Girvak Alumni’den Mert Okur ile Mezuniyet Sonrası

  1. Fellow Programı ile nasıl tanıştın? Süreci ve fellow olduktan sonra hayatında neler değişti biraz anlatır mısın?

Girişimcilik vakfının fellow programı ile tanışmam çok tesadüfi oldu diyebilirim. Programı gördüğümde 3. yılıydı ve bu zamana kadar nasıl fark etmediğimi düşündüm. Uzun bir süredir girişimcilik ekosistemini takip eden ve katkıda bulunan biri olarak bu kadar geç fark etmeme şaşırmıştım. Sonrasında fellow programını ve vakfı tanıyan insanlara danıştım, programın avantajlarını ve girişimcilik vakfının fellowlara sağladığı fırsatları öğrendim. Girişimcilik vakfı ile birbirimize karşılıklı fayda sağlayabileceğimizi düşündüm ve başvuruda bulundum. Tabii başvurmakla iş bitmiyor. Fellow programı seçim sürecine giriyorsunuz. Bana çok meşakkatli ve uzun gelmişti. Hatta görsel zeka testinde renklerle alakalı birkaç soru sorulmuştu ve ben renk körü olduğum için cevap verememiştim ☺ Neyse ki düzgün iletişimle bu sorunun da üstesinden gelmiştik ama her aşama kendi içerisinde zorlayıcı ve keyifliydi. Sağladığı olanaklar, fırsatlar ve tanıştığım insanları değerlendirecek olursam fellow programı bana çok şey kattı ve öğretti. Başarılı bulduğum girişimci ve iş adamlarıyla aynı masada sohbet etmekten tutun da görmediğim şehirlere ve konferanslara kadar birçok olanak sağladı. Bunu yaparken de benden girişim kurmamı ya da girişimci olmamı istemedi; Girişimciliği insanlara anlatarak böyle bir meslek kolu olduğunu, girişimcilik ekosistemini genişleterek başka insanlara da fayda sağlamam için ilham verdi.

2. Fellow’ken hiç unutmadığın bir anın var mı? Anlatabilir misin?

Girişimcilik Vakfının bir parçası olduğumdan beri birçok unutulmaz anım oldu. Fakat şu an anlatacağım anım biraz trajikomik. Hatta bu anımdan sonra vakıf bünyesinden ihraç edilirsem şaşırmam ☺ Unutamadığım anım Sina beyle gerçekleşti. Geçtiğimiz sene, İsraile gittiğimizde inanılmaz bir tempo içinde etkinlikten seminere oradan çıkıp başka bir girişimciyle sohbet edip yorulduk. Bunun yanı sıra eğlencemizden de ödün vermedik. Şu an hatırlayamadığım bir seminerden sonra gece dışarı çıkmıştık. Sina bey de bizi kırmadı ve eşlik etti. Herkes taktir eder ki İsrail girişim ülkesi olarak tüm dünyada nam salsa da gece hayatına ve eğlenesine düşkünlüğüyle de bilinir. Biz de bunun hakkını verir şekilde eğlendik. Ertesi gün, Google’ın düzenlediği etkinlikten sonra otobüse doğru yürürken Sina bey yanıma geldi. Havadan sudan sohbet ederken bir anda “sence nasıl geçti?” diye soru yöneltti. Ben de bu sorunun dün akşam ile alakalı olduğunu, güzel eğlenip eğlenmediğimizi sorduğunu düşünerek cevap verdim ve dedim ki : ”Abi inanılmaz bir gece hayatı varmış, çok eğlendim. İyi ki varsın”. Tabii ben böyle diyince Sina bey biraz durakladı ve şaşırdı, sonra “ya onu da sorucaktım fakat ben Google’ın etkinliğini kast etmiştim” diyince ben bozuldum. Kusura bakma evet iyidi diyip konuyu kapattım. Buradan Sina bey’e de selamlar.

3. Çevrendeki üniversitelilere programı tavsiye ediyor musun? Ediyorsan bize 3 sebep söyleyebilir misin?

Hem çevremdeki tanıdık üniversite öğrencilerine hem de çevresinde girişimci ruhlu öğrenci tanıyan kişilere program hakkında tavsiye veririm. Fellow programı bana çok şey kattı, bakışıma bakış açısı ekledi ve oluşabilecek fırsatlara kapı açtı. Bu saydığım sebepleri bugün bana sağlıyorsa yarın başka bir girişimci ruhluya da sağlayabilir.

4. Büyüyen bir girişimde çalışmak nasıldı? Biraz deneyimlerinden bahseder misin? Neler öğrendin, neler gözlemledin?

Üniversiteye başladığım günden beri hedefim girişimlerde çalışmak olmuştu. Çok şükür bunu da Hasan Aslanoba’nın startupında çalışarak gördüm. Bence her üniversite öğrencisi kariyer yolunu çizerken startup yolundan geçmeli. Birçok alanda bilgi ediniyorsun, insanlarla tanışıyorsun, uzun saatler çalışıyorsun. Başarıyı ve başarısızlığı tatmanı sağlıyor. Kurumsal şirketlerde bunu elde etmek çok zor. Çünkü sana çok fazla direksiyona geçme fırsatı doğmuyor.

5. Şu an neler yapıyorsun? Geleceğin için planların var mı?

Yukarıda bahsettiğim gibi hedefim bir girişimin parçası olmak ve içinde bulunduğum girişimi ileriye taşımaktı. Üniversiteden mezun olduktan sonra bu fırsatı tekrardan elde ettim ve bölgenin en büyük ödeme girişimi olan iyzicoda Product Manager olarak çalışmaya başladım. Burada hem geleceğimi planlıyor hem de iyziconun emin adımlarla büyümesine önemli katkıda bulunuyorum. Gelecekte ise girişimcilik ekosistemine kendi değerimi katıp girişim kurmak, ya da başka bir insanın hayaline inanıyorsam onunla birlikte omur omuza yürümek istiyorum..

0 Shares:
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şunlar da Hoşunuza Gidebilir

Girişimci mi, O da Ne?

Türk Dil Kurumunun internet sitesinde bulunan tanıma göre emek, sermaye ve doğayı bir araya getirerek üretim sürecini bir üretim faktörü olarak tasarlayan, örgütleyen ve onun tüm riskini üstlenen kişi olarak karşımıza çıkan bu terim, açıkçası Girişimcilik Vakfı’ndan önceki Can Orman için pek bir özel anlam ifade etmiyordu diyebilirim.

Paylaşma Geleneği ve Paylaşım Ekonomisinin Geleceği

Komşuluğun en temel özelliği paylaşma kültürünün olmasıydı bence. Eskiden, biri zor bir duruma düştüğünde ya da sadece ihtiyacı olduğunda maddi ve manevi her yönden destek olunmaya çalışılırdı. Şimdilerde ise komşunun komşuya bir tabak yemek götürmesi bile garipseniyor. Bizim için eskiden çok normal bir ritüel olan eylemlere bugünlerde 'paylaşım ekonomisi' adı veriliyor. Değişen toplum değerleriyle birlikte paylaşım ekonomisine mahalle kültürünün son versiyonu diyebilirim. Fakat bu sefer mahallemizin sınırları biraz daha geniş. Yeni sınırımız ''dünya''.