkçası fellow programı ile nasıl tanıştığımı hatırlamıyorum. Ben birinci dönem fellow’u olduğum için program ilk yıl bu kadar bilinmiyordu. Fellow programına başvurduğum yaz İspanya’da staj yapıyordum ve ikinci aşama videosunu süre bitmeden son birkaç dakika içerisinde gönderdiğimi hatırlıyorum. Hatta videoyu hazırlamaya çok üşenmiştim ve yapıp yapmamak konusunda emin değildim ama elbette şimdi gönderdiğim için çok memnunum. Bazen bir başvuruyu göndermeye üşendiğimde ya da tanımadığım birine Linkedin üzerinden mesaj atarken çekindiğimde kendime her zaman Girişimcilik Vakfı başvurumu da aynı şekilde son dakikada yaptığımı ve bunun bana nasıl bir fırsat sağladığını hatırlatıyorum.
Fellow olmamın bana en büyük katkısı bu programda tanıştığım diğer fellow arkadaşlarım oldu. Benim programdan mezun olmamın üzerinden bir kaç yıl geçmesine rağmen hala en yakın arkadaşlarımdan bir çoğu ile fellow programı sayesinde tanıştım. Öyle bir grup düşünün ki herkes oldukça azimli ve başarılı olsun. Hala bile fellow grubu sayesinde ulaşamayacağınız kişi öğrenemeyeceğiniz bilgi neredeyse yok.
Fellow programı boyunca sürekli etkinliklere gidiyor olmak, vakfın kendi düzenlediği programlara katılmak sürekli yeni fikirlere ve deneyimlere açık olmamı sağladı. Aynı zamanda da bu etkinlikler ve buluşmalar sayesinde diğer fellow arkadaşlarımla dostluğumuzu oluşmasına vesile oldu.
Fellow’ken hiç unutamadığın bir anın var mı? Anlatabilir misin?
Yüz yüze mülakatların gerçekleşeceği gün bekleme salonunda mülakat saatini beklerken tanıştığım kişileri hatırlıyorum. Hepsi çok başarılydı ve kendimi oldukça kötü hissetmiştim. Eğer siz de kendinizi aynı durumda bulursanız hiç dert etmeyin. Vakıf gerçekten motivasyonu yüksek ve çevresine de faydalı olacak insanlar arıyor. Bu yönlerinizi gösterin, en yüksek okul notuna sahip olmamanız veya en iyi üniversitede okumuyor olmanız çok fark etmeyecek.
Çevrendeki üniversitelilere programı tavsiye ediyor musun? Ediyorsan bize 3 sebep söyleyebilir misin?
Evet ediyorum. Birinci sebep çok iyi bir arkadaş ortamı; bunu hem kişisel hem de profesyonel olarak düşünebilirsiniz. Burada tanıştığınız ve arkadaş olduğunuz insanlar ilerde çok başarılı işler yapıyor ve onların her anlamda desteğini almak inanılmaz bir değer. İkinci sebep vizyonunuzu genişletiyor olması. Program süresince katıldığınız etkinlikler ve tanıştığınız insanlar size farklı deneyimleri birinci elden öğrenme şansı sağlıyor. Üçüncü sebep programın prestiji. Programı artık Türkiye’deki bütün başarılı iş insanları, girişimciler ve yatırımcılar biliyor.
Şu an neler yapıyorsun?
Üniversiteyi bitirdikten sonra Amerika’ya taşındım. Yaklaşık 3 senedir burada yaşıyorum ve bir süredir Google San Francisco’da çalışıyorum. Google’da çalışmamın yanısıra sık sık seyahat etmeye çalışıyorum ve farklı kültürleri deniyorum. Yakın zamanda gittiğim yerler arasında Meksika, Japonya ve Filipinler var. Bunun yanısıra bir yandan yeni bir girişim fikri üzerine çalışıyorum bir yandan da kendimi geliştirmeye zorluyorum. Özellikle teknoloji şirketinde çalışıyor olmak ve teknik yeteneklerin ne kadar arandığını gördüğüm için bu alanda yeni yetenekler edinmeye çalışıyorum.
Google süreci nasıl başladı? Biraz Google deneyimlerinden bahsedebilir misin?
Google’da çalışmaya başlamadan önce San Francisco’da iki farklı şirkette çalışmıştım. Burada, özellikle San Francisco’da yabancı olarak ilk işinizi bulmak oldukça zor. Ama ilk işi bulduktan ve kendinizi kanıtladıktan sonra bu sefer şirketler ve işe alım uzmanları (recruiter) size ulaşmaya başlıyor. Google süreci de böyle oldu. Daha önce Google ile iki kere mülakat yapmıştım ama teklif alamamıştım. Daha önce iletişimde olduğum işe alım uzmanlarından biri farklı bir pozisyon bana ulaştı ve mülakatların ardından bu sefer başarılı oldum ve iş teklifi aldım.
