Hayallerinizin Peşinden Gitmeniz İçin Altı Neden

Büyürken bize ne olmak istersek olabileceğimizi söylerler fakat büyüdüğümüzde gerçekçi olmadığı için hayallerimizin peşinden gitmememiz gerektiğinden bahsederler. Hayatımı tasarlamaya başlamak istediğim zaman bana, altı ay sonra sürünerek geri geldiğinde herkes sana gülecek dediler. O zamandan beri şüphe duyanlara ve muhaliflere gülüyorum.

 

Dünyadaki en harika tecrübe, gerçekten ilgi duyduğunuz, kanınızı kaynatan ve sizi dün yaptıklarınızdan daha fazlasını yapmaya teşvik eden bir hedef doğrultusunda çaba sarf etmektir. Eğer kendi hayalinizi inşa etmezseniz bir başkası sizi onların hayallerini inşa etmeniz için çalıştırır.

 

İşte size, yaşı ne olursa olsun her erkek ve kadının kendi hayallerinin peşinden gitmeleri için altı neden:

 

1. Size amacınız hakkında netlik kazandırır

 

İçinde yaşadığımız dünyada dikkatinizi dağıtan, ilginizi önemli olan şeylerden uzaklaştıran bir problem var. Televizyon, sosyal medya, mail, arkadaşlar ve ailemiz, hepsi bizim bir parçamızı istiyorlar. Sizden sadece bir tane var ve sizin bir gününüz sadece 24 saat.

 

Bir şeyi tatmin etmek için gereken tüm ilgiyi ona vermenize yetecek zaman kesinlikle yok. Hayallerinizin peşinden giderken daha katı olun ve dikkatinizi dağıtan şeyler eriyip yok olsun. Ben buna az bilgili yaşam tarzı demeyi seviyorum. Tam dikkatinizi verebileceğiniz şeyler, hayalleriniz yolunda size hizmet eden şeyler olmalı. Bu, tünel görüşü ve amaç doğrultusunda netlik oluşturmanın en hızlı yoludur. Amacınız konusunda net olduktan sonra başarı çok da uzak değildir.

 

“Her büyük hayal, onu hayal eden bir kişi ile başlar. Sakın unutmayın, yıldızlara erişip dünyayı değiştirmek için gereken güç, sabır ve tutku içinizde mevcut.” – Harriet Tubman

 

2. Tutkunuz sizi besler ve giydirir

 

Bu söylediğim size garip gelebilir. Nasıl olur da tutku gibi soyut bir kavram insanı doyurur ve giydirir? Bu aslında basittir. Bir konuda gerçekten tutkulu olduğunuzda diğer her şey önemsiz kalır. Kendi tecrübelerime dayanarak söylüyorum, normalde bir haftada bitecek bir projeyi günde 20 saat çalışarak 2 günde bitirdim. Bu süre içerisinde yemek yemedim ve hatta duş bile almadım.

 

Oruç tuttuğum için ya da kendimi kasten aç bıraktığım için değil, sadece ikinci sırada olduğundan unuttuğum için. Tutkunuz sizi besler ve giydirir derken, tutkunuz dışındaki her şey bir kenarda kalır ve gerçekten sadece amacınıza odaklanmanızı sağlar.

3. Eğlencelidir

 

Eski bir deyiş olan; sevdiğiniz işi yaparsanız hayatınızda bir gün bile çalışmamış olursunuz, deyimi hala geçerlidir. Tutku, yaptığınız işin tanımını eylemlerinizden ayırt etmenizi sağlar. Bu, hiç kimsenin, asla size çalışmanız gerektiğini hatırlatmasına ihtiyaç duymayacağı bir şeydir. O işi yapmaktan zevk alırsınız ve diğer her şey dışında sadece o işi yapabilirsiniz. Baştan sona kendinizin tasarladığı bir hayata uyanmak gibisi yoktur.

 

4. Aşırıya kaçan durumlardan kurtulmanızı sağlar

 

Hayatımızda açıkça gerekli olmayan bir sürü şey var. Hiç giymediğimiz bir sürü giysimiz var, kullanmadığımız üyeliklerimiz var ve hayatımızda sonsuz karışıklık yığınları var. Eğer bir numaralı nedende bahsettiğim tünel görüşünü oluşturabilirseniz, daha azın aslında daha fazla olduğunu fark edeceksiniz.

 

Bu objeler sizi tatmin etmezler, hayatı doyasıya yaşayan biri olmanızı sağlayan, yaşadığınız tecrübeler ve içinde bulunduğunuz aktivitelerdir. Birisinin tatilde yaşadıklarını anlatması ve yeni bir araba hakkında konuşması asla aynı olamaz. Araba bir objedir ve ışıltısını çabucak kaybeder fakat anılar asla unutulmaz ve her zaman içtenlikle hatırlanır.

 

Sadece, objeleri biriktirme zihniyetini tecrübeleri biriktirme zihniyeti ile değiştirdiğiniz zaman gerçek anlamda tutkunuzun peşinden gidebilir ve bunun keyfini yaşayabilirsiniz. Bu noktada sizi başarıdan alıkoyabilecek hiçbir şey yok. Yaşamaya değer bir hayatın tasarımı.

 

5. Eninde sonunda emeğinizin karşılığını alırsınız

 

Yapmaktan zevk aldığınız şey ne olursa olsun, ne kadar anlaşılmaz olursa olsun; Eninde sonunda emeğinizin karşılığını alırsınız. Kalbinizdeki tutku yaptığınız işin tuvaline aktığı zaman, dünyanın bunu fark etmekten başka çaresi kalmaz.

 

Eğer bir fırıncıysanız dünyanın en iyi ekmeğini yapın. Eğer bir blogcuysanız en iyi bloğu oluşturun. Eğer bir tırmanıcıysanız, insanlara korkularını yenmeyi ve tırmanmayı öğretin. Yapabileceklerinizin sınırı yok ve bir kere uzmanlaştığınız zaman dünya kapınıza uzanan bir yol oluşturacaktır (Günümüzde uzmanlık, başarılması çok da zor bir şey değil, yeter ki çalışmak içinizden gelsin).

 

6. Dünya sizin bilgeliğinizi kabul edecek

 

Bu biraz benim için kişisel olan bir neden fakat yine de doğru. İlk defa hayalinizin peşinden gitmeye karar verdiğiniz zaman birçok kişi size yapmamanız gerektiğini söyleyecek. Hayatınızı ve geleceğinizi riske atmamanızı, geri ödemesi belirsiz olan bir hobiye bağlamamanızı söyleyecekler.

 

Sizinle mücadele edecekler, şevkinizi kıracaklar ve dalga geçecekler. Emin olun ki tutkunuz gerçekten buysa ve onu yapmak mecburiyet değil de sizde bir takıntıysa, hayali ya da gerçek hiçbir şey sizi onu yapmaktan alıkoyamaz. Sonunda siz haklı çıkacaksınız, size karşı çıkanlar en büyük destekçiniz olacak ve yeni bir insan türüyle tanışacaksınız, nefret edenler.

 

“Kanınızı hızlandıran her şey yapmaya değer.” – Hunter S. Thompson

 

Sonuç

 

Tutku bize ilahi bir güç tarafından bahşedilen bir şeydir. İki seçeneğimiz var; ya tutkumuzun peşinden sonuna kadar gider ve harika şeyler başarırız ya da üzerine su dökülmüş bir ateş gibi sönmesine izin veririz. Karar tabi ki sizin ama ben tutkunuzun peşinden gitmenizi ve bunu yaparken dünyayı daha harika bir yere dönüştürmenizi umut ediyorum.

 

Bu makale addicted2success.com’da Daniel Ndukwu tarafından 2015’te yayınlanan yazıdan çevrilmiştir.

 

0 Shares:
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şunlar da Hoşunuza Gidebilir

İzafiyet

Sizlere son zamanlarda oldukça etkinlendiğim ve beni düşünmeye sevk eden Ankara Devlet Tiyatroları’nda izlediğim “İzafiyet” oyunundan basetmek istiyorum.…

İsim: Her şey mi, hiçbir şey mi?

Eğer Donald Trump hala aile lakabı olan Drumpf ismini taşısaydı otellerinden birini bu isimle süsletir miydi? Yaşadığı şehir olan New York'ta %60'a yakın kişinin desteklediği insanlar onu seçer miydi? HBO'da gece talk show'u sunan John Oliver, Trump'ın atalarının yüzyıllar önce bu ismi değiştirdiğini kaydetti. Milyoner, pazarlama dehası ve başkan adayı bu seçim için müteşekkir olmalı. Çünkü marka dünyasında isim çok fark eder.