İsrail’e gideceğimizi öğrenen herkesten bu soruyu duyduk. Bize bu kadar yakın olup da bu kadar hakkında bir şey bilmediğimiz başka bir yer yok sanırım. (Yalan yanlış söylemleri dışında tutuyorum.) Türkiye’de yaşayan bir girişimci, geçtiğimiz yıllarda start-uplardan her ay bir milyar dolarlık exit edilen bir yere gitmeyecekti de nereye gidecekti?
Biz de hiç durmadık ve 30 Kasım Pazartesi günü uçağa atlayıp Tel Aviv’e gittik. İlk durağımız üç din için de kutsal olan Kudüs’tü. Kudüs’e adım attığınız an çok farklı bir yere geldiğinizi hemen anlıyorsunuz. Etrafta üç dinden de çok sayıda kişinin bir arada yaşadığını görmek sanırım dünyada başka yerde olmayan türden bir şey. Akşam ise Start-Up Nation Israel kitabının yazarı Saul Singer’la beraber akşam yemeği yedik. Kitap İsrail’in start-up ekosistemini detaylıca anlatıyor. İsrailliler’in bu ortamı nasıl kurduklarıyla ilgili faydalı bilgileri bu kitaptan öğrenebilirsiniz.
İkinci gün bizi sıkı bir start-up turu bekliyordu. Çok sayıda start-up’ı yerinde gözlemleme şansımız oldu. İsrailliler gerçekten çok çalışkan insanlar, herkes ama herkes bir şekilde bir şeyler üretme derdinde. Konuştuğumuz kimsede herhangi bir boş vermişlik göremedim. Sadece Tel Aviv’de 7000’in üstünde start-up olması da istatistiksel olarak bunun kanıtı. Start-uplarla ilgili bahsetmek istediğim bir konu daha var, o da ofislerin gerçekten çok harika dizayn edilmiş olması. Binalara dışından baktığınızda standart yerler olduğunu düşünüyorsunuz ama içeride sizi bambaşka bir dünya bekliyor. Gezdiğimiz bütün şirketler, ofislerini tamamen çalışanlarını rahat ettirmek ve onların dış dünyaya ait bir şeye ihtiyaçlarının olmaması üzerine kurmuşlar. İnsan orada çalışmaktan gerçekten yorulmaz ve sıkılmaz diye düşünüyorum. İsrail’de kiminle görüştüysek hepsi çok sıcakkanlı insanlardı. Türkleri de oldukça seviyorlar. Herhangi bir olumsuz düşünce ya da sözle karşılaşmadık.
Aynı gün bir de eBay’in ofisini ziyaret ettik. Ofis tek kelimeyle mükemmeldi. eBay’in gelecek planları üzerine de detaylıca konuştuk. Yakın gelecekte internet üzerinden 3d-design satacaklarmış ve bunun alt yapısını hazırlamakla meşguller. Bu arada değinmeden edemeyeceğim ki eBay’in bize ikram ettiği pasta ve tatlıların tadı hala damağımda 🙂
Üçüncü gün ise Google’ın ofisini ziyaret ettik. Google deyince zaten bir durup düşünmek lazım 🙂 Google-İsrail her Çarşamba günü ofisini girişimcilere açıyor ve onlara aynı zamanda başka girişimcilerle ve yatırımcılarla tanışma fırsatı sunuyor. Bütün ülke ve bütün ekosistem sonuna kadar birbirini destekliyor bundan çok emin olabilirsiniz. Google-day boyunca hem Google yöneticilerinden hem de oradaki girişimcilerden farklı sunumlar izledik. Hepsi de oldukça güzeldi. Gerçekten bütün bir gün bizim için ilham kaynağı oldu. Sunumlar sonunda dünyanın daha güzel ve daha barışçıl bir yer olabileceğine dair umutlarımız arttı.
Özetle, İsrail gerçekten de girişimcilik konusunda Türkiye için rol model olabilecek bir ülke. İş kültürü ve eğitim konusunda da öyle. İmkan bulan herkes muhakkak bir gün İsrail’i görmeli 🙂