Google’ın oldukça özgür ama bir o kadar da rekabetçi bir çalışma ortamı var. Özellikle San Francisco ofisi Google’ın globaldeki merkez ofisi olduğu için burada çalışan herkes çok başarılı ve bu da beni sürekli kendimi geliştirmeye zorluyor. Konfor alanından çıkmanın her yerde çok tavsiye edildiğinin farkındayım ama sürekli konfor alanının dışında olmak ve her zaman sizden daha iyilerinin olduğu bir ortamda çalışmanın bir noktada yorucu ve bıktırıcı olduğunu da eklemek gerektiğini düşünüyorum.
Amerika’da çalışmak isteyenler için tavsiyelerin nelerdir?
Amerika’da çalışmak isteyenler için ilk tavsiyem çalışma izni koşullarını baştan aşağıya öğrenmeleri, farklı vize tipleri hakkında bilgi sahibi olmaları ve seçecekleri farklı alternatiflerin onlara nasıl bir yol açacağının farkında olmaları. Örneğin gördüğüm kadarıyla bir çok kişi Amerika’da bir şirketten iş teklifi alırsa direk gelip burada çalışabilieceğini sanıyor. Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değil. Şu an Google da dahil herhangi bir şirket size iş teklifi yapsa bile çalışma izni alamama ihtimaliniz oldukça yüksek. Çalışma izni başvuruları yılda sadece bir kez oluyor ve her yıl toplam kotanın 3 katı başvuru geliyor. Özellikle Amerika’da dil okuluna gelip, burada kalıp çalışma izni almanız mümkün değil. Burada çalışma izni almak Avrupa’dan çok daha zor.
Benim tavsiyem teknik taraftaysanız (yani yazılım mühendisi, tasarımcı veya ürün müdürü iseniz) Türkiye’de bir kaç sene çalıştıktan sonra Amerika’da kısa süreli bir Executive Education programına gelerek çalışma izni almak ve sonrasında girdiğiniz şirketin size sponsor olmasını sağlamaya çalışmak. Genel olarak Amerika’da burs almadan yüksek lisansa gelmenizi tavsiye etmiyorum çünkü çok pahalı ve istediğiniz sonucu almanızı genelde sağlamıyor. Bunun tek istisnası buradaki en iyi 10 okuldan birine gitmeniz olabilir. (Harvard, MIT, vb.)
Eğer teknik tarafta değilseniz (yani benim gibiyseniz) en iyi ihtimaliniz Google vb. teknoloji şirketlerinden birinin Dublin’deki ofisinde 5 yıl çalışıp şirket içi transfer vizesiyle buraya gelmek olacaktır.
GirVak’tan öğrendiğin “Give back” kültürünü kendi hayatının içerisinde ve gelecek planlarında kullanıyor musun?
Evet kesinlikle. Bunu iki şekilde yapıyorum. Birincisi maddi olarak, yıllık gelirimin belirli bir yüzdesini Türkiye’deki ve globaldeki çeşitli sivil toplum kuruluşlarına bağışlıyorum. İkincisi bana fayda sağlayan topluluklara yardımcı olmaya çalışıyorum. Bunların arasında elbette Girişimcilik Vakfı da var. Mutlaka zamanımın bir kısmını vakıftaki yeni fellowlara yardımcı olmaya ayırıyorum. Bunların arasında özellikle yurtdışına açılmak isteyen ya da Amerika’ya gelmek isteyenlere fikirlerimi ve deneyimlerimi paylaşıyorum.
Gelecek planlarımın arasında hem mezun olduğum okul Boğaziçi Üniversitesi’nde hem de Girişimcilik Vakfı’nda bir seyahat bursu programı oluşturmak var. Üniversitedeyken seyahat etmenin beni çok geliştirdiğini düşünüyorum ve bu yüzden bu imkanı ben de yeni öğrencilere sağlamak istiyorum.
Mezun olduktan sonra GirVak ile ilişkin nasıl devam ediyor? Alumni olmak nasıl bir duygu?
Alumni olmak çok güzel elbette ama daha da güzel vakfın giderek büyüdğünü ve geliştiğini görmek. Özellikle uzakta olduğum için ben aradaki farkı daha net bir şekilde Türkiye’ye geldiğimde gözlemleyebiliyorum. Yurtdışında olduğumdan dolayı bir çok vakıf ve alumni etkinliklerine katılamıyorum ne yazık ki. Bu açıdan uzakta olmanın olumsuz etkisi kesinlikle var ama olabildiğince vakıfla iletişimde kalmaya ve yeni fellowlara yardımcı olmaya çalışıyorum. Bunun yanısıra vakıfta tanıştığım ve artık çok yakın arkadaşım olanlarla zaten sık sık haberleşiyorum ve her gittiğimde görüşüyorum.
–>