Girvak Alumni’den Zafer Ciğdem ile Mezuniyet Sonrası

1. Fellow Programı ile nasıl tanıştın? Süreci ve fellow olduktan sonra hayatında neler değişti biraz anlatır mısın?

Herkese merhaba, ben 2014 Fellowlarından Zafer Çiğdem. Öncelikle, süper bir misyon ve vizyona sahip Girisimcilik Vakfı’nın bir parçası (fellow, alumni, mütevelli heyeti vb.) olmak müthiş bir duygu! İçimizden herhangi bir biriyle kısa bir sohbet edildiğinde bu soyut durumun muhatapta somutlaşacağı, ve karşı tarafta güzel bir enerji, motivasyon, “umut” olarak hissedilebileceği kanaatindeyim. İlk Girvak fellowlari olarak 2014 fellowlarının, Fellow Programıyla tanışma süreci daha özel ve heyecanlı bence. Bir çoğumuz sosyal medyadan böyle bir vakıf ve program oluşturulacağını ve yapılması planlanan faaliyetleri duyup merakla bulabildiğimiz kadar bilgi bulmaya ve programı adım adım yakın takibe almış ve her aşamasında meraklı bekleyişlerde bulunmuştuk. Ben programdan ilk olarak bir Likedin gönderisi sayesinde haberdar olmuştum. Fellow programı surecim ile ilgili şuanki duygu ve düşüncelerimden ziyade, 5 sene önceki o anlık duygularımla yazmış oldugum blog yazımı paylaşmak istiyorum, merak ederseniz websitemde bulabilirsiniz. Link: http://www.zafercigdem.com/

Hayatımda neler değişti ile ilgili öncelikle şunu belirtmemde fayda var. Fellowlar dahil olmak üzere tüm GirVak ailesi bir şekilde hayatınıza dokunuyor (süreç boyunca ve de sonrasında…). Sizi sadece dinlemekle kalmayıp elinden gelenleri yapıyorlar. Sizi kendi networklerinden kişilerle tanıştırıyorlar. Bu arada network konusunda, çok geniş bir yelpazede yatay ve dikeyde inanılmaz bir network’e dahil oluyorsunuz. Teknik, sosyal, sportif bircok alanla ilgili deneyimlere, kaliteli, deneyimlenmiş analiz edilmiş bilgilere direkt 1. ağızdan ulaşabiliyorsunuz. Benimle aynı/benzer yolları yürümüş olan ve yürüyenlerin olması daha hızlı, daha odaklı ve doğru bir şekilde ilerlememi sağlayıp ufkumu bir çok konuda açtı diyebilirim.

2. Fellow’ken hiç unutamadığın bir anın var mı? Anlatabilir misin?

Bir çok anım var tabii ki. Bunlardan kısaca bahsetmem gerekirse:

Bir tanesi, İlk Fellow-Up Programına Erasmusta öğrenci olduğum için yurt dışından 2-3 aktarma yaparak İstanbul’a gelmiştim ve birkaç gün Türkiye’de kalıp tekrar geri döndüm. Çoğu arkadaşım bir program için Türkiye’ye git-gel yapmam ile ilgili, “…değer mi Zafer?” diye tepki vermişti o zamanlar. İlk programında Girişimcilik Vakfı ve Fellowlar ile tanıştığım anda, “kesinlikle değdi! ve 2. Fellow up’a aynı şekilde de olsa yine geleceğim” diye içimden kendi kendime tepki vermiştim.

Bir diğeri “Girvak İsrail Gezisi”. Fellowlar ile birlikte Israil girişimcilik ekosistemini, oradaki kültürü gözlemlediğimiz 3-4 günlük süper bir etkinlikti. Fazla uzatmadan merak edenler için daha önce yazmış olduğum blog yazıma buradan erişebilirsiniz.

