Hayal kurmak, “kendini istediğin yerde görebilmektir.”

[vc_row][vc_column][vc_column_text]Sizin hiç babanız öldü mü?

Benim bir kez öldü, kör oldum. 

Bu şiirin sahibi Cemal Süreya Dersim’lidir, sürgün hayatı 7 yaşında başlamıştır. Ailesi ile birlikte yük vagonuna koyulup, Bilecik’e sürgüne gönderilir. Annesi henüz 23 yaşındadır ama sürgünün 6. ayında can verir kadıncağız. Cemal 7 yaşında toprağa verir anacığını.

Sonra tahsil için İstanbul’a gider, amcasının yanına; babası ile kardeşi peşinden gelir. Fakat 3 yıl sonra polis o kaldıkları evi de basar, Bilecik’ten izinsiz ayrıldıkları için, tekrardan sürgün yerlerine yollarlar onları.

Cemal Süreya’yı parasız yatılı okuluna kaydederler. Artık O hem sürgün hem parasız hem de yatılıdır, kendi deyimiyle…

Bütün bu acıları yaşar ama hayata küsmez, hayallerinden vazgeçmez ve Türkiye’nin, Türkçe’nin en büyük şairi olur, hayalinde ki gibi.

 

Bana göre sevgisizliğin dayatıldığı coğrafyalarda şiir yazmak en büyük “girişimciliktir”.

Sevgiyle büyümeyip, ömrünün hepsi acı ile geçmiş bir adam hayalinden vazgeçmiyor, şiir yazıyor ve ölmesine rağmen hala o şiirleri okunuyor hatta ezbere biliniyor.

 

Evet, ben Muhammed GÜLTEKİN. Mardinliyim ve benim de bir hayalim var “Ben Dünya’yı MARDİN’leştirmek istiyorum.”

 

Evet böyle bir hayalim var, bu hayalimi gerçekleştirmek için buraya geldim, nasıl geldim peki?

GirVak’a girmek kolay olmadı ama kafamda büyüttüğüm kadar da zor olmadı.

Girvak’a girmek için, bu blog yazısını yazmak için tam 5 ay bekledim. Değdi mi? Kesinlikle değdi ve bunu sadece ilk FellowUp’a katılmış biri olarak söylüyorum.

 

GirVak’a girmek için öncelikle bana göre bir “hayaliniz” olmalı, hayaliniz var ise bir sonraki işimiz GirVak’ın tam 5 ay süren 6 aşamalı seçim sürecine girmek. Bu aşamaları gözünüzde büyütmeyin, her aşama da hep en yüksek motivasyona sahip olun ve en önemlisi “kendiniz olun, kurduğunuz hayal ile yaptığınız şeyler çelişmesin.” Zira çelişirse veya kendiniz dışında biri olmaya bürünürseniz şimdiden geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

 

Cemal Süreya yaşadığı bunca acıya bunca olumsuzluklara rağmen hayalinden vazgeçmedi, biz de vazgeçmeyelim ve şunu da unutmayalım bu ülkeye sadece bir tane Cemal Süreya geldi bundan sonra da geleceğini sanmıyorum.

Cemal Süreya bu zorlu yaşamının tek umudunu hayal kurmakta buldu. Çünkü hayal kurmak, bazen büyük acıların acısını azaltmaya yarar, “umut etmeye” yarar, “kendinizi görmek istediğiniz yerde en kestirme şekilde “görmeye yarar. Ne olursa olsun, “hayal kuralım”, kurmaktan da vazgeçmeyelim.

 

Uzun lafın kısası, ben bir hayal kurdum sonra dilek tuttum. Bu dileğimi Türkiye Girişimcilik Vakfı’nın havuzuna attım ve gerçekleşeceğinden de adım gibi eminim..

 

Evet, ben Muhammed GÜLTEKİN. Mardinliyim ve benim bir hayalim var “Ben Dünya’yı MARDİN’leştirmek istiyorum.” Ve bu yüzden buradayım, Türkiye Girişimcilik Vakfındayım. Hoşbuldum GirVak..

 

Nice hayaller kurmaya.. 🙂

 [/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]

0 Shares:
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şunlar da Hoşunuza Gidebilir

BuJo Mu? O Da Neyin Nesi?

Böyle yazınca oldukça havalı duran, bu da neymiş be dedirten, ama aslında üretkenliğimizi verimimizi yükseltmemize oldukça faydalı bir…