Girvak Alumni’den | Yılmaz Odacı ile Mezuniyet Sonrası

Girişimcilik Vakfı mezunlarımız ile söyleşilerimize Fellow 2016 ekibinden Yılmaz Odacı ile devam ediyoruz. İçten cevapları ve verdiği ilham için Yılmaz’a çok teşekkürler!

1. Fellow Programı ile nasıl tanıştın? Süreci ve fellow olduktan sonra hayatında neler değiştiğini biraz anlatır mısın?

Fellow programı ile tanışmam 2015 yılında Adana’da katıldığım Geleceğe Güvenle Bakıyorum adlı sosyal sorumluluk projesindeki oda arkadaşım sayesinde oldu. Erasmus’tan yeni dönmüş ve farklı bir şeyler arayışındaydım, arkadaşım projede geçirdiğimiz 5 günün sonunda GİRVAK diye bir kurum olduğunu ve gençler için Fellow Programları olduğunu, programa mutlaka başvuru yapmam gerektiğini söyledi.

Adana’dan dönüşte ilk işim Girvak neler yapıyor nasıl başvuru yapabilirim sorusunun cevabını aramaktı fakat 2015 başvuruları bitmişti… Heyecanla 2016 başvurularının açılmasını bekledim; evet yaklaşık bir yıl programa başvuruyu bekledim! Yanlış hatırlamıyorsam 2016 yılının Mart ayında başvuru yaptım. Birbirinden heyecanlı ve eşsiz 6 aşamadan sonra girişimcilik vakfı ailesine ben de katıldım.

Programın hayatımdaki en büyük etkisi benim gibi orada olan diğer arkadaşlarımdı diyebilirim. Jim Rohn; “İnsan, en çok vakit geçirdiği 5 kişinin ortalamasıdır” der. Bu sözü biliyordum fakat daha önce hiç bu kadar içselleştirememiştim sanırım. GİRVAK’taki arkadaşlarım sayesinde tam anlamıyla içselleştirdim. Bugün programa dahil olma sürecimin üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen en yakın arkadaşlar listemin başında GİRVAK’ta tanıştığım insanlar geliyor; hatta ev arkadaşım bile GİRVAK’tan. Programın bana katkılarından bir diğeri de hayata bakışımı değiştirmesiydi. Diyarbakır’da makine mühendisliği okuyordum ve birçok arkadaşımın gelecek planları arasında akademisyen olmak ya da devlette çalışmak vardı, bir yerde 08.00-17.00 çalışmak baştan beri bana çok cazip gelmiyordu ama yukarda dediğim gibi çevremdeki 5 kişi ne yaparsa bende öyle ya da böyle onlar gibi bir şey yapacaktım. Ama GİRVAK’la birlikte çevrem de değiştiğinden hayatımda farklı bir bakış açısı kazandım.

2. Fellow olduğun günlerden hiç unutamadığın bir anın var mı? Anlatabilir misin?

Aslında bir değil birden çok anım var; programda geçirdiğim sürede birçok etkinliğe katıldım, birçok girişimci ile tanışma fırsatı buldum ve bunların hepsinin benim için yeri ayrı. Ancak benim için en unutulmaz an sanırım mülakat günümdü. Çünkü Diyarbakır’dan İstanbul’a yüz yüze mülakatım için gelmiştim. Mülakat yerine 2 saat önceden gitmemiz gerektiği mailde belirtilmişti. Ben de 2 saat önceden gittim, masada benimle beraber 12-15 kişi mülakat saatini bekliyordu. Boş bir yer bulup oturdum ve sohbet etmeye başladık, oradaki diğer arkadaşlarımla konuştuktan sonra bu kadar yol geldim ama sanırım ben seçilemeyeceğim diye düşündüm bir an ve sıranın bana geldiğini söylediler. ..

Sina Bey ile mülakata girdim. Mülakatta karşılaştığım samimi ortamda soruları cevaplandırırken bir soruda ben bu ailenin bir parçası olmak istiyorum dediğimi unutmuyorum. Çünkü dışarda karşılaştığım diğer arkadaşlarım o gün kısa sürede bile bana farklı bir bakış açısı kazandırmayı başarmışlardı ve ben de onlarla birlikte bu ailede yer almak istiyordum.

3. Şu an neler yapıyorsun? Geleceğin için planların var mı? Bir sonraki adımın nedir?

