
Türkiye Girişimcilik Vakfı’na Fellow olarak girdiğim günden beri hayatımda birçok şey değişti. Bunun hikayesini hatırlayacağınız gibi şu yazımda anlatmıştım. Hepsi birbirinden başarılı ve ileride çok iyi yerlere gelecek olan Fellow arkadaşlarımla daha iyi tanışmak/kaynaşmak adına vakfın organize ettiği İsrail Gezisi – Google ve Start-up Turu kapsamında geçtiğimiz Pazartesi İsrail’e gittik.
İsrail ile ilgili iki farklı yazı yazmak istiyorum. Bunlardan birinin ana başlığı “Şehir Kültürü”, diğerinin ise “Girişimcilik Kültürü” olacak. Şehir Kültürü ile ilgili görüşlerimi kendi blog’um Fozdemir.com üzerinde, Girişimcilik Kültürü ile ilgili görüşlerimi ise Girişimcilik Vakfı’nın blog’u girisimle.com üzerinde yayınlayacağım. Şu an girisimle.com’da bulunduğunuz için konumuz girişimcilik kültürü 🙂 Fakat öncesinde biraz genel bilgiler vermek istiyorum. Türkiye ve İsrail arasında yaşanan siyasi gerilimden dolayı İsrail’e gidişimiz, birçok kişi tarafından tuhaf karşılanmış olabilir. Fakat ön yargılardan arınmak, toplumumuzun en çok ihtiyacı olan olgu olduğunu savunabilirim.
Neden İsrail?
Bir girişimci için ibretlik hikayeler barındıran İsrail’de 8 milyon kişi yaşıyor. Uzun ve dar bir şekle sahip olan İsrail, 470 km uzunluğunda ve en geniş bölgesi yaklaşık 135 km olarak ölçülmüş. Oldukça küçük bir ülke olan İsrail nüfusunun %75’i Yahudi, %20’si ise Arap Müslümanlardan oluşuyor. Ülkenin resmi dili İbranice ve Arapça. Para birimi ise Yeni İsrail Şekeli. ILS ya da NIS olarak da kısaltılıyor. Ülkenin kişi başına düşen milli gelirinin oldukça yüksek olmasından dolayı şehir bize oldukça pahalı geldi. Ayrıca İsrail, Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı 5. ülke konumunda.
Bu kez de Tel Aviv’i havadan çektim 🙂 İnternet buldukça yeni fotoğraflar atmaya çalışacağım. Takipte kalın 🙂 #telaviv #israel Posted by Fatih Özdemir on 30 Kasım 2015 Pazartesi
70 yıl önce kurulan ve çevresinde birçok siyasi tehdit barındırmasına rağmen ülkede 5000’e yakın start-up bulunuyor. Bu sayı 74 milyon nüfusa sahip 100 yıllık Türkiye’de ise yaklaşık 1800. Sina Afra’dan öğrendiğim ve oldukça şaşırdığım bir bilgiyi de bu noktada sizlere aktarmak istiyorum. Türkiye, dünya üzerinde girişimcilere en çok destek veren ülkeymiş. Buna rağmen start-up sayısının düşük olmasının en büyük nedeni Türkiye’deki girişimcilik kültürünün zayıf olması. Tekrar hatırlatmak gerekirse, bu yazımda sadece girişimcilik kültürünü anlatacağım için, İsrail’i, Tel Aviv’i ve Kudüs’ü merak edenleri kendi kişisel blogum fozdemir.com’da yayımladığım şehir kültürü yazımı okumasını tavsiye ediyorum.
