Bir an için bulunduğumuz mekândan soyutlanıp Mars’ta yaşadığımızı hayal etsek. Tam da şu an yaşamsal faaliyetlerimizi sürdürebilmek için ne yapmamız gerekirdi?
Öncelikle Mars atmosferinin %96’sı karbondioksit. Bizler atmosferde oksijenin baskın geldiği bir gezegende yaşıyoruz. Bu yüzden büyük ihtimal şu an bu yazıyı oksijen tüpüyle ya da oksijen salınımı sağlayan herhangi bir aparatla yazıyor olurdum. Mars’ın hava sıcaklığına bakarsak yıl içinde 30 ile -140 derece arasında değişiyor. İnsanoğlunun yaşamını idame ettirdiği Dünya’da en soğuk nokta -90°C ki bu noktalarda yaşam yok denecek kadar az, en sıcak nokta ise 57°C olan çöllerde de bilindiği gibi yaşam yok. Dünya’nın hava koşullarına alışkın olan insanoğlu için termal içlikle yaşama zamanı. Yoksa bu hava koşullarına uyum sağlayabilmek için vücudumuzu tamamen kaplayan termal içliklerle mi yaşayacağız?
Dünya’ya 150 milyon kilometre uzaklıkta olan Güneş’in Mars’a uzaklığı 228 milyon kilometre. Neredeyse 1,5 katı. Dünya gibi güneş enerjisini kullanabileceğimiz bir yer değil Mars. Ayrıca toz fırtınalarının kızıl gezegeni ele geçirdiklerini söylemeden geçmeyeyim. E sanırım rüzgâr enerjisinde de şansımız yaver gitmiyor. Dünyada sonu gelmeyen petrol ve doğal gaz savaşını bir de Mars’ta mı tekrarlayacağız? Bilemiyorum. Mars’ı keşfetmek ve oraya yolculuk yapmak düşüncesi içimi kıpır kıpır yapsa da Mars’ta yaşama olgusunun oturması için daha zamana ihtiyacımız var gibi.
2032 yılında ilk Mars’a ilk insanlı seferin yapılacağını biliyoruz. Bu grubun dünya nüfusunun yanında ne kadar küçük olduğunu da. Hadi her şeyi kabul edip Dünya’da yaşama son verdiğimizi ve alternatif bir gezegen olan Mars’a göç etmeye karar verdiğimizi düşünelim. Mars Dünya’nın büyüklüğünün 6’da 1’i kadar. İnsan nüfusunun 6’da 1’i mi yalnızca Mars’ta yaşayabilecek? Elon Musk’a göre bu rakam yalnızca 1 Milyon. Dünya nüfusunun en zeki, en güzel, en güçlü 1 Milyon insanını mı toplayıp Mars’a yollayacağız? Sanıyorum ki acilen gelecek planlamamızı Dünya’ya göre yapmamız gerekecek.
7 milyar insan, yaşadığımız dünyanın gün be gün gerilemesini, gücünü kaybetmesini oturup izliyoruz. Bir başka gezegeni kaçış noktası görmeden önce, binlerce yıldır hüküm sürdüğümüz Dünya için daha iyi bir gelecek planlamamız gerekmez mi? Hepimiz bunun farkındayız ama aksiyon alma konusunda biraz gücümüz yok gibi. Sanırım artık yaşlı Dünya’mızın daha iyi bir geleceğe sahip olması için hep beraber el ele verme zamanı. Çünkü Dünya’nın, yaşamsal formatlar göz önüne alındığında kendine en yakın gezegen olan Mars’la bile arasında ne kadar büyük farklar olduğu ortada.
Şimdi tüm şartları tekrar göz önüne alarak bir kez daha düşünelim mi? Marsta yaşamak mı? Marsta yaşamak zorunda bırakılmak mı?