Şu anda San Francisco’da yaşıyorum ve bir yazılım şirketinde iş geliştirme alanında çalışıyorum. Önümüzdeki 5 yıllık süre boyunca burada kalmaya devam etmeyi planlıyorum. Bir şirkette çalışmaya başlamış olmama rağmen kafamda her gün yeni bir girişim planı var. Sanırım bir şekilde girişimci bir kafa yapısına girdiğiniz anda sürekli olarak insanların yaşadığı farklı sorunlara nasıl çözüm yaratabilirimi sürekli olarak düşünmeye başlıyorsunuz. Yakın vadede hem Onward’daki deneyimlerimi hem de çalıştığım şirkette öğrendiklerimi faydalı olarak kullanabileceğim hızlı büyüyen bir girişime katılmak ve orada etki yaratabileceğim bir rol almak istiyorum. Bir de Amerika’da yaşamaya başladığımdan beri genelde seyahat ettiğim tek yer Türkiye olmaya başladı. Bu 5 yıl içerisinde kendime 3-6 aylık bir zaman yaratıp küçük bir dünya turu yapmak istiyorum.
Girvak Alumni’den Mert Can ile Mezuniyet Sonrası
1. Fellow Programı ile nasıl tanıştın? Süreci ve fellow olduktan sonra hayatında neler değişti biraz anlatır mısın?
Fellow programı ile tamamen tesadüf eseri tanıştım. Genel olarak kendimi geliştirebiliceğim farklı programları araştırma alışkanlığım var. Üniversitedeyken de bunu yapmayı hep sürdürüyordum. Fellow programından haberdar olduğum yaz İspanya’da staj yapıyordum. Çok net hatırlıyorum ikinci aşama videosu için son günün akşamı uzun bir seyahatten yeni dönmüştüm ve çok yorgundum. Birden aklıma o günün son gün olduğu aklıma geldi, bir video çekip göndermek içim sadece iki saatim vardı. Ben de uğraşmak istemedim yatağıma döndüm ve uyumaya başladım. Sonra birden belki de çok iyi bir fırsatı kaçırıyor olduğumu düşünerek kalkıp iki saatte bir video hazırlayıp mail olarak gönderdim. Tahmin edersin ki o akşam yatağımdan kalktığım için çok mutluyum. Sadece iki saat fazla uyku için vakıfta geçirdiğim iki yıllık deneyimlerin tamamını kaçırmış olabilirdim. Süreç boyunca mutlaka bir aşamada eleneceğimi düşünüyordum ama sonunda programa kabul edildiğimi öğrendiğimde çok mutlu oldum.
Hem Türkiye’de hem de dünyanın her yerinde girişimcilik çok populer bir konu. Özellikle üniversite öğrencileri artık gerçekten girişimciliği ciddi bir kariyer olarak değerlendiriyor. Bu kadar populer olan bir konunun etrafında doğal olarak çok fazla abartı da var. Vakıf beni girişimciliğe dışardan bakan, sadece populer olduğu için takip eden bir kişiden girişimciliğin gerçekten neler kazandırdığı kadar neler kaybettirdiğiyle ilgili gerçekçi bir tablo çizebilen bir bireye dönüştürdü. Gerçekçi olmamız gerek. Girişimcilik inanılmaz fırsatlar barındırdığı kadar müthiş riskler de barındırıyor. Hayata geçen girişimlerin başarısız olma oranı %95’ten daha fazla. Üstelik girişimcilik çok çaba ve zaman gerektiren bir uğraş. Bütün bunları düşündüğümüzde girişimci olmak isteyen kişinin motivasyonun para kazanmaktan çok daha fazla olması gerektiğini düşünüyorum. Bir de şans ve doğru zamanlama gibi faktörleri inanılmaz küçümsüyoruz. Yapılan araştırmalarda başarılı girişimlerin başarılı olmasının en büyük sebebi şans! Bunu asla akıldan çıkarmamak gerek. Bir yandan şans çok önemliyken yine başarılı olan girişimlerde görülen ortak kriter azim ve çok çalışmak. Girişimcilik Vakfı benim tüm bu gerçeklikle tanışmamı, bu süreçten geçen ve başarılı olan rol modellerle birebir iletişim kurmamı ama bence en önemlisi benimle aynı yoldan geçmekte olan ve bana çok farklı bakış açıları kazandıran fellow arkadaşlarımla tanışmamı sağladı.
Biraz da somut kazanımlardan bahsetmem gerekirse fellow olduğum süreçte kendi girişimimi kurdum. Onward sayesinde üniversite öğrencileri ve mezunlar San Francisco, New York, Berlin gibi şehirlere gidip oradaki girişimcilik ekosistemlerini keşfettiler. Onward’u kurduktan sonra yine vakıfta fellow olan arkadaşım Derya da bana katıldı. Vakıf kendi girişimim kurmam konusunda hem ilham kaynağı olurken aynı zamanda girişimim kurduktan sonra süreci devam ettirmem için gerekli olan kişiye de ulaşmamı sağladı. Mezun olduktan sonra da fellow programındaki arkadaşlarım üniversite arkadaşlarım kadar benim yanımda olan insanlar oldular. Bence bu da en büyük kazanımlardan biri.
2. Fellow’ken hiç unutmadağın bir anın var mı? Anlatabilir misin?
Aslında bir çok anı var. Aralarından eğlenceli olan bir tanesini paylaşayım. Girişimcilik Vakfı ilk kez benim de fellow olduğum dönemde bir Give Back gala düzenledi. Fellowlar olarak hem çok ayrıcalıklı bir galaya katılma şansı yakaladık hem de Virgin Group’un CEO’su Richard Branson’ın da olduğu konferansa katıldık. Bence bu üniversite okuyan gençler için gerçekten özel bir durum ve güzel bir hatıra. Bir çoğumuzun Richard Branson’la selfie fotoğrafı vardır. Benim için en eğlenceli olan anı ise konferansın ardından bir grup fellow olarak yine fellow olan bir arkadaşımızın evine gidip galaya hazırlandığımız ve birbirimize papyon takmaya yardımcı olduğumuz an.
3. Çevrendeki üniversitelilere programı tavsiye ediyor musun? Ediyorsan bize 3 sebep söyleyebilir misin?
Evet, elbette.
Birinci sebep fellow programı boyunca size hem program süresince hem de program sonrasında her açıdan çok destek olacak güçlü arkadaşlıklar kazandırması.
İkinci sebep rol model olan başarılı girişimcilerden ve iş adamlarının deneyimlerini öğrenmek daha da önemlisi birebir iletişim kurma fırsatı yakalamak.
Üçüncü olarak da girişimciliğe içerden gerçekçi bir bakış açısı kazanmak. Hayatınıza yön verme noktasında önemli fırsatlar yakalamak.
4. Fellow olmak senin için ne demek?
Fellow olmak benim için güçlü arkadaşlıklar ve yeni deneyimler demek.
5. Şu an neler yapıyorsun? Geleceğin için planların var mı?