Son olarak ise, Girişimcilik potansiyeli olan gençlere destek olmak ve “Giveback” kültürünü yaygınlaştırmak amacıyla Fellow’ların, girişimcilerin, sanat ve iş dünyasından önemli isimlerin katılımıyla gerçekleşen “Giveback Gala” gecesi inanılmazdı. Gala’ya katılan Sir Richard Branson ile çekildiğim Selfie fotoğrafım da unutmadığım anılarımdan bir tanesi.

3. Şu an neler yapıyorsun? Geleceğin için planların var mı? Bir sonraki adımın nedir?

Şu an UK, Hollanda, Türkiye ofisleri olan ve +45 ülkede faaliyet gösteren uluslararası bir teknoloji şirketinde proje yöneticisi olarak direkt CEO ile temas halinde çalışıyorum. Özetle, kablosuz tak-çalıştır akıllı sensörler üreten ve geliştiren, bunları; 1) sadece cihaz/donanım olarak veya 2) uçtan uca anahtar teslim olarak hizmet ile (SaaS) ve 3)Proje odaklı dikey çözümler (vertical solutions) olarak hizmetler veriyoruz. Mezuniyetim sonrasında hem ciddi olarak Ar-Ge yapıp global odaklı olan, kurum içi-dışı girişimciliğe imkan sağlayan bir şirkette çalışmak istiyordum. Şirket kurulumunun 1. Günü itibari ile bu şekilde bir şirkette çalıştığım için çok mutluyum. Bir çok süreci farklı açılardan görme ve deneyimleme fırsatım oldu. Ayrıca şu an yüksek lisans yapıyor ve hobiler listeme yeni hobiler eklemeye devam ediyorum. Bir sonraki adım planımla ilgili, yeni bir proje/şirket, yeni bir pazar ve yeni bir kıta var. Ayrıca master tezimde teknoloji ve pratiği birleştirip kısa zamanda tezimi tamamlamayı planlıyorum.

Gelecek planı, mutlu, sağlıklı ve faydalı olabilmek 🙂 Girişimcilik ile ilgili kısmı, bir unicorn’un (ya da benim gözümde unicorn olan bir girişimin) bir/birçok parçası (kurucu, danışman, yatırımcı) olmak. Ne demiştik er ya da geç…, neden olmasın?

4. Bize kendi girişimcilik serüveninden ve girişimci bakış açısının hayatına etkilerinden bahsedebilir misin?

Süper bir soru. Aslında GirVak’ın fellowlara sağlamaya çalıştığı en önemli şeylerden birisi de bu bakış açısı: “Şikayet merkezli” bakış açısı mı takınacağız, yoksa “fırsat, yenilik, potansiyel iş birlikleri” versiyonunu mu. Süreç boyunca fellowlardan herhangi bir şirket kurmaları ürün ya da fikir üretmeleri vs (zorunlu olarak) beklenmiyor. Program boyunca etkileşimde olunan o kültür ve bakış açılarından ilham alıp kendi potansiyelimizi keşfetmemiz isteniyor.

Lisans eğitimimi 4+1 yıl boyunca çok aktif ve dolu dolu geçirdiğimi söyleyebilirim. Benim serüvenimde lisanstayken 2 farklı proje ve ürün üzerine çalışmış ve prototip aşamasına getirmiştik. Teknik ve sosyal açıdan çok keyifli ve öğretici bir süreçti. Lisanstan mezun olduktan sonra 1 sene “gap year” aldım. Bu sene boyunca nerdeyse yapmış olduğum her şeyi askıya alıp bir süre ara verdim. (Kafam karışmasın diye bu süreçte gelen iş tekliflerini düşünmeden erteleyeceğim diye karar almıştım). Tabiri caizse, geri adımlar atıp kendime ve istediklerime daha geniş açıdan bakma fırsatım oldu, kendimi dışardan gözlemlemeye çalıştım. Neleri gerçekten daha çok istediğimi, nelerle/nasıl daha mutlu olabilirim konularını düşünme fırsatım oldu ve keşiflerle geçen süper bir sene oldu benim için.

Bu bakış açısının bana katkılarını birkaç üst başlıkta toplamak gerekirse, efektif zaman kullanımı ve zaman kullanma gözlemi, büyük resim ve basitleştirme, aksiyon ve çözüm odaklı olmak, gözlem yeteneği ve farklı düşünme/yorumlama, nasıl olabilir ve alternatif çözümler, analiz-karşılaştırma ve pivot etmek.

5. Girvak’tan öğrendiğin “Give back” kültürünü kendi hayatının içerisinde ve gelecek planlarında kullanıyor musun?

Tabii ki. Bence bu, aramızda uygulandıkça yaygınlaşan bir şey. Hem “give back” yapan kişiyi psikolojik açıdan doyuran, mutlu ve motive eden hem de toplumun gelişmesi, daha iyi olması için süper bir katalizör.

Ben birkaç farklı yöntemle “give back” verme ve verdirtmeye katkı sağlamaya çalışıyorum. Yazılı ve sözlü kaynaklar kullanmaya, toplu ve kişiye yönelik 1-1 gönüllü çalışmalar sağlamaya çalışıyorum. Bunlardan bir tanesi, birkaç farklı vakıf ve toplulukta, farklı şapkalarımla aktif olarak mentor-mentee eşleştirmelerinde mentor olarak rol almaya çalışıyorum. 6-8 haftalık periyotlarda süren bu eşleşmeler bitince yeni kişilere destek olmaya, bilgi ve deneyimlerimi aktarmaya çalışıyorum. İleride kitap ya da benzer bir girişim ile buna yönelik farklı planlarım daha var.

6. Son olarak su an bu röportajı okuyanlar için bir tavsiye vermen gerekse bu ne olurdu?

Zaman: Vakit ayırdığınız için teşekkür ederim. Benim öncelikle dikkat çekmek istediğim kısım “zaman” olacak. Zaman kısıtlı, çok hızlı geçiyor ve çok kıymetli. O yüzden uzun soluklu, sürdürülebilir ve daha motive devam edebilemek için zaman dengesini (iş, teknik-akademik planlar, eğitim- hayat boyu öğrenme, gelecek, sosyal yaşam, hobi vb.) iyi sağlamalıyız diye düşünüyorum.

Analiz: Ayrıca, bazı şeyler yazılı hale getirilip üzerinde bir süre düşünme ve odaklanma sonrasında daha net oluyor. Bence iş planı, business kanvas için de, gelecek planları için de, elimize kalem alıp bir şeyler karalamanın farklı bir büyüsü var (bize neyi gerçekten isteyip neyi “aslında o kadar da istemediğimizi” gösterebiliyor). O yüzden yakın-orta ve uzak gelecek ile ilgili hedef ve hayallerimizin olduğu bir liste yapmak ve bir süre bunlar üzerine düşünmek ve listemizi güncellemek oldukça faydalı olacaktır diye düşünüyorum.

Araştırma: Bol bol okumak ve sektörü/pazarı/rakipleri ilgili SWOT analizlerini (lokal ve global olarak) takip etmek ve güncel tutmak oldukça önemli.

Kararlılık, Sebat Etmek: Sadece girişim ile ilgili değil genel olarak konuşmak gerekirse, aslında bir çok şey kararlılık ve tekrar gerektiriyor. İyi bir yabancı dil konuşabilmek, sunum yapabilmek, bir spor/hobi dalında iyi olmak vb. Yaşınızın ve o alanla ilgili bilgi/pratiğinizin (sıfırdan başlayıp başlamamanızın) bir önemi olmaksızın, her gün 15 dakika dahi olsa üzerine bir şeyler koyarak sürece devam edildiğinde 1 sene sonraki seviyenin sizleri şaşırtacağını düşünüyorum.

Son olarak yazımı, sevdiğim 3 anahtar kelime ile tamamlamak istiyorum. İzninizle bunları İngilizce olarak kullanacağım.

1) “Why not” 2) “Feedback” 3) “Give Back”

Yazım ile ilgili yorum yapmak, ya da sohbet etmek isterseniz Sosyal medyadan (Linkedin, Twitter) ya da [email protected] mail adresimden iletişime geçebilirsiniz.

Teşekkür ederim.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*