Üniversiteyi bitirdikten sonra Polonya’ya taşındım. Bir yıl sonra çalıştığım iş beni mutlu etmediğinden ve katma değer yaratacak bir şeyler yapmak istediğimden Türkiye’ye döndüm. Şimdi bir sivil toplum kuruluşunda Türkiye’deki işletmelerin ve girişimci kadınların işlerini geliştirmeleri konusunda çeşitli programlar yürütüyorum. Programa dahil olan girişimcilerin işlerindeki somut değişiklikleri ve koyduğumuz değeri gördükçe mutlu oluyorum. Gelecek için de olabildiğince kendimi proje ve ürün alanında geliştirmeye çalışıyorum. Özellikle proje, ürün yönetimi ve girişimcilik dikeyinde hayatıma devam etmek istiyorum. Bunların yanında kendimi keşfetmek adına okuyor, araştırıyor ve fırsat buldukça seyahat ediyorum. Günün sonunda mutlu olacağım bir şeyler yapmak ve değer yaratmak istediğimin farkındayım ve bu yolda ilerleyeceğim.

4. Bize kendi girişimcilik serüveninden ve girişimci bakış açısının hayatına etkilerinden bahsedebilir misin?

GİRVAK’ta tanıştığım gerek arkadaşlarımın gerek mütevelli heyeti üyelerinin gerekse GİRVAK ekibinin hem hayat hem de girişimcilik serüvenime ve bakış açıma büyük katkıları olduğundan girişimcilik serüvenim GİRVAK ile başladı diyebilirim. GİRVAK’tan sonra hayatta her zaman isteklerimizin ve hayallerimizin peşinden gitmek gerektiğini bir daha anladım ve bu doğrultuda hayat akışımı oluşturmaya çalıştım. Burada edindiğim tecrübeler ile sürekli denemek gerektiğini, deneyip yanılıp bir daha denemek ama pes etmemek gerektiğini öğrendim.

Hayat yolculuğumun bir sonraki durağında ben de deneyip başarısız olup bir daha deneyip kendi kurduğum ya da kurucu ekipte yer aldığım bir start-up’ta bu deneyimlerimden yararlanarak fark yaratabileceğime inanıyorum.

5.GİRVAK’tan öğrendiğin Give back kültürünü kendi hayatında kullanıyor musun? Söz konusu kültür gelecek planlarında nasıl yer alıyor?

Hayat akışımda her zaman olmasını istediğim, gelecek planları yaparken mutlaka zamanımın bir kısmını ayırmak istediğim şeylerden biri Give back

Asıl yapmak istediğim işin insanların hayatlarına dokunmak ve toplumda değer yaratmak, toplumdan aldığını topluma geri verebilmek olduğunu fark ettiğim zaman Polonya’da çalışıyordum ve buna vakit ayıramadığımı düşünüyordum. O nedenle mutlu olmak, değer yaratmak, hayallerimin peşinden gitmek ve daha fazlasını yapabilmek için Türkiye’ye döndüm. Bir yerlerden başlamak adına bugün gönüllü olarak işletmelere ve girişimci kadınlara eğitimler ve mentorluk vererek onlara destek olmaya çalışıyorum.

6. Son olarak su an bu röportajı okuyanlar için bir tavsiye vermen gerekse bu ne olurdu?

Küçükken hep büyüyünce ne olacaksın sorusuna “Ben dünyayı gezmek istiyorum” cevabını verdiğimi hatırlıyorum. Televizyonda ve kitaplarda tanıştığım yerlere gitmek ve gezmek istiyor; hep bunu hayal ediyordum. Üniversiteye başlamadan önce sadece birkaç kez şehir dışına çıkmıştım ve üniversiteyi de kendi şehrimde okuyordum ama hala aklımın bir köşesinde dünyayı gezmek vardı. Hayalimi gerçekleştirmek için ilk adım olarak Erasmus Programı’na katıldım ve Avrupa’yı keşfetmekle hayallerimi gerçekleştirmeye başladım.

Bugün dönüp baktığımda 21 ülke 150 şehir ve birçok anı biriktirmişim. Özetle benim tavsiyem:Hayal edin.

Röportajı okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Görüşleriniz, sorularınız ya da konuşmak istediğiniz herhangi bir konu için [email protected] adresime e-mail gönderebilir ya da sosyal medya hesaplarımdan bana ulaşabilirsiniz!

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*