GİRVAK Alumni’den | Selinay Parlak ile Mezuniyet Sonrası

Girişimcilik Vakfı mezunlarımız ile söyleşilerimize Selinay Parlak ile devam ediyoruz. İçten cevapları ve verdiği ilham için Selinay’a çok teşekkürler!

1.Fellow Programı ile nasıl tanıştın? Süreci ve fellow olduktan sonra hayatında neler değişti  biraz anlatır mısın?

Ben üniversite birinci sınıfta Boğaziçi İşletme ve Ekonomi Kulübü Girişimcilik alt kurulunun koordinatörlerinden biriydim. O zamanlar case study etkinliklerimize farklı girişimleri tanıyıp sorunlarını ve çalışma biçimlerini daha yakından anlamak amacıyla çok fazla girişimciyi davet edip onlarla belli etkinlikler yapıyorduk. Girişimcilik Vakfı fellow’larından hali hazırda startup’ı olan kurucu ortakları da birçok etkinlikte ağırladık ve benim de aslında ilk onlar sayesinde vakfı ve yaptıklarını öğrenme şansım oldu. Bence fellowların en iyi yaptığı şeylerden bir tanesi de kendi etraflarındaki insanlara Girişimcilik Vakfı’ndaki kültürü yaptıklarıyla açıklamak, vakıf araalığıyla tanıştığı güzel insanları anlatmak ve yapılanları anlatmak; ben de onlardan biri sayesinde vakıfla tanışmış oldum.

Fellow olduktan sonra neler değişti hayatında derseniz, benim dönemimde etrafımdaki birçok insan da aynı dönemde Fellow Programı’na seçilmişti. Fellow Programı’na başvururken çektiğim videonun teması “Bağlantılar” idi. Gerek önceden staj yaptığım yerlerde gerekse önceden etkinliklerde tanıştığım insanlarla aynı ekosistemin içinde bulunmak bana aslında bağlantıların önceden ne kadar farklı yerlere gelebileceğini hem de ileride ne kadar büyük potansiyel yerler yaratabileceğini gösterdi. Çok güzel insanlarla tanıştım; o güzel insanlar benim ufkumu, iş yapış biçimimi şekillendirdiler, hayallerimin bir parçası oldular ve onlardan çok fazla yeni şey öğrenme imkanım oldu.

2. Fellow’ken yaşadığın ve hiç unutamadığın bir anın var mı?

Benim fellow sürecimde hatırımda kalan tabii ki birçok anı var; İsrail gezimizden bütün FellowUp’lara kadar her biri birbirinden öğretici ve ilham vericiydi, bunun yanında bende en çok yeri olan ve hala geri dönüp baktığımda çok güzel hatırladığım güzel insanlarla tanıştım ve çok güzel anılar edindim.

Antalya kampıydı; orada hem mezunlarla hem de kendi dönemimizle kısa sürede çok fazla kaynaşma imkanımız oldu. Girişimcilik Vakfı’nın 10 sene sonraki halini hayal ettiğimiz, bir sonraki aşamasında neler olacağını planladığımız, herkesin kendi expertise alanlarını paylaştığı verimli ve çok eğlenceli bir kamp geçirmiştik.

3. Şu an neler yapıyorsun? Geleceğin için planların var mı? Bir sonraki adımın nedir?

Şuan yine Girişimcilik Vakfı mezunlarından kurucu ortağım Ferhat Babacan ile  hayalini kurduğumuz Bluedot’i büyütüyoruz. Ben şu an San Francisco’dayım; burada pazara giriş, partnerships ve operasyonları yönetiyorum. Bir sonraki adımınız işimizi bir sonraki aşamaya taşıyıp bu pazarda güçlü bir oyuncu yaratabilmek.

4. Bize kendi girişimcilik serüveninden ve girişimci bakış açısının hayatına etkilerinden  bahsedebilir misin?

Girişimciliğin hayatına kattığı en büyük şeylerden bir tanesi aksiyon halinde olabilmek. Aslında hayatın birçok noktasında planlar yaparken “motion” kısmında kalıyoruz, aksiyona çoğu zaman hiç geçmiyoruz bile, girişimciyken çok fazla aksiyon almanız çok fazla hızlı değişim yapmanız gerekiyor. Aynı zamanda girişimcilik yolculuğu bana bir lider ve yönetici arasındaki farkı çok güzel gösterdi. Bunun yanında risk alma konusunda çok farklı bakış açıları kazandırdı; normalde zaten risk almayı çok seven bir karakterim vardı fakat girişimcilik bana bu riski nasıl daha farklı ölçümlemem gerektiğini ve bu riskin nasıl gerçek hayatta farklı noktalara gelebileceğini aslında yaşayarak öğretti, hala da öğretiyor.

5. GİRVAK’tan aldığın “Give Back” kültürünü kendi hayatının içerisinde ve gelecek  planlarında kullanıyor musun?

Şu an aslında birebir de bu alana adım atmak isteyen, farklı coğrafyalarda bir şeyler yapmak isteyen kendi akranlarım nasıl ilk adımları atabilirler, nasıl sıfırdan bir noktasına getirebilirler, bu konularda öğrendiklerimi sıklıkla paylaşıyorum. Bunun yanı sıra teknoloji bize give-back konusunda scalable adımlar atabilmemiz için çok güzel araçlar verdi ve bu araçlar gün geçtikçe de artıyor. Bu anlamda öğrendiğim şeyleri yazılı bir şekilde kaynak haline getirebilecek online kaynaklar hazırlamaya çalışıyorum. Uzun vadede en büyük hedeflerimden bir tanesi Türkiye’deki ve benim geldiğim ekosistemde başlangıçta bizim 1-0 geride başladığımız noktayı 1’e biraz daha yaklaştırabilmek.

6. Son olarak şu an bu röportajı okuyanlar için bir tavsiye vermen gerekseydi bu tavsiye ne olurdu?

Özellikle bir şeyler öğrenirken kullandığınız kaynaklar öğrendiğiniz yerler çok çeşitli olsun. Bizim şu an oluşturduğumuz Türkiye’deki ekosistemde maalesef çok fazla tekrar var ve bunun yanı sıra dünya çok hızlı gelişiyor, bu gelişmeye bir şekilde daha hızlı ayak uydurabilmek için farklı kaynaklardan beslenmek gerekiyor. Bu anlamda daha pratik olacak bir tavsiyem mutlaka Twitter kullanın, Twitter’dan dünya çapından farklı yatırımcıları, girişimcileri takip edin; ne yazıyorlar, ne söylüyorlar, ne düşünüyorlar, neyle ilgileniyorlar bunları öğrenin ve aynı zamanda siz de bir şeyler üretin, siz de o ekosistemin bir parçası olun ve etkileşim halinde kalın. Aslında teknolojinin bize getirdiği en büyük şey nerede olduğumuzun hiçbir önemi olmaması; bunu daha iyi kullanmak gerek.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*