Mesafelere Rağmen Fellow Olmak

Geçen sene bu zamanlar çoktan başvurumu yapmış, fellow olabileceğimden habersizdim.

Ve bir Fellow olduktan sonra hayatım ciddi anlamda değişti. Çok farklı bir ekibin parçası oldum, yeni şeyler öğrendim. Daha önce yapmayacağım, yapamayacağım pek çok şey yaptım. En önemlisi ise birbirinden güzel insanlarla tanıştım.

Bu yazıyı yazmamdaki amaç İstanbul’da yaşamayan bir fellow olarak diğer fellowlara göre farklılıklarımızın olmasıydı. Hepimiz buraya katılması zorunlu FellowUp’ların İstanbul’da olacağını bilerek geldik. Bunun zor yanları olduğu kadar çok güzel avantajları da varmış. Bu avantajların farkına vardım ve şimdi sizlere bunlardan bahsetmek istiyorum.

İlk olarak fellow olunca hayatınızın değişeceğini söyleyebilirim özellikle de farklı bir şehirden katılıyorsanız. Çünkü kendi şehrinizdeki imkanların İstanbul’daki kadar gelişmiş olması pek mümkün değil.

Herkesin az çok farklı şehirlerde bir çevresi vardır ama fellow olmakla birlikte belki hiç gidip görmediğiniz şehirlerden insanlarla arkadaş oluyorsunuz. Herkes herkesi eşit seviyede sevemez, anlaşamaz ama burası öyle bir yer ki ne olursa olsun yardıma ihtiyacınız olduğunda elinden geleni yapan arkadaşlarla dolu.

Zorunlu toplantıların İstanbul’da olmasıyla birlikte ilk olarak kalacak yer sorun olmaya başlıyor. Gruba kalacak bir yere ihtiyacım var dediğinizde bir sürü teklif alıyorsunuz ama teklif eden arkadaşlarla ne kadar yakın olursanız olun onu rahatsız edip etmeyeceğinizi düşünüyorsunuz. Geçen zamanla birlikte arkadaşlıklar pekişince sadece İstanbul’da değil bir çok yerde bu insanlarla görüşebiliyorsunuz.

İkinci olarak bütün yoğunluğunuza ve stresinize rağmen o toplantılara katılmanız zorunlu ama inanın bana zorunlu olduğu için değil gerçekten orada olmak istediğiniz için gidiyorsunuz. Bunun da bazı getirileri oluyor. Zamanınızı daha verimli geçirmeye, paranızı daha bilinçli harcamaya başlıyorsunuz ve bunları düzenli olarak yapıyorsunuz.

Son olarak fellow olmanın diğer avantajlarından biri ise birçok etkinliğe özel davetiye ile girebiliyorsunuz. İşte bu durumda İstanbul’da okuyor olmanın en büyük avantajını hissediyorsunuz. Sabah sınava girip akşam etkinliklere gidebilme ya da vakıfta gerçekleşen spontane planlara katılma şansınız İstanbul’da yaşayan fellowlara göre oldukça azalıyor. Bu kıskanılası bir durum olsa da sanırım zaman geçtikçe buna ayak uydurmaya ya da bunu kabullenmeye başlıyorsunuz. Bu sizin hem zamanınıza hem de gücünüze bağlı olarak değişiyor.

Her durumun kendine göre zorlukları var. Kişiden kişiye, okuduğunuz bölüme, yaşadığınız şehre, yaşınıza, karakterinize, hayallerinize göre değişiklik gösteriyor. Bu zorluklar ise, onların üstesinden gelmeye başladığınızda çok daha anlam kazanmaya başlıyor. Siz yeter ki hayal edin, bir şeyler yapmak isteyin ve asla vazgeçmeyin.

Girişimcilik Vakfı sizlere, bizlere, birçok fırsat sunuyor. Hangi imkanından yararlanmak isteyeceğiniz ise tamamen size bağlı.

 

0 Shares:
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şunlar da Hoşunuza Gidebilir

Paylaşma Geleneği ve Paylaşım Ekonomisinin Geleceği

Komşuluğun en temel özelliği paylaşma kültürünün olmasıydı bence. Eskiden, biri zor bir duruma düştüğünde ya da sadece ihtiyacı olduğunda maddi ve manevi her yönden destek olunmaya çalışılırdı. Şimdilerde ise komşunun komşuya bir tabak yemek götürmesi bile garipseniyor. Bizim için eskiden çok normal bir ritüel olan eylemlere bugünlerde 'paylaşım ekonomisi' adı veriliyor. Değişen toplum değerleriyle birlikte paylaşım ekonomisine mahalle kültürünün son versiyonu diyebilirim. Fakat bu sefer mahallemizin sınırları biraz daha geniş. Yeni sınırımız ''dünya''.

Girişimlerde Hukuk

Her işin ilk aşamasından itibaren gerekli olan iki kişi vardır. Rakamlardan anlayanlar ve yasalardan anlayanlar. Bahsettiklerim kimler mi? Muhasebeciler ve hukukçular. Para akışı tabloları, vergiler, ödemeler ve alacaklar dediğimizde aklımıza ilk gelenin muhasebeciler olduğu kesin. Peki yasalardan anlayanlara neden ihtiyacımız var?

New York & New York

New York girişimcilik stajımın bitiminde dönüş yolundayım ve ertelemekten vazgeçip yazmaya başlıyorum. New York deneyimimin bana kazandırdıklarını bir genç & girişimci gözünden kendi bakış açımla değerlendirip, öğrettiklerini ve hatırlattıklarını paylaşacağım.