İsrail seyahatimden şehir kültürüne dair notlarım Fozdemir’de! #TelAviv #Jerusalem #Kudüs https://t.co/rsymiUTuTf pic.twitter.com/g0K6n6K9Di
— Fatih Özdemir (@fozdemircom) 6 Aralık 2015
İsrail’de girişimcilik kültürü daha çok başkent Tel Aviv çevresinde yoğunlaşmış. Bu kültürün tüm dünyaya örnek olabilecek düzeyde muazzam olmasının nedenlerinden bahsetmek istiyorum biraz. Nedenlerden biri; küçük yaşlarda ailelerinden aldıkları eğitim ve zorunlu olan askeri eğitim. İsrail’de 18 yaşını geçmiş herkes askere çağrılıyormuş. Kadınlar 2 yıl, erkekler 3 yıl süreyle askerlik yapıyor. Yani üniversiteye girmeden önce askerlik eğitiminden geçmiş olmanız gerekiyor. Askerliği kayıp zaman olarak görmüyorlar. Çünkü burada aldıkları eğitim, özgüvenlerinin ve disiplin kültürünün gelişmesini sağlıyormuş. Bu dönemde aldıkları görevler ve geliştirdikleri projeler en büyük kazanımları olduğu gibi, bu durum onlara üniversite öncesinde network fırsatı da sağlıyormuş.
#TelAviv’de gün batıyor #googleoffice #Israel Posted by Fatih Özdemir on 2 Aralık 2015 Çarşamba
İsrail’in komşuluk ilişkileri ve ticari ilişkilerinin kötü bir gidişat sergilemesi; onları kendi içlerinde başarılı olmaya zorlamış. Halkın neredeyse önemli bir kısmı buna inanıyor ve dünyaya hükmedecek projeler yapmayı kendilerine hedef koyuyor. Başarıyı getiren en önemli etmen de bu aslında. İsrailli anneler çocuklarını küçük yaşlarda yetiştirirken, ülkesi adına iyi şeyler yapması konusunda direktifler veriyor ve onları üretkenliğe teşvik ediyormuş. Bu durum ülkedeki herkesin birbiriyle ekip çalışması içerisinde bulunabilmesine ve disiplinli bir şekilde çalışmalarına olanak sağlamış. Yani kısaca diyorlar ki; eğitim, eğitim, eğitim! Eğitimi sadece vermek yetmiyor, bunun bir de uygulaması var elbette. İsrail Devleti ülkesindeki girişimcilere gerekli altyapıları sağlayarak onları tamamen özgür bırakıyormuş. Mesela yazılım geliştirici biri, diğer meslekte çalışanlara göre çok daha az vergi ödüyormuş.
Old Jaffa’dan Tel Aviv ve oldukça dalgalı Akdeniz kıyıları Posted by Fatih Özdemir on 1 Aralık 2015 Salı
Şehrin neredeyse çoğu noktasında ücretsiz wi-fi bulunuyor. Bir girişimci her nerede olursa olsun, veriye ve bilgiye anında ulaşabiliyor. Benim en çok dikkatimi çeken detay ise girişimcilere özel renkli kütüphanelerin bulunuyor oluşuydu. Bizim ziyaret ettiğimiz, Ortadoğu’nun ilk yüksek gökdeleni Shalom Meir’in altında bulunan şehir kütüphanesi, girişimcilere özel harika bir kaynak olma konumunda. Tel Aviv’de bunun gibi onlarca kütüphane bulunuyor.
We are at #Ebay Posted by Fatih Özdemir on 1 Aralık 2015 Salı
İsrail’i güçlü kılan bir diğer özellik ise büyük teknoloji şirketlerinin ofislerini bir arada barındırması. Microsoft, Apple, Google, Ebay, Yahoo, Intel ve Facebook gibi dev şirketlerin ofislerinin; ABD dışında aynı alanda bulunduğu tek yer olduğu söyleniyor. Bu şirketler sadece kendilerini yönetmekle kalmayıp, şehirde start-up kültürünün gelişmesi yönünde adımlar atıyor. Örnek vermek gerekirse; tur sırasında ziyaret ettiğimiz Google’da, ofisin bir katı “Google Campus” projesi kapsamında girişimcilerin kullanımına açılmış. Eğer bir girişiminiz varsa buraya gelerek ofisi kullanabiliyor, yemek ihtiyacınızı karşılayabiliyor, internet hizmetinden faydalanabiliyor, eğitim alabiliyor ve en önemlisi ise diğer girişimcilerle tanışarak networkünüzü geliştirebiliyorsunuz. Google bu hizmetini şimdilik sadece Londra, Tel Aviv, Seul ve Madrid şehirlerinde sağlıyor. Böyle bir ortamda iyi fikir çıkmaz da ne çıkar?
We are at #Google Office,#TelAviv #Israel
Şehirde start-uplara sağlanan bu imkanlar ve sonucunda oluşan kültür dünyaca ünlü projelerin ortaya çıkmasına da vesile olmuş. Turumuz boyunca biz bunlardan bazılarını gezebildik. Hepsini gezmeye kalksak, 1 yıl bile yetmez herhalde. Yukarıda da dediğim gibi ülkede 5000’den fazla start-up var. İsrail gezimiz boyunca Google, eBay gibi büyük şirketlerin ofislerini de görme fırsatı bulduk. Start-up turumuzda ise; kodlama bilmeden ücretsiz olarak web sitenizi yapmanıza yarayan proje Wix, Google tarafından satın alınan kullanıcı odaklı harita uygulaması Waze, cep telefonunuzu anahtar olarak kullanabileceğiniz güvenlik uygulaması Slicklogin, içerik pazarlama sistemi Taboola, doğal atığı enerjiye çeviren Homebiogas ve girişimciler için hub ortamı sağlayan Sosa’yı ziyaret ettik. İsrail’den size sunabileceğim en özel proje olan Meet’i ise sona sakladım. İsrail ve Filistinli gençleri, girişimcilik ve teknoloji ortak paydasında bir araya getirmeyi hedefleyen Meet projesinin sunumunu yapan gençlerin gözlerindeki parlayan ışık, hepimize umut sağladı diyebilirim. Yaşları küçük olmasına rağmen mükemmel bir İngilizce dil becerisine sahip olmalarının sebebini sorduğumuzda; okullarda iyi eğitim aldıkları ve izledikleri televizyon dizilerinde kendilerine İbranice dublaj yerine İbranice altyazı sunulduğunu belirtiyor. Bu sayede çok fazla İngilizce’ye maruz kaldıkları için dilleri de ister istemez gelişmiş. Bu sayede şimdi uluslararası alanda harika projeler çıkarabiliyorlar. Özetle diyebilirim ki İsrail’deki girişimcilik ekosisteminden öğreneceğimiz çok şey var. Türkiye’de de bu ruhun bir an önce artmasını, girişimcilere çok daha fazla ortam ve imkan sağlanmasını diliyorum. Özellikle içerisinde bulunduğum Türkiye Girişimcilik Vakfı gibi programların ülkemizde daha fazla yaygınlaşmasını, bu programlara daha fazla maddi ve manevi destek verilmesini diliyorum. Ülkemizin geleceği için sen de bir an önce adım at! Biraz uzun bir yazı oldu ama umarım faydalı bilgiler vermişimdir. Kişisel blog’um Fozdemir’deki Şehir Kültürü yazımı da okumanızı tavsiye ediyor, bir başka seyahatte tekrar görüşmeyi diliyorum. Ayrıca soru ve eleştirilerinizi buradan yorum olarak ya da sosyal medya (Facebook, Twitter, LinkedIn) hesaplarım üzerinden bana iletebilirsiniz. İsrail gezisinden dolayı bütün Girişimcilik Vakfı sponsorlarına, vakfın kurucusu Sina Afra’ya, vakfın başkanı Mehru Aygül’e, kahrımızı çeken Efe Kethüda‘ya, vakıfta emeği geçen herkese ve şimdiden özlediğim tüm Fellow arkadaşlarıma bu keyifli gezi için teşekkürlerimi sunuyorum 🙂
Her şey muazzamdı. Sizlerle bir arada olduğumdan dolayı çok mutluyum. Harikasınız!
Bir yanıt